İddianamede, İmamoğlu'nun "yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs" suçlamasıyla 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep ediliyor. İddianame, değerlendirilmek üzere mahkemeye sunuldu.
Soruşturmanın Arka Planı
İmamoğlu, 27 Ocak'ta düzenlediği bir basın toplantısında, bazı soruşturmalarda görev alan bir bilirkişiyi hedef gösterdiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından resen soruşturma başlatılmıştı. Basın toplantısında İmamoğlu, "Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Biz de Cumhurbaşkanı'ndan etkilenerek basın toplantımıza bu ismi koyduk. Basın toplantımızın adı 'turpun büyüğü'. Olmayan raporların nasıl iddianameye girdiğini, imzasız raporlarla insanların nasıl suçlandığını belgeleriyle açıklayacağım." ifadelerini kullanmıştı.
İddianamenin Detayları
Hazırlanan iddianamede, İmamoğlu'nun söz konusu basın toplantısında bilirkişinin görev aldığı bazı soruşturma ve davalardan bahsederek, bilirkişinin ve yargı organlarının bağımsız ve tarafsız olmadığı yönünde bir kamuoyu oluşturmayı amaçladığı belirtiliyor. Bu şekilde, İstanbul Adliyesi ve diğer adliyelerde devam eden çeşitli soruşturma ve davalarda resmi bilirkişilik görevinin etkilenmeye çalışıldığı iddia ediliyor.
Siyasi Yasak Talebi
İddianamede, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca, İmamoğlu'nun hapis cezasına mahkum edilmesi durumunda, "sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden" yoksun bırakılması, yani siyasi yasak getirilmesi talep ediliyor.
Siyasi Geleceğe Etkisi
Bu gelişme, İmamoğlu'nun siyasi geleceğini önemli ölçüde etkileyebilir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) olası Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen İmamoğlu hakkındaki bu hukuki süreç, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin siyasi gündemini şekillendirebilir.
Sonraki Adımlar
İddianame şu an mahkemenin değerlendirme aşamasında olup, kabul edilmesi halinde duruşma tarihi belirlenecek. İmamoğlu'nun hukuki süreci ve olası siyasi yasak kararı, Türkiye'de geniş yankı uyandırmaya devam ediyor.
