Trafik kazalarının çoğunun önlenebilir olduğuna dikkat çeken Av. Kütahya, özellikle Türkiye’de yaşanan maddi hasarlı, ölümlü ve yaralanmalı kazaların ekonomik ve sosyal boyutlarını vurguladı. Bu kazaların, yaralanmalar nedeniyle birçok insanın hayatını derinden etkileyerek uzun süreli engelliliklere yol açtığını belirtti.

Av. Kütahya, “Ülkemizde trafik kazaları, büyük maddi kayıplar ve can kayıpları ile sonuçlanmakta. Bu durum, ciddi bir halk sağlığı sorunudur ve ekonomik olarak da ülkemizi olumsuz etkilemektedir. Durum dünya genelinde de benzer şekilde seyretmektedir” diyerek global bir sorun olduğuna işaret etti.

Ayrıca, trafik kaza analiz uzmanı olarak da görev yapan Kütahya, kazaların analiz edilmesinin ve bu verilerin doğru bir şekilde değerlendirilmesinin, kazaları önleme stratejileri geliştirmede kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Kazaların türleri ve özelliklerinin detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini belirten Av. Kütahya, bu tür analizlerin, trafik güvenliğini artıracak politikaların oluşturulmasında temel bir rol oynadığını söyledi.

Son olarak, trafik kazalarının azaltılması için toplumsal farkındalığın artırılması ve bireylerin trafik kurallarına daha sıkı şekilde uyması gerektiğini vurgulayan Av. Kütahya, bu konuda devletin ve ilgili kurumların da önemli sorumlulukları olduğunu dile getirdi. Trafik ve İlk Yardım Haftası’nın bu tür konulara dikkat çekmek ve gerekli önlemlerin alınmasına katkı sağlamak için önemli bir fırsat olduğunu ekledi.

Av. Burcu Kütahya Kimdir?

1980 yılında İstanbul doğumlu olan Av. Burcu Kütahya, 2003 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur. Aynı üniversitede ekonomi hukuku alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. 2005 yılından itibaren avukatlık yapmaya başlayan Kütahya, çeşitli eğitim kurumlarında ve üniversitelerde bedensel, can zararları hesaplamaları (Aktüerya) ve trafik kaza analizi üzerine bilirkişilik eğitimleri almıştır. Avukat ve trafik kaza analiz uzmanı olarak mesleki faaliyetlerini sürdüren Kütahya, bu alandaki çalışmaları nedeniyle yakın zamanda bir onur ödülüne layık görülmüştür.

1- TRAFİK KAZASI / TRAFİK MAĞDURU/KARAYOLU GÜVENLİĞİ NEDİR?

Trafik kazası

Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm yaralanma veya zararla sonuçlanmış olaydır.

Trafik mağduru

Trafik çarpışmalarına maruz kalan din, dil ve ırk, genç, yaşlı ayrımı olmaksızın ölen, yaralanan, sakat kalan ve geride  kalan diğer tüm topluluğu ifade etmektedir.

Karayolu trafik güvenliği

Karayollarında meydana gelen trafik kazalarının önlenmesi, azaltılması ve insanların güvenli bir şekilde seyahat etmelerinin sağlanması amacıyla alınan önlemleri ve yapılan çalışmaları ifade etmektedir.

 2- TÜRKİYE’DE EN ÇOK  TRAFİK KAZALARININ NEDEN OLAN EYLEMLER NELERDİR?

Birincisi hız,  hız limitlerine uyulmaması, aracının hızını yol hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak, Kavşaklarda  geçiş önceliğine uymamak ,şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak, takip mesafesinin uyulmaması  nedeniyle arkadan çarpma, dönüş kurallarına uyulmaması  ilk 5’te yer alan nedenler arasında.

3-TÜRKİYE’DE MEYDANA GELEN TRAFİK KAZALARINA EN ÇOK  KİMLER SEBEP OLUYOR?

  İlk üçü  sırasıyla   sürücüler, yolcular, yayalar olmak üzere  sıralayabiliriz.

Boşanma sürecinde dikkat edilmesi gerekenler Boşanma sürecinde dikkat edilmesi gerekenler

4- TAŞITLAR BAKIMINDAN DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE EN ÇOK KAZAYA SEBEBİYET  VEREN KAZAYA KARIŞAN  TAŞITLAR HANGİLERİLERDİR?

