Trabzonspor'un efsane golcüsü, Zenit ile UEFA Avrupa Kupası şampiyonluğu yaşayan, kısa bir dönem Beşiktaş'ta da forma giyen şimdilerde ise Süper Lig'de İstanbulspor'da teknik direktörlük yapan Fatih Tekke, geride kalan sezonda teknik direktörlükte de rüşdünü ıspatladı. Tekke, kısıtlı bir kadroyla İstanbulspor'u yıllar sonra döndüğü Süper Lig'de tutmayı başardı.
Ajansspor As İşler'e konuk olan Fatih Tekke, bu mucize sayılacak başarısının perde arkasını anlattı. Tekke; Fenerbahçeli Arda Güler'den Eski Beşiktaş Teknik Direktörü Bernd Schuster ile yaptığı kavgaya; Trabzonspor ve Zenit döneminden A Milli Takım'a dair birçok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte karşınızda Fatih Tekke...
BU BAŞARI ŞAMPİYONLUKTAN DEĞERLİYDİ
- İstanbulspor'un bütçesini incelediğimizde bu sezon önemli işlere imza attınız. İstanbulspor adına sezon değerlendirmesi yapar mısınız?
İstanbulspor, Süper Lig'e çıktığında çok büyük bir başarıyı elde etmişti. İstanbulspor kadrosunu korudu ve birkaç takviye yaptı. İstanbulspor sezon öncesinde tüm kamuoyunun en büyük düşme adayıydı. İstanbulspor'da göreve geldiğimizde 8 puanı vardı, bana göre başarılıydı. Bizim dönemimiz başladı. Başlangıçlar kolay olmadı; 3'lü oynayan takımı 4'lü oynatmaya çalıştık. Sonrasında tekrar bir değişiklik yaptık; 'hızlı hücum ve duran toplardan ilerleyelim' dedik. Başarılı da olduk. Bu başarımız bence şampiyonluktan çok daha değerliydi. Bütçemiz; Ümraniyespor'la bile kıyas yapılamaz. Başkanımıza saygı duyuyorum ama oyuncu kalitesini arttırdığınızda bu tip sıkıntı yaşamazsınız. Kadromuzda 14-15 tane kiralık oyuncumuz vardı. Bunun 4-5 tanesi düzenli olarak oynadı ve takım olarak aile olduk. İstanbulspor olarak bu başarı bizim için yeterli değil. Daha iyisini yapmalıyız.
EN ÖNEMLİSİ GİRESUNSPOR GALİBİYETİYDİ
- İstanbulspor'da sezon içerisinde kırılma maçınız hangisiydi?
Aslında bizim her maçımız kırılma maçı gibiydi. Giresunspor'a deplasmanda yenildiğimiz maç, Ankaragücü'ne deplasmanda yenildiğimiz maç, Antalya'da haksız penaltı verilerek kaybettiğimiz 2 puan, Fenerbahçe'den alınan 1 puan, Giresunspor'u iç sahada yendiğimiz maç. Bu maçlar kırılma maçıydı ama en önemlisi Giresunspor galibiyetiydi.
BU SEZON DE ZERBİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ
- Örnek aldıdığınız teknik direktörler?
Oyuna bakış açısıyla alakalı önemli liglerin önemli hocaları var. Pep Guardiola bunlardan birisi. Gasperini bir dönem beni çok etkilemişti; düşük bütçeyle önemli işlere imza atmıştı. De Zerbi bu sezon beni çok etkiledi. Francesco Farioli, Alanya'da önemli işlere imza attı ancak tabela gelmeyince anlaşılmadı. Bu hocalardan sahaya bakış açısı olarak öğrendiğim çok şeyler var. Sahaya bakış açım net olarak var.
FENERBAHÇE TERCİHLERİM ÇOK DOĞALDI
- Fenerbahçe maçından önce yapmış olduğunuz açıklama çok konuşuldu ve eleştiriler oldu. Eleştiriler ve Eze'nin performasıyla ilgili yorumunuz nedir?
