Son iki haftada mağlup olan Trabzonspor puan ya da puanlar kazanmak için herşeyini ortaya koydu. Kısıtlı kadroya rağmen yüreğini ortaya koydular.
İlk yarı iki takım da kontrollü oyunu tercih etti. Takımların rakip kaleye isabetli şutları neredeyse yoktu. Ağırlıklı olarak orta saha da geçen bir mücadele oldu. İki takım da birer puana razıymış gibi bir oyun ortaya koydular ancak iki takım için de birer puanın bir anlamı yoktu, bir puan ne Beşiktaş'a ne de Trabzonspor'a bir avantaj sağlamayacaktı.
İkinci yarı bambaşka bir karşılaşma izledik, özellikle Trabzonspor üzerindeki ölü toprağını atmış maçı kazanmak için adeta savaşır hale geldi. Abdulkadir en formda karşılaşmalarından Birini daha oynadı. Tek eksiği gol dü. Çok çalıştı mücadele etti, ikili mücadelelerde, paslaşmalarda ve verkaçlarda çok başarılı işlere imza attı. Trezeguet, Bakasetas, Markoviç inanılmaz goller kaçırdı. Peki kaçırdı dersek kaleci Mert Günok'a haksızlık etmiş olurmuyuz, oluruz. Çünkü, Mert öyle topları çıkardı ki adeta kedi gibi atladı, köşelerden çıkardı. Bir o kadar da Uğurcan Çakır için de aynı övgüleri söyleyebiliriz. Karşılaşmanın 65.dakidan sonrası yoğun tempo içinde geçti. Top bir o kalede bir bu kaledeydi. Siopis ve Hüseyin Türkmen'i alkışlamadan geçemeyiz. Hüseyin Abuobakar'a alan bırakmadı, iyi yer tuttu, aldığı pasları olumlu kullanmasına fırsat vermedi. Ghezzal uzaktan şansını denesen de başarılı değildi.
En kötü zamanında Trabzonspor'dan böyle pozitif futbol izlemek, taraftarlara ve yönetime de motivasyon ve moral oldu. İleri ki maçlar için umut verdi. Takımı emanet edecek teknik direktör ile anlaşana kadar İhsan Derelioğlu bu takımı sezon sonuna kadar limana sağ salim götürür.