Sırayla otomobil, motosiklet, kamyonet, traktör bisiklet olarak ilk 5’i sıralayabiliriz

5-KAZALARDA EN ÇOK ÖLEN YARALANAN KAZA ZEDELER KİMLERDİR?

Sürücü, Yolcu  ve Yayalar

6- TÜRKİYE’DE DAHA ÇOK HANGİ YOLLARDA KAZA OLUYOR? KAZALARIN EN ÇOK GERÇEKLEŞTİĞİ YOLLARIN ÖZELLİKLERİ NEDİR?

Kazaların büyük çoğunluğu düz, eğimsiz, asfalt yollarda meydana geliyor. Bu yollarda meydana gelen kaza sayısı,  tehlike arz eden, daha dikkatli sürüş gerektiren yollara göre daha fazla.

Türkiye meydana gelen kazaları analiz ettiğimizde; diğer sebeplere göre  yol kusurları oran olarak çok gerilerde kalıyor; ama karşımıza çıkan yol kusurlarına baktığımızda yolda bulunan  çukur, yol zeminindeki gevşek malzeme, yine yoldaki çökmeler şeklindeki  yol bozukluları, en çok kazaya sebebiyet veren yol kusurları diyebiliriz.

7-TÜRKİYE’DE KAZALARIN EN ÇOK GEÇEKLEŞTİĞİ ZAMAN VE YER NELERDİR?

Türkiye’de kazaların  en çok  gerçekleştiği zamanlara  ay olarak baktığımızda   Temmuz ve Ağustos aylarıdır.

Gününün zaman dilimleri  bakımından baktığımızda  ise,   gündüz meydanda gelen kaza sayısı, gece veya  alacakaranlıkta  meydana gelenlerden  fazla.

Yer bakımından değerlendirdiğimizde ise, yerleşim içinde meydana gelen kaza sayısı, yerleşim dışında meydana gelenden kaza sayısında fazla.   

Kazaya karışan araçların sayısı bakımından baktığımızda tek aracın sebep olduğu kaza sayısı, iki aracın veya daha çok kazaya karışmasıyla meydana gelen kazalarının  sayısında fazla olduğunu görüyoruz.  

8- KAZALARIN BU BELİRTTİĞİNİZ ZAMAN DİLİMLERİNDEKİ ARTIŞ SEBEPLERİ NELERDİR?

En önemli sebep belirttiğim zaman dilimlerinde ve yerlerde yol kullanıcılarının yoğunluğu, fazla olması. Özellikle yaz döneminde taşıt ve insan hareketliliğin artıyor.  Turizm sezonun başlıyor,  turistler geliyor, kişilerin özel araçları ile otobüslerle seyahatleri artıyor. Yurt dışında yaşayan gurbetçileri memleketlerine geliyor. Yaz mevsimi tarım bakımından önemli bir dönem. Bu dönemde tarım araçlarının kullanımı artıyor. Taşıt ve insan sayısındaki hareketliliğin bu artışı kazaları da  kazaların  çeşitliğini de artmasına sebep oluyor.

9- SEYAHATLERİN ARTMASI, TARIM MEVSİMİNİN BAŞLAMASI KAZALARI VE KAZALARIN ÇEŞİTLİLİĞİNİ ARTIRIYOR DEDİNİZ.  BU ETKENLER NE GİBİ SORUNLARI BERABERİNDE GETİRİYOR, KAZALARIN ARTMASINDA NASIL BİR ROL OYNUYOR?

Öncelikle trafikteki yoğunluk kontrolsüzlüğü de beraberinde getiriyor. Uzun seyahatlerde kazaya neden olan en önemli etken, yorgunluk ve uykusuz araç kullanımı.

Kişiler, uzun yol olduğu için geceden veya sabah erken saatlerde  yola çıkıyor. Dinlenme süreleri sürücülerce dikkate alınmıyor. Yazın sıcaklarla birlikte uyku basması ve yorgunluk artar. Geceden araç kullanan sürücülerin üzerinde günün ilk ışıklarının yarattığı rehavet gözleri açık olduğu halde yolu izleme fonksiyonlarını kaybetmelerine sebep oluyor. 