Türkiye'de fuzuli konuları konuşmak adet ve magazinsel. Fenerbahçe maçından önce 5 ya da 6 tane kart sınırında futbolcumuz vardı. İstanbulspor'da bir oyuncunun eksikliği çok büyük eksik. Fenerbahçe maçında yapmış olduğum tercihler gayet doğal bir şeydi. Bu açıklama fuzuli bir şekilde konuşuldu. Eze inanılmaz işlere imza attı, daha iyisini de yapabilir. Eze'nin alışkanlıkları var; oyunu plan ve organizasyon üzerine oynar ise daha farklı olabilir. Eze'den önemli bir fayda elde ettik.
ALTYAPILARDA LİYAKAT YOK EKONOMİ KÖTÜ
- Ülkemizde neden yerli santrfor yetişmiyor?
Sadece santrfor değil, tüm mevkilerle ilgili aynı yorumu yapabilirim. Son dönemlerde kalecilerimiz iyi çıkıyor bunun da en önemli sebebi antrenörlerinin iyi olması. Devamlı aynı şeyleri söylemekten sıkıldım ama altyapılarımızda liyakat ve ekonomik koşullar çok geçerli değil. Ülke futbolunda zorunluluk ve önemli yetenekler haricinde gün yüzüne çıkan futbolcu yok.
ARDA GÜLER İÇİN ENDİŞEM HIZIYLA İLGİLİ
- Arda Güler'le ilgili yorumunuz nedir?
Arda Güler, çok yetenekli fakat oyunu oynadıkça doğru oynamayı öğrenecek. Endişelerim mevkisini bulmalı. Fiziksel yapısı hızını artırmayacakmış gibi geliyor; hızını artırırsa çok büyük oyuncu olacaktır. İnşallah Arda dünya çapında bizim gururlanacağımız bir oyuncu olur.
PRO-LİSANS DAHA ERKENDEN HAKKIMDI
- Türkiye'de birçok teknik adam UEFA Pro-Lisans almadan takım yönetmeye başlıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ben de Pro-Lisans'ı resmi olarak 6 ay önce aldım. 2.5 yıl önce kursa başladım, kendimce geç kalınmış bir haktı bu. Benden önce başkalarına verildi; benim için çok da önemli değildi. Özellikle Oğuz Hoca'nın gelişinin ardından eğitimin şekli farklılaştı ve çok da faydalı oldu. Oyun artık plan ve organizasyonlar üzerine oynanıyor; bu anlamda çok faydalı bir kurs dönemi geçirdik. Pro-Lisans için TFF ve UEFA'nın belirlediği kurallar var. Eski oyunculara hak vermek varsa bu haksızlık yaparak olmamalı. Kurallar herkes için aynı olmalı.
İŞ BULMAK İÇİN BİLGİ VE AHLAK ÖNEMSİZ!
- Türkiye'de teknik direktör olmanın şartları nelerdir?
3 kavram üzerinden gidersek; ülkemizde teknik adama bakış açısı var, işlerin ilerleyişi var, düşünme şekli var. Bu yalnız 1-2 dakikada cevap vereceğim bir soru değil. Ama kısaca Türkiye'de herhangi bir sektörde kolay iş bulabiliyorsan; bilginiz, ahlakınız, çalışkanlığınız hiç önemli değil. Ülkede güç dengeleri var bunu da herkes biliyor. Siyasi biri, iş adamı biri onun yakını, akrabası işler böyle yürüyor... Birçok teknik adam da bazen hak ettiğinden fazla değer görüyor sonuçlar üzerinden. Birçok teknik adam futbolcunun başarısının üzerinden iyi teknik adam oluyor. Çok nadir tırnakları ile kazıyarak gelen, bilgisiyle, eğer koşullara rağmen süre verilirse zaten başarılı oluyor. Ama yine onun devamı gelmiyor. Sizin belli menajer odakları ile irtibatta olmanız lazım, sosyal medyayı kullanması lazım, televizyona çıkması lazım. Teknik adamlığa dair bir şey yok. Bir teknik direktör neden sosyal medyada PR yapar buna ihtiyacı yok ki.
GAZETECİLERE PARA MI VERMEM LAZIM?
