Salı günü Fethiye'nin genel pazarı kurulur.
Yerlisi yabancısı alış verişe çıkar o gün yediden yetmişe.
Biz de pazardayız, eşim ve ben.
Brokoli tezgahı çok uzaktan dikkat çekiyor. Brokoliler çok taze, çok fazla ve de yaprakları çok bol. Tezgaha yaklaşıyorum ve bir kilo brokoli alıyorum. Sonra da pazarcı gence yapraklarından alıp alamayacağımı soruyorum. "Ne demek abla, alabilirsin tabii" diyor ve o da bana yaprak toparlamaya başlıyor. Sonra da dayanamayıp, "Abla ayıp olmazsa, ne yapacağınızı sorabilir miyim bunları" diyor. "Niye ayıp olsun gözüm, serde Karadenizlilik var da, karalahana niyetine çorba yapacağım, çok güzel oluyor, hatta satabilirsin de bunları bana" diyorum gülerek. "Yok abla, atıyoruz onları zaten, ne kadar isterseniz alın" diyor, ekliyor ardından, "Pardon Karadeniz dediniz de hangi il, yani tam olarak nerelisiniz" diyor. Trabzonlu olduğumu öğrenince, "Ben de Trabzonsporluyum" diye ekliyor. Fenerli eşim atlıyor muhabbbete, "Nerelisin sen?". Genç, "Buralı", "Fethiyeli yani" diye açılımı tamamlayıp, genci paylıyor, "Eee ne işin olur senin Trabzonsporla?"
"Aa evet diyorum, sen İstanbullusun ya..." "Ya abla, hiç mutlu etmiyor bizi Trabzonspor, galibiyete hasret kaldık nerdeyse" diyor. Gence dönüyorum, "Boşver yaa, Fenerli olup eşinmektense, Trabzonsporlu olup dövünmek iyidir diyorum. Bu eşinme işini futbolla ilgilenenler hatırlayacaklardır, Fenerbahçeli Blika'nın meşhur bir eşinmesi vardır maç sırasında, o olaya atıfta bulunup eşime gönderme yapıyorum.
Uzun süre bu genç adam aklımdan çıkmıyor, "Biz" diyorum nasılsa Trabzonluyuz, yense de yenilse de severiz takımımızı ama bu genç adamın bir mutsuzluğu da tuttuğu takım, hem de TS olamalıydı... Ve daha bir dikkatli takip ediyorum maçları... GS maçı var hafta sonu ve TS yine yeniliyor, daha bir üzüyor beni bu yenilgi.
Salı günü pazara gidiyorum, o genç gene brokoli getirmiş, çok da güzeller ama hiç uğrayamıyorum yanına, üstelik brokoli yapraklarından yaptığım çorba muhteşem olmuşken uğrayamıyorum, utanıyorum! Sanki yenilen benmişim gibi suçluluk duyuyorum!
Derken Fenerbahçe'yle Urfa'da karşılaşma ve Trabzonsporluların göğsünü kabartan Kupa...
Bursa'nın şampiyonluğu ve oradaki Trabzonspor faktörü... Renktaşlar açısından çok güzel şeyler bunlar; Salıyı iple çekiyorum!
Hafızama öyle kazımışım ki gencin yüzünü, tezgahının yerini; elimle koymuş gibi bulabilirim! Ama yok... Panikliyorum, heyecanlandım, yerini şaşırdım diyorum, pazarı baştan başa arşınlıyorum!' Yok...
Hala, salı pazarında bu arkadaşı arar gözlerim biliyor musunuz... Hüznü paylaşmıştık onunla ama mutluluğu ne yazık paylaşamadık! İnanıyorum ki o da her neredeyse Trabzonspor'un başarılarında beni hatırlayıp tebessüm ediyordur!