Gidilen yol uzun olduğu için uzun sürekli araç kullanımında doğal olarak yorgunluk oluşuyor. Yorgunluk, bıkkınlığı getiriyor. Genellikle tatil amaçlı gidildiği için gidilecek bir an önce varmanın heyecanı, aceleciliği getiriyor.  Bu sefer hız limitlerinin çok üzerine çıkılmaya başlanıyor. Hız en tehlikeli ve en ağır sonuçları olan kaza sebebi.

Özellikle sahil şeritlerinde günlük hayatta kullanılan alkol oranın fazla olması, sürücülerin ve diğer yol kullanıcılarının alkollü şekilde trafiğe çıkmaları kazalarda artışa neden oluyor.

Şehirler arası yollarda aileyi taşıyan hususi araçlarının direksiyonun yeteri kadar sürüş becerisi gelişmemiş çocuklara, gençlere tecrübe kazanması ya da hevesini alması için verilmesi, onların da hız yapmaları ve sollama sırasında yaptıkları hatalar vahim sonuçları ile  karşımıza çıkan bir diğer durum.

Gurbetçilerin yurda dönmeleriyle biraz önce bahsettiğim gibi onların çok daha uzun yoldan gelmeleri nedeniyle günlerce süren yolculuk nedeniyle oluşan bıkkınlık , yorgunluk,  kaliteli bir uykunun olmaması nedeniyle uykusuzluk, uykusuzluk nedeniyle tahammülsüzlük, uykusuzluk dayanma gücünü, dayanaklığı azaltır. Kahve içmek, müzik dinlemek cam açmak uykunun yerini asla tutmaz. Uykusuzluk ve yorgunluğa bağlı oluşan dikkat dağınıklığı, memleket varma nedeniyle duyulan heyecan yarattığı aceleciliğe bağlı aşırı hız, yurt dışından gelen gurbetçilerin yaptıkları kazalarda kendini çok belirgin şekilde gösteriyor. Araştırmalar gurbetçilerinin memleketlerine ya da varacakları yere yaklaştıkları zaman daha çok kazalar yaptıklarını gösteriyor. Bu da günlerce süren yolculuğun yarattığı yorgunluk ve uykusuzluğun bıkkınlığın yarattığı tahammülsüzlüğün en ölümcül kazalarına neden olduğunu gösteriyor.

Diğer taraftan gurbetçi kazalarının en önemli bir diğer nedeni, gurbetçiler, batıdakinin aksine, Türkiye’de trafik kurallarına yeteri kadar uymamasıdır. Türkiye’de trafik güvenlik kültürünün zayıf olmasını, denetimlerin yeterli olmamasını kötüye kullanıyorlar. Kendi ülkelerinde yapamadıklarını burada yapıyorlar.  Burada zaten insanlar kurallara uymuyor, benimde kurallara uymam gerekmez özelikle de cezaların yabancı paralar karşındaki düşüklüğü ne olacak öderim düşünceleri kuralların hiçe saymalarına neden oluyor. 

Yaz aylarında kazaların çeşitliği de artıyor. Özellikle sıcak havaların olduğu ve seyahatlerin en çok yapıldığı yaz aylarında otobüslerin sefer sayılıların artması ile kesintisiz seferler yapabilmektedir. Otobüs seferlerinin aralıksız, kesintisiz olması, araçların bakım ve kontrolden geçirilmemesi, seferler sırasında motor bölümü, motor parçaları, mekanik ve elektronik aksamların aşırı ısınmaları yangına sebep olabiliyor kaza ve ölüm ve yaralanmaları beraberinde  getirebiliyor.