- Futbolculuk döneminizde büyük başarılarınız oldu Rusya'da UEFA Avrupa Kupası kazandınız. Zenit'teki başarılarınız çok konuşulmadı, bu konuda düşünceleriniz nelerdir?
Bu konuları, futbolculuk yıllarını konuşmaktan nefret ediyorum ama sen şurada olsaydın şöyle olurdu, şurada olsaydın heykelin dikilirdi... 9 yıldır teknik adamlık yapıyorum, bu sene Allah nasip etti zor durumda şampiyonluktan daha değerli bir şey nasip oldu. Bunu hem ben hem ekibim, oyuncularım, camiamız kesin olarak hak etti. Fakat değer olarak bilen insanlar var mı, var. Ama bunun değerlendirmesini doğru yapmak için benim ne yapmam lazım gazetecilere para vermem mi lazım, siyasilerin yanına gitmem mi lazım? Yaptığım şey, çalışma şeklim, tutumum, hayata bakışım, devletime, milletime bakışım bunları herkes biliyor. Biz tercih eden değil tercih edilen konumundayız. Biz demek ki bu tercih kriterlerine uymuyoruz. Ama uymak için de bir çaba hiç sarf etmedim, etmeyeceğim. Pazarda olmamaya çalışıyorum, bunu hayatımın sonuna kadar sürdürmek istiyorum. Kalabalıkların arkasından gitmemeye çalışacağım. Ya tek başıma bir yerde bir sobanın karşısında ömrümü bitiriceğim. Ya da Allah nasip ederse, bahsettiğim koşullar bir oluşursa, iyi kadrolar oluşursa güzel başarılara ulaşacağız ve ülke futboluna bir faydamız olacak. İnşallah olacak. Bu konuda inancım tam.
GÖKDENİZ-FATİH İKİLİSİ ŞAMPİYONLUKLA TAÇLANMALIYDI
- Gökdeniz Karadeniz ve Fatih Tekke ikilisi hakkında yorumunuz?
Şu an kimse bilmez bu ikiliyi. Gökdeniz de çok zeki ve özel oyuncuydu. İnanılmaz dribbling ve çabukluk, patlama... Benle de çok iyi anlaşıyordu. Hızlı oyuncuysa zaten topu doğru bir yere attığında gidip buluyordu. Onun da hiç bana bakmasına gerek yoktu box'un etrafında birini geçtiyse topu nereye attığının bir önemi yoktu ben orada oluyordum. Güzel bir uyumumuz vardı. Bu ikilinin başarısı keşke şampiyonlukla taçlansaydı. Ama en azından ülkede Trabzonspor camiasında bu ikili bir ilkti. Çok ciddi katkımız oldu Trabzonspor'a bu da yadsınamaz. Bu konuda herkes de gerekli saygıyı gösteriyor bize.
TRABZON İÇİN ÖNCELİK ŞAMPİYONLUK DEĞİL
- Trabzonspor'a şampiyonluk uzun bir aradan sonra geldi. Neden bu kadar beklendi?
Bu çok konuşmak istediğim bir şey değil. Bu ülke gerçeğidir. Bunu konuşmaktan, duymaktan sıkılan insanlar var. Ben bunu kendi camiama söylüyorum. Trabzonspor, Türkiye'de futbol denildiğinde ilk akla gelen yer olmak zorunda. Şampiyonluk olur olmaması önemli değil. Her şeyiyle, davranışıyla, altyapısıyla, transferleriyle, mali ekonomik kimliğiyle... Herkes bizi örnek almalı. Şampiyonluğu her sezon biri alıyor. Bizim bazen biraz uzun sürüyor, bazen vermiyorlar, bazen hakkımız çalınıyor ama önemli olan o değil. Bordo-Mavili renklerin insanlar için kupaya bağlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Çok daha büyük bir şey Trabzonlu olmak, orada yaşamanın ne olduğunu, nasıl yaşandığını çok iyi biliyorum. Bu ülkeye, insanlara, değerlere nasıl sahip çıkıldığını çok iyi biliyorum. Muhakkak her yerde de aynıdır ama ben Trabzon'un bu konuda özel olduğunu düşünüyorum.
