Bu röportajın zamandan bağımsız olduğunu ve okunmasının futbolculara, taraftara ve yönetime faydalı olacağını başından belirtelim.
Eski Trabzonspor Yöneticisi etiketini kabul etmiyor. Hem Trabzonspor’a hizmet etmeye devam ediyor hem de yöneticiliğin eski Trabzonspor Yöneticisi etiketiyle kulüpten faydalanmayı değil, kulübe faydalı olmayı gerektirdiğini belirtiyor. Biz de Psikiyatr kimliğini ön plana çıkararak hitap ediyoruz.
TAYFA: Sayın doktorum, yöneticiliğiniz döneminde, bir uzman psikolog ile futbolculara profesyonel destek uyguladığınızı ve üzerlerlerindeki baskıyı azaltmaya çalıştığınızı biliyoruz. Sizden önce bildiğimiz kadarıyla böyle bir uygulama yoktu. Sizden sonra da yok. Sizin döneminizde saha sonuçları son yılların en iyi Trabzonspor’unu izledik. Yaptığınızın işin bunda etkisi nedir sizce? Ne kadar gereklidir bu bu terapiler?
- DR. İrfan Coşkun: Yöneticilik dönemimdeki en büyük icraatım bana verilen sağlık komisyon başkanlığı görevi gereğince, yıllarca gerekliliğini vurguladığım ve batıda hemen tüm büyük kulüplerde bulunan bir profesyoneli kulüp bünyesine kazandırmak oldu. Bir uzman psikolog kulüpte çalışmaya başladı. Benim yönetici olarak futbolcularla direkt böyle bir diyaloğa girmem doğru olmazdı ve yöneticilik devamlı olmadığından rasyonel de olmazdı. Kulüp bünyemize kazandırdığımız uzman psikoloğun tek tek futbolcular üzerine ve genelde de takım üzerine oldukça pozitif katkıları olmuştur ve olmaktadır. Bu da bire bir futbolcularla görüşerek ve hoca eşliğinde toplu görüşmelerle yapılmıştır.
- TAYFA: Futbolcuların , özele girmeden, genel hatlarıyla en çok şikayetçi oldukları sorunları nelerdi?
DR. İrfan Coşkun: Futbolcuların genel olarak iki türlü şikayetleri oluyordu. Bunlardan bir tanesi baskıyı kaldırma, yani baskı altında performans sergilemekte sıkıntı çekme. Diğeri de şehrin yapısından dolayı sosyal hayat zenginliğini yaşayamamaları. Trabzon veya bölge illeri doğumlu futbolcuların çoğunluğunda gözlemlediğimiz özgüven eksikliği de bir diğer sorundu.
- TAYFA:Stresle başa çıkabilme , bir futbolcu için ne kadar önemlidir?
DR. İrfan Coşkun: Stres yaşamda zihinsel ve fiziksel başarıyı düşüren en önemli faktördür. Bu nedenle bir futbolcu için stresi doğru idare edebilmek, stresle başa çıkabilmek, yetenek, fiziksel kapasite, çok çalışma ve futbol zekası kadar etkilidir.
- TAYFA: Futbolcu transferlerinde , oyuncunun bu özelliğine dikkat edilmeli mi? Ediliyor mu?
DR. İrfan Coşkun: Maalesef transferlerde hiç dikkat edilmeyen ama en çok dikkat edilmesi gereken konu bu. Geçmiş transferlerde yaşadığımız hayal kırıklıklarının başlıca sebebi budur. Alınan futbolcunun kişilik yapısı, uyum , adaptasyon kapasitesi, alışkanlıkları, stresle baş edebilme kapasitesi mutlaka değerlendirilmelidir.
- TAYFA: Baskıyı kaldıramayan futbolcu, bu sorununu kısa zamanda aşabilir mi?