Yine yaz döneminde tarım araçlılarının sebep olduğu kazalarda ciddi artış görüyoruz. Tarım araçları bahçede tarlada kullanıldığı için trafik güvenlik kültürünün zayıf olması nedeniyle karayollarında çok rahat bir şekilde kontrolsüz hareket ediyorlar. Yola aniden çıkabiliyorlar. Bu araçların çoğunda olması gereken far ve diğer ışık donanımları, koruyucu donanımlar traktörün römorklarındaki taşınması olması gereken donanımlar çoğu zaman eksik oluyor. Özellikle arızalanması halinde yola bırakılması ya da park edilmesi halinde bu donanım eksiklikleri yüzünden bu araçların kazalara karışmalarına ve başka araçların kaza yapmasına sebebiyet vermesinde etkin rol alıyorlar. Bahçede tarlada traktörle çalışınken, traktörün hatalı kullanımı manevraları sırasında sürücünün tarlada çalışanların kişilerin ölümüne yaralanmasına sebebiyet veren kazalar meydana gelmesine sebep olabiliyor.   Yine yaz aylarında kırsal kesimlerde kişilerin traktör ile ya da uygunsuz şekilde traktör römorklarında yolcu taşınarak bu şekilde tarlaya, düğüne gidiliyor. Bu uygunsuz taşıma şekli traktöre binme nedeniyle ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan kazalarda kendini gösteriyor

10- TÜRKİYEDE TRAFİK KAZALARININ AZALTILMASI VE ÖNLENMESİ İÇİN YAPILAN ÇALIŞMALAR NELERDİR?  

Ekim 2021’de Türkiye ve tüm üye ülkeler tarafından imzalan Birleşmiş Milletler 2021-2030 karayolu strateji belgesi çerçevesinde Türkiye’nin de 2024 – 2027 dönemi için eylem planları var. Bu eylem planlarına göre yapılacak çalışmalar sonucu amaçlanan can kayıplarının ve ciddi yaralanmaların olmadığı bir trafik sistemi yaratmak.  Varılmak istenen hedef, 2030 yılında Türkiye’de ölümleri yarıya indirmek, 2050 yılında  trafikte can kayıpsız bir Türkiye.

Mesela geçen aylarda Doğu Makedonya-Trakya Eyalet Meclisi,  2022 yılında Doğu Makedonya-Trakya bölgesinde meydana gelen ve 41 kişinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazaları nedeniyle eyalet  genelinde ciddi ve ölümcül trafik kazalarının azaltılmasına yönelik tedbirlerin alınması amacıyla, 2024 yılını (Drama, Kavala  İskeçe, Rodopi  Evros  olan Doğu Makedonya-Trakya eyaletler) için  Karayolu Trafik Güvenliği  yılı ilan etti ve amaca yönelik bir dizi çalışma içine girdi.

11-Trafik kazalarının önlenmesi için ne tür önlemler alınabilir?

Trafik kazalarının sebepleri ve sonuçları eğitimden mühendisliğe kadar daha adını sayamadığımız bir çok alanı ve kurumu ilgilendirdiği için kazaların azaltması ve önlemesi bakımından bütün kurumların birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Ama yapılan çalışmaların etkisini göstermesi, kendini hissetmesi bakımından en büyük sorumluluk kamu gücünü kullanabilecek kurumlara düşmektedir.

Olaya hukuki boyutuyla baktığımızda ülkemizdeki kazaların büyük çoğunluğu yol kullanıcılarının hataları, kural ihlalleri yüzenden meydana gelmektedir. Kazalarda en büyük rolü, insan faktörü oynamaktadır. İşin hukuki boyutu itibariyle trafik kazası ile ilgili suçlarda soruşturma aşamasında gerçeğin ortaya çıkartılması için etkin bir tahkikat, araştırma yapılmalı ve kazaya sebebiyet verenler hakkında etkin ve yargılamanın gecikmesini önlenecek tedbirler derhal alınmalıdır. Yargılama sonucunda hem ceza kanundaki düzenlemeler hem de verilen cezanın infazı aşamasında infaz kanundaki düzenlemelerin kendisini gücünü göstermesi, etkinliğini hissettirmesi gerekmektedir.

Ülkemizde ne yazık ki; trafik kazalarına bağlı suçlarda soruşturma aşamasında etkin ve titiz bir soruşturma yapılmıyor. Maddi gerçek her zaman tam olarak ortaya çıkartılmıyor.  Bu nedenle de yargılama sırasında mevcut delillere göre oluşan suç kadar ceza veriliyor. Başka deyişle söz konusu olayda suçun daha nitelik halinin unsurlarını bulunsa bile soruşturma sırasında bu unsurlar yada bununla ilgili deliller dikkate alınmadığı yada gözlerden kaçtığı için tespiti ve değerlendirilmesi yapılmadığından ötürü mevcut delil durumu karşında  suçun basit haliyle  ceza verilmesine sebebiyet verebiliyor. Bu da doğal olarak haksızlığa ve adaletsizliğe sebep oluyor.