BELKİ TİPİMDEN MİLLİ TAKIMA ALINMADIM!
- Trabzonspor ve yurt dışında çok başarılıydınız, A Milli Takım'da neden çok fazla şans bulamadınız?
Niye bu sorular bana soruluyor? Ben tercih edilendim neticesinde. Kim çağırdı, kim çağırmadı o dönemin teknik adamlarına sormak lazım. Yani Fatih Tekke, o kadroların hangi birinde oynayamazdı. Niye çağrılmadı? En az 15-20 kamptan sakatlıklar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldım. Genel olarak milli takımda benim forma sayım sorulduğu zamanda neden oynatılmadı sorusu, benim cevaplayacağım bir soru değil. Belki tipimden, belki konuşmamdan, belki de Trabzonlu olmamdan...
SCHUSTER SAYGISIZLIK YAPTI KARŞILIK VERDİM
- Zenit, Rubin Kazan ardından Beşiktaş... Beşiktaş dönemi ile ilgili ne söylersiniz, Beşiktaş'tan önce teklif veren başka bir takım var mıydı?
Galatasaray vardı. Rubin Kazan'daydım sakatlanmıştım, tedavi olmak için Türkiye'ye döndüm. Rusya'ya çağırdılar gitmedim, tekrar çağırdılar gitmedim. Sonra da 'gelme' dediler. Transferin son 3 günüydü. Galatasaray'la anlaşıldı dediler, indim İstanbul'a Beşiktaş... Rusya'da çok bunaldığım dönemlerdi. Ailem, çocuklarım buradaydı. Ülkeme döneyim gerisi çok önemli değil dedim. Neticede oynayamayacağım bir takım olmaz dedim, Beşiktaş'a geldim. Bu sefer de Schuster diye bir teknik adamla çalışmak zorunda kaldık. Orada da Kayseri maçı vardı, 3 ay hiç antrenman yapmadan 30 dakika, ondan sonra bir kupa maçı 12 dakika, ondan 3 maç sonra da Sivas maçı vardı 60 dakika süre aldım. 9 günde 3 ay yürümeden üç maça çıktım toplamda hemen hemen 90 dakika. Aslında Beşiktaş taraftarı beni çok seviyordu. Arzululardı, ben de mutluyum hem de evimin yanıydı. Sivas maçından sonra teknik direktör tarafından ciddi bir saygısızlıkla karşılaştım. Bunu kabul etmem mümkün değildi. Biz de ona karşılık verdik. Sonrasında kadro dışı, Ankaragücü ve Orduspor derken futbolu bıraktık.
TEK HAYALİM TRABZONSPOR'DA BIRAKMAKTI
- Geriye dönüp baktığınızda yurt dışında futbolu bıraksaydım dediğiniz oldu mu?
Şöyle yurt dışına daha önce çok rahat gidebilirdim, gitmeliydim de. 16 yaşından beri de çok ciddi takımlardan teklif geldi. Öyle olsa tamam derdim ama evlendikten sonra, çocuk sahibi olduktan sonra, böyle bir şeyi hiç aklımın ucundan geçirmedim. Benim tek hayalim aslında Trabzonspor'da futbolu bırakmaktı. O da nasip olmadı. Yani totalde çok önemli bir yetenektim, Allah böyle bir şey vermişti bana. Bunu çok doğru kullanmadım. Yüzde 40'ı, 50'si belki. Ama burada tabii ki sadece benim hatam yoktu, insanların tutumu da vardı, Trabzonlu oluşum vardı, kentin kendine has davranış modelleri vardı, kendi çevrem vardı, bir sürü etken vardı. Yoksa ülkemizi çok daha değerli ve iyi yerlerde temsil etme şansı bulurdum diye düşünüyorum.
TRABZONSPOR TEKNİK DİREKTÖRLÜĞÜ NEDEN GECİKİYOR, BİLMİYORUM
- Teknik direktörlük kariyerinizde hayalinizin Trabzonspor olduğunu birçok kez açıkladınız. Sezon ortasında Bordo-Mavililer'de bir hoca değişikliği yaşandı. O dönem size bir teklif geldi mi?
