Ağıralioğlu, yaptığı açıklamada, bu kararın hem hukuki hem de toplumsal açıdan kabul edilemez olduğunu ifade etti.
"Kamu Vicdanını Zedelemiştir"
Ağıralioğlu, Ümit Özdağ’ın tutuklanmasının kamu vicdanını zedelediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
❝Devlet, herkesten ve tüm vatandaşlarından önce, hukuka riayet etmelidir. Tutuklama tedbirinin istisna, kişi hürriyetinin esas olduğu göz ardı edilerek, alternatif adli kontrol tedbirlerine başvurma imkânı varken, Ümit Özdağ'ın tutuklanmış olması kamu vicdanını zedelemiştir.❞
"İfade Özgürlüğüne Müdahale Kabul Edilemez"
Ağıralioğlu, açıklamasında toplumda ifade özgürlüğüne yönelik algıyı zedeleyen bu tür adımlardan uzak durulması gerektiğini vurguladı.
❝Toplumda, siyasetin hukuk eliyle eleştiriye ve itiraza karşı bir baskı aracı olarak kullanıldığı izlenimi oluşmamalıdır.❞
"Ümit Hakkı" Vurgusu
Ağıralioğlu, açıklamasında bir terör örgütü elebaşı için "umut hakkının" konuşulabildiği bir zeminde, bir siyasi parti genel başkanının özgürlüğünün kısıtlanmasını eleştirerek şunları söyledi:
❝Bir terör örgütü ele başına dahi hukuka aykırı olarak umut hakkının konuşulduğu bir zeminde, bir siyasi parti genel başkanına özgürlüğünün kısıtlanması kabul edilemez.❞
"Adalet ve Eşitlik Esas Olmalı"
Adaletin herkes için eşit uygulanması gerektiğine vurgu yapan Ağıralioğlu, devletin adaletle yönetilmesi gerektiğini belirtti:
❝Pozitif hukuka uymak, uyarken herkese eşit ve adil davranmak, siyasi husumeti yargının dışında tutmak olmazsa olmaz koşullardır.❞
Herkesi Sorumluluğa Davet Etti
Ağıralioğlu, açıklamasını şu çağrıyla sonlandırdı:
❝Herkesi adalet, hukuk ve ifade özgürlüğü sınırlarına riayet ederek sorumlulukla hareket etmeye çağırıyoruz.❞
Bu açıklama, Ümit Özdağ’ın tutuklanması sonrası kamuoyunda oluşan tepkilere siyasi bir yorum getirirken, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaları da yeniden gündeme taşıdı.