Diğer taraftan neredeyse artık 19 yıldır yürürlükte olan mevcut Ceza Kanunumuzda para cezalarının hala alt sınırı 20 TL, üst sınırı 100 TL dir. Bu kanuni düzenleme 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmişti.

Trafik kazalarına ilişkin suçlarda adli para cezası, çok tercih edilen bir cezalandırma yöntemi olmasına, uzun süreli hapis cezalarının paraya çevrilmesi konusunda bile hakimin takdir yetkisi verilmiş olmasına ve ülkemizde gerek hürriyeti bağlayıcı gerek adli para cezaları takdir edilirken genellikle alt sınırdan pek uzaklaşılmaması karşında, 19 yıl içinde günden güne değişen mevcut ekonomik koşullara göre  bir güncelleme,  düzeltme yıllarca yapılmadı. 1 Haziran 2024 yürürlüğe girecek olan 8. Yargı paketinde yer alan Mart 2023 de yasalaşan düzenlemeler ile trafik kazalarından kaynaklı suçlar için verilecek adli para cezasının alt sınırı 100 TL, üst sınırı 500 TL’ye çıkartıldı. 

1 Haziran 2005 tarihinde alt sınır olan 20 TL’nin yıllarca içinde değişen ekonomik şartlar çerçevesinde bugünkü karşılığının 500 TL’nin üst sınır olarak belirtilen 100 TL’nin yıllarca içinde değişen ekonomik şartlar çerçevesinde bugünkü karşılığının 2.500 TL’nin üzerinde olmasına karşın.  Bu tür suçlarda para cezasına çevirmenin çok başvurulan bir yöntem olması karsında cezanın etkin olması, kendini gücünü hissetmesi için hakkaniyet ve adalet gereği cezaya esas alınacak paranın güncel ekonomik şartlarına ve değerine  göre sürekli düzenlemesinin ve güncellemesinin yapılması zorunludur. Yapılan ve  01.06.2024 tarihinde yürürlüğe girecek  bu yeni düzenleme ile de yine etkisiz para  cezaları ile karşı karşıya kalacağız.  Bütün bu belirttiğimiz açıkladığımız olumsuz unsurlar birleşince trafik kazalarına bağlı suçlar bakımından bir cezasızlık algısı doğuyor. Etkisiz cezalar ile karşı karşıya kalan mağdurlar, kazazedeler ve kamu vicdanı bakımından yine adalet yerini bulamamış, toplumun vicdanı rahatlamamış olacaktır.  Çok uzun zamandır hukuk sitemize hakim olan ve hatta artık neredeyse bütünleşmiş olan “cezasızlık” algısı devam edecektir.

Diğer taraftan trafik kazalarının meydana gelmesindeki yol kullanıcılarının iradesi değerlendirilirken mahkemelerdeki artık geldiğimiz çağ itibariyle kabulü mümkün olmayan; fakat hala hakim olan “düşünmedi, ön göremedi” şeklindeki sığ anlayışından vazgeçilmelidir. Tüm dünya gibi bu konuda biz de artık gayet iyi düşünebilecek ve olabilecekleri öngörebilecek yeteri tecrübe ve bilgiye sahibiz. Bu düşünce, artık günüz gerçeği ile bağdaşmamakta ve çok büyük haksızlıklara sebep olmaktadır. Trafik kazalarına ilişkin davalarda sadece keşif değil, aynı zamanda bu konudaki uzman bilirkişiler marifetiyle mutlaka kazaların yeniden canlandırılmasının yapılması gerekmektedir. Bu yolla hem kaza doğru aydınlatılmalı, hem de toplum yararına bilgi üretilmelidir.  Çükü trafik kazalarından kaynaklı suçlar, doğrudan şahsa karşı işlenmiş suçlar değil,  bir tür kamu güvenliğine karşı işlenmiş suçlardır.

