GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Tespihlerin ham maddeleri olan oltu taşından görüntüler - Taşların tespih için kırılıp düzeltilmesi - Taşların tornaya uygun olarak şekillendirilmesi - Taşların tornada şekillendirilmesi - Şekillenen taşların cilalanması - Tespih ustası Süleyman Coşkun'un röportajı - Biten ve satışa hazır hale gelen tespihlerin görüntüleri. Oltu taşını yarım asırdır ilk günkü heyecanla tespihe dönüştürüyor - Erzurum'un coğrafi işaretli ürünü Oltu taşı, Süleyman Coşkun'un toprakta ya da suda uzun süre sakladıktan sonra usta ellerinde tespih tanelerine dönüşüyor - Tespih ustası Süleyman Coşkun: - "Taşı uzun süre, 10 ya da 20 yıl gibi bekletmek bir hastalık, herkes bunu yapmaz. Elimde iyi taş olmadı mı rahat edemiyorum. O da bende bir hastalık. Bir iki cins taşım var en az 30 senelik" ERZURUM (AA) - MUHAMMET MUTAF - Erzurum'da çocuk yaşta öğrendiği tespihçilik mesleğini ilerlemiş yaşına rağmen sürdüren Süleyman Coşkun, en iyi tespihi yapmak için ilk günkü heyecanla çalışıyor. Oltu ilçesinde yaşayan 75 yaşındaki Süleyman Coşkun, 8 yaşında amcasının aletleriyle gizliden tespih yapmaya merak sardı. Coşkun, sonrasında amcasının aletlerini kullanmasına kızması sonucu kendisine alet yapıp mesleğe başladı. Kısa sürede kendini geliştirerek adından söz ettiren Coşkun, ilerleyen yaşına rağmen ilk günlerdeki istekle tespih yapmaya devam ediyor. İlçede ilk defa "iki delikli imame" yapan ve gençlik yıllarında "kumpas" kullanmadan tespih tanesini göz ayarıyla aynı ebat ve gramda yapan Coşkun, 52 yıllık meslek hayatında aldığı özel siparişlerle de koleksiyonerlerin dikkatini çekiyor. Coşkun, bulduğu kaliteli Oltu taşlarını uzun süre toprak altında ya da suda beklettikten sonra yaptığı tespihleri, Türkiye'nin yanı sıra yurt dışında da meraklılarına ulaştırıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da tespih yapan Coşkun, bu mesleğini sağlığı el verdikçe sürdürmeyi düşünüyor. 2015'te coğrafi işaret alan Oltu taşına yarım asırdır ruhuna katan Coşkun, deneyimlerini gelecek nesillere de aktarmak istiyor. - İsteklere göre tespih yapıyor Süleyman Coşkun, AA muhabirine, çocuk yaşlarda amcasının desteğiyle başladığı mesleğini sağlığı el verdikçe aşkla yapmaya devam edeceğini söyledi. İlk yıllarda yaptığı tespihin kuyumcularda iyi fiyatlara satıldığını anlatan Coşkun, çocuk yaşta yaptığı tespihin ilgi görmesinin kendisini heyecanlandırdığını belirterek, heyecanını yitirmeden mesleği sürdürdüğünü anlattı. İsteklere göre tespihler yaptığını söyleyen Coşkun, şöyle devam etti: "Meslek hayatımda yaptığım özel tespihlerim oldu. Tespih hastaları ve hevesli insanlar nasıl istiyorsa ona göre yapıyoruz. Türkiye'de tespih yapmadığım şehir kalmadı, yurt dışına da yapıyorum. 50 yıldan fazladır bu mesleği yapıyorum. İnanın ilk başladığım günden daha çok hevesim var. Bu işten ve sanattan hiç usanmadım. Gözüm görmez ya da ellerim şekil veremezse bırakırım." Coşkun, hiçbir zaman çabuk yapıp biraz kötü de olsa hızlıca satma telaşında olmadığını, hep en iyi tespihi yapmaya gayret gösterdiğini söyledi. Almanya'da bir süre çalışması ile askerlik harici sürekli bu meslekle ilgilendiğini aktaran Coşkun, bu mesleğin el sanatı olduğunu ve harçlıksız bırakmadığını ifade etti. Coşkun, ihtiyaçtan ve meslek hastalığından tespih yapmaya devam ettiklerini belirterek, "Hayatımda kahve, oyun bilmem. Alışkanlık, heves, ben de oluşan bunun hevesi. Allah izin verirse ömür bitene kadar devam edecek." dedi. - "10 kilo altın vereceğinize 10 kilo çok iyi taş verin daha iyi" Tespih için özel taşlar kullandığını aktaran Coşkun, "Taşları suya koyup muhafaza ediyoruz. Bunun özelliği taş suda olursa zarar görmüyor, dışarıda bıraktın mı zarar görüyor. Bu yapılıp cila alınca her şeyi bitiyor ve kendini çok güzel muhafaza ediyor." diye konuştu. Kaliteli taşların kendisi için öneminden bahseden Coşkun, şunları kaydetti: "Taşı uzun süre, 10 ya da 20 yıl gibi bekletmek bir hastalık, herkes bunu yapmaz. Elimde iyi taş olmadı mı rahat edemiyorum. O da bende bir hastalık. Bir iki cins taşım var en az 30 senelik. Az da olsa bunlar durdu mu zannediyorum bir şey var elimde. Altın verseniz bende o kadar değeri yok. Zamanında kuyumcu dükkanı açtım, tezgahta oturup altın satamadım, rahat edemedim. Çocuğumu tezgaha oturtup arka tarafta çarkımızı kurup tespih yapmaya başladım. Bana 10 kilo altın vereceğinize 10 kilo çok iyi taş verin daha iyi. O kadar seviyorum."