Sosyal medyadaki taraftarlarımız sağ olsunlar beni orada görmeyi çok istiyorlar. Camiada bize taraftar açısından o teveccüh gösteriliyor. Öyle bir beklenti de var. Bu olur mu, olmaz mı, niye olmuyor, niye gecikiyor onun sebeplerini ben bilmiyorum. Tercih edenlere sormak lazım. Şu an yine tercih edilen durumundayız. Trabzonspor'la ilgili en ufak bir teklif ya da görüş ve düşünce belirtme gibi bir konu hiç olmadı. Öyle bir ortam da olmadı. Ama inşallah hayırlısı ise olur bakalım.
HOCA FATİH TEKKE, FUTBOLCU FATİH'İ KUŞ SÜTÜYLE BESLERDİ
- Futbolculuk kariyerinize döndüğünüzde, teknik direktör Fatih Tekke, futbolcu Fatih Tekke'yi nasıl davranırdı?
Kuş sütüyle beslerdim. Ben yetenekli oyuncudan hoşlanırım. Yetenekli oyuncuya bir şeyi bir defa anlatmanız yeterli. Oyunun her anında en doğru kararları zaten veriyor. Ona organizasyonu göstermek yeterli. Şu ana kadar istekli, arzulu, çok gönülden oynayan arkadaşlarımız da kabul ama yetenekli oyuncuya da ihtiyacımız oluyor açıkcası.
FATİH TEKKE'NİN SÜPER LİG 11'İ
- Hocam sezon sonu tüm lig için bir genel değerlendirme yapsanız sezonun 11'i nasıl olurdu?
Muslera'nın yanında Adana Demirspor'dan Ertaç'ı sayabilirim, sağ bek Ferdi Kadıoğlu, sol bek Kevin Rodrigues, stoperde Galatasaray'ın ikilisi, Torreira ve Oliveria, Belhanda, Charisis, Icardi, Kerem Aktürkoğlu, Yusuf Sarı.
VALENCİA'YI BEĞENİRİM ICARDİ ÇOK NET GOLCÜ
- Eski bir golcü olarak Mauro Icardi için ne dersiniz?
Enner Valencia'yı da çok beğenen bir hocayım ben. Tam bir pozisyon oyuncusu olmasa da oyunun içinde her yerde kullanabileceğiniz bir oyuncu. Bu sezon müthiş bir performans sergiledi. Icardi biraz daha farklı. Icardi, box'un etrafı ve içinde çok ciddi bir tehlike. Savunma arkası koşular, vuruş şekli daha net bir santrfor.
TÜRK FUTBOLU YABANCI KURALINA BAĞLI DEĞİL
- 8+3 yabancı kuralına bir teknik direktör olarak ne dersiniz?
Bunlar Türk futbolu için gerçek kural mı? Kural koymak istiyorsan; altyapıdaki hocalara 50 bin lira maaş verilecek, altyapıdaki hoca şu kriterlerde olacak gibi şeyler koy. Yabancı gelmiş, Türk gelmiş falan gelmiş filan gelmiş. Altyapıdan sen oyuncu çıkar. Başka gezegende yaşamıyoruz dünya köy gibi oldu artık. Altyapıdan yetiştirilen diyoruz ki bu topraklarda yetenekli oyuncular var. Bu bir yarıştır. Yerlisi yabancısı altyapıdan iyi gelirsen, biraz da yeteneği varsa senin çok yetenekli dediğini geçiyor adam. Oyun formasyonundan, oyuna bakışından, hayata bakışından dolayı. E bunları eğitme şansın var madem kuralı oraya koy. Alt liglerde bir takım sezonda 10-15 tane hoca değiştiriyor. Kural koyuyorsan buna koy. Bir teknik adamla en az iki yıl sözleşme yapma kuralı koy. İyi liglerde insanlar yaparken en az 3 sene, 5 sene yapıyor. Ben Türk oyuncunun gelişmesinin yabancı kuralına bağlı olduğunu düşünmüyorum.