Trafik güvenliğinden sorumlu yetkili makamlar da gerek trafik bilincini ve kültürünü geliştirmek, artırmak gerekse araçların trafiğe uygunluğu, yol ve çevre şartları, yol kullanıcılarının davranışlarına  dair kontrol ve denetim konusunda üstlerine düşüneni kesintisiz ve tavizsiz  yapmalıdır. Trafik para cezaları, derhal tahsili edilmeli,  tahsili ertelenmemeli, af veya erken ödeme indirimi yoluna gidilmemelidir. Kısaca bu konuda her yönden kararlı ve etkin bir mücadele verilmelidir.

12- Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ölüm ve özellikle ağır yaralanma ile sonuçlanan trafik kazaları, hem kazazedeler hem de sorumlular için çok vahim sonuçlar doğurabilmektedir. Üzülerek belirmek isterim ki; ülkemizde trafik kazası nedeniyle ölüm yada yaralanmalar kanıksanmış, sanki doğal bir şeymiş gibi bir  hal almış durumda. Tamamen kader olduğuna inanılıyor. Trafik kazalarına, “kaza ile oldu, kazaydı işte, kimse istemezdi böyle olsun” denmekte; fakat kazanın  ağır olan sonuçlar ile kazazedeler ve yakınları baş başa kalıyor, kazanın bıraktığı ruhsal ve bedensel  zararlar, tahribatlar  kişinin kalan yaşamın çilesi oluyor, çilesi olarak kalıyor ne yazık ki. Trafik kazası kader değildir. Trafik kazaları, fizik kurallarına aykırı davranıldığı için gerçekleşen olaylardır. Tüm trafik kuralları, fizik kuralları çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu yüzdende ön görülmeyecek olaylar değildir.

Bir trafik kazasında 20 yılda görmediğiniz, yaşamadığınız şeyi 20 saniyede görebilir yaşayabilirsiniz. Trafikte bu bilinçle hareket ediniz. Yetkilerin uyarılarına kulak veriniz ve seyrettiğiniz yoldaki hız limitlerine uyununuz. Yol, hava ve araç şartlarına uygun olmayan hız, ne kadar artarsa, sonuçta bir daha asla unutulmayacak ve telafi edilemeyecek kadar ağır olacaktır. Unutulmamalıdır ki; hiçbir tazminat, uğradığınız zararı, mağduriyeti telafi etmeyecektir.

Ben kendimde bir trafik kazası mağduruyum. Bir trafik kazası, sevdiklerinizin sağlıklı yüzünü ve bedeni bir daha hatırlamanıza sebep olabilir mi ? Oldu. 

Hatırlamak için fotoğraflara  videolara bakmak bile yetmeyebilir mi? Bana yetmiyor. Ben artık annemin sağlıklı yüzünü, bedeni  hatırlayamıyorum. Kaza, benden anneme dair her şeyi çaldı.

Son olarak Eyüpsultan Kemerburgaz yaşanan kazada olduğu gibi.  Kaç kişinin hayatı, saniyeler içinde bir daha hiçbir eskisi gibi olmayacak şekilde değişti.  Geri dönüşü yok. Telafisi yok. Hâlbuki söz konusu kazayı önlemek, son derece kolay ve mümkündü.

Trafik kazalarından kaynaklı suçlarda etkin ve hızlı soruşturmaların yapılmaması sonucu bu kaza sonrası gelişen durumlar ve varılan son nokta karsında kamu vicdanının ne kadar yara aldığını her birlikte gördük ve yaşadık. Daha öncede belirttiğim  gibi toplumumuzca trafik kazası sonucu meydana  ölüm ve yaralanmalar kanıksamış durumda. Yaz aylarında bayram tatillerinde artan bir günde yüzden fazla kişinin ölüme, yaralanmasına neden olan trafik kazaları sıradan bir olaymış gibi karşılanırken,  Eyüp sultan/Kemerburgaz’da meydana gelen bu üzücü kaza ve kaza sonrası  kazaya neden olan ve neticeyi daha da ağırlaştıran affedilemez eylemleri karşında toplumumuzun, ilk defa trafikte araç kullanmanın bir eğlence aracı, yolu, yöntemi olmadığını bir trafik kazasının nelere sebebiyet verebildiğini, sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu, olabileceğini bir nebzede olsa  kavradığını umuyorum. Ummak istiyorum.