DR. İrfan Coşkun: Stresi ya da başka bir deyişle baskıyı kaldırabilmek doğuştan gelen bir özellik değildir. Sonradan kazanılır. Süper ligde futbol oynama yaşlarından daha önce kazanılması gereken bir yetenek olmasına rağmen sonradan da belli düzeylerde kazanılabilir. Bu da gerek kulüpte görevli profesyoneller gerekse teknik ekibin yardımlarıyla şekillenir.
- TAYFA: Trabzonspor taraftarının diğer takım taraftarlarından farklı olduğunu düşünüyorsunuzdur mutlaka. Bunun hastalık boyutuna gelebildiğini söyleyebilir miyiz?
DR. İrfan Coşkun: Trabzonspor taraftarı tipik Karadeniz insanı kişilik yapısıyla örtüşen bir tutum ve tavır içindedir genellikle. Futbolu gerçekten çok iyi bilen, teknik yorumları başarılı ancak sabırsız ve tahammülsüz bir seyirci profilimiz var. Bütün bu özellikleriyle de diğer takım taraftarlarından farklıdırlar. Fanatizm dediğimiz takımı kendi benliği gibi algılama oranı da diğer takımlardan yüksek orandadır ve bu yüzdendir ki takımı başarısız olunca hayatına kıyma olgularını Trabzonspor taraftarlarında izlemekteyiz en çok. Fanatizmi bir hastalık kabul edersek evet Trabzonspor taraftarında taraftarlığın hastalık boyutunda olma ihtimali başka takım taraftarlarından daha fazladır. Bu özellikleriyle aslında Trabzonspor ve taraftarı sosyolojik ve psikolojik olarak iyi bir araştırma konusudur.
- TAYFA: Trabzonspor Yönetim ve teknik kadro olarak istenen istikrarı sağladı mı sizce? Başarılı buluyor musunuz ?
DR. İrfan Coşkun: Gerek yönetim gerekse teknik kadro süre olarak istikrarı sağlamış görünüyor. İstikrar eğer devamlılıksa evet ama başarı da devamlılıksa pek de öyle görünmemektedir. Yapılan transfer hataları ve elden kaçırılan yetenekli oyuncularla Türkiye liglerinin en iyi futbol oynayan takımı bir anda ligin en kötü futbol oynayan takımlarından biri haline geliyorsa burada istikrardan bahsetmek zordur. İstikrar başarının sürekli hale gelmesidir ama şu an bu var denilemez.
- TAYFA: Şenol Güneş taraftarı ve tüm Türkiye’yi büyülüyor. Bir Şenol Güneş analizini istesek?
DR. İrfan Coşkun: Şenol hoca son milli takım ve Kore macerasından sonra orada her ne yaptıysa, ne okuyup ne dinlediyse gerçekten bir futbol filozofu durumuna gelmiştir. Yöneticilik yaptığım dönemde Broos'un küme düşme potasına getirdiği takımı aldığı ilk günden itibaren bir anda ülkenin en iyi futbol oynayan takımı haline getirip Türkiye kupası ve Süper Kupa’yı alması muhteşemdi. Kadro ne kadar kötü olursa olsun asla pes etmeyen, iyi mücadele eden ve kazanmayı bir şekilde beceren bir oyun mantalitesi var. Bu müthiş gelişiminden dolayı Şenol Hoca da takdir edilmenin yanında iyi analiz edilmeli.
- TAYFA: Şike soruşturması sürecinde psikolojik bir savaş da yapılıyor. Sizce psikolojik savaşta kim galip?
DR. İrfan Coşkun: Şike sürecinin tek galibi var o da Fenerbahçe ve maalesef tek kaybedeni Trabzonspor . 15 yılda 4 şampiyonluğu çalınan ve son çalınan şampiyonlukta buna adeta seyirci kalıp kabullenen Trabzonspor adeta soruşturmada herkesin düşmanı pozisyonunda. Sanki soruşturmayı Trabzonspor açmış, şampiyonlar liginde Fenerbahçe’nin yerine kendisi yazılmış gibi bütün oklar Trabzonspor’un üzerinde. Ve ne yazık ki Trabzonspor’u yönetenler de bu süreçte çok pasif ve edilgen pozisyondalar. Çoğu maçta şike ve teşvikle ilgili soruşturması olan Fenerbahçe psikolojik sürecin tartışmasız tek galibi.
- TAYFA: Trabzonsporlu yöneticiler yıllardır aynı isimler. Sırayla yöneticilik yaparlar. Mevcut yöneticiler yeterli mi? Trabzonspor’a yeterli katkı yapabiliyor mu? Bir yöneticinin kulübe katkısı nasıl olmalı?
DR. İrfan Coşkun: Evet, Trabzonspor’da yöneticilik sanki nöbetleşe olarak aynı isimlerce değişik zamanlarda yapılageliyor. Çok değerli, kapasiteli ve üst düzey insanlar bu kısır döngüden ötürü ya yönetici olmak için girişimde bulunmuyor ya da bir şekilde önü kesiliyor. İyi bir yönetici için benim tek bir kriterim var; "Yönetici Trabzonspor’dan değil Trabzonspor yöneticiden bir şeyler alabilmeli". Asla amaç kartvizite "eski TS yöneticisi" yazdırmak olmamalı.
- TAYFA: Peki doktorum, iş hayatınızdan, yani hastanelerden, bir Trabzonspor anısı var mı?
DR. İrfan Coşkun: Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri kliniğinde asistanım. Gece nöbet tutuyorum. Saat epeyce geç. Aston Villa deplasmanında son dakikalarda Küçük Orhan golü atıyor. Serviste öyle bir bağırıyorum ki ortalık yıkılıyor. İlaçla güçlükle uyuttuğum hastalar uyanıyor ve bana "Ya hocam sende içip yatsana ilacını" diyorlar. Bu anımı hiç unutamam.
- TAYFA: Bir de Yöneticilik yaptığınız dönemden, unutamadığınız bir anınızı dinlesek?
DR. İrfan Coşkun: Urfa’daki Türkiye kupası finali benim için unutulmazdı. Karşınızdaki takım en çok yenmek istediğiniz takım. Ligin de lideri. Evire çevire yeniyorsunuz. Kupayı yanınıza alıp Barcelona uçağıyla Trabzon’a dönüyorsunuz ve muhteşem bir karşılama. Taraftarın başarıyı sabahlara kadar kutlaması. Bu da benim için unutulmaz bir anıydı.
- TAYFA: Trabzonspor’a şampiyonluk getirecek 3 anahtar kelime söyler misiniz?
DR. İrfan Coşkun: İstikrar, sabır (tahammül) ve doğru transfer.
- TAYFA: Eski futbolculardan, bugün takımda görmek istediğiniz bir futbolcu söyler misiniz?
DR. İrfan Coşkun: Eski sayılır mı bilmem ama yerli Xavi yani Selçuk İnan!
- TAYFA: Taraftarlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
DR. İrfan Coşkun: Takımın deplasmanda içeridekinden daha rahat ve başarılı oynamasının sebeplerini irdelesinler. Yapılan güzel hareketlerden sonra olduğu gibi hatalardan sonra da moral vermek için alkışlamayı ve destek olmayı bilsinler. Ve en önemlisi tahammül ve sabır göstersinler.
Sayın doktorumuzun vaktinin ne kadar kıymetli olduğunu, yoğunluğunu görenler biliyordur. Kendisine bize zaman ayırdığı için ; sayın Gazeteci/Yazar Harun Çelik’in derlediği , taraftarın Trabzonspor aşkını anlattığı eşsiz kitabımız Kuzeyli Yazılar hediye ederek teşekkür ettik. Bu farklı ve faydalı röportajdan her kesime mesajlar var. Özlenen Trabzonspor’a katkısı olacağını umut ederiz.