Sizleri bilmem ama, hem devleti de besleyen PKK faşizmi hem de şike – çete sürecinin Adalet hanimi vesikaya bağlaması futbol denen sihirli oyuna ilgimi dipdirdi. İstanbul 16.Acm’sinin ‘ADALET YERİNİ BULSUN İSTERSE DÚNYA YIKILSIN” iradesi elbette ki bu karanlık günlerin gökyüzünü aydınlatan istisna fişeğidir, lakin tuz kokalı çok oldu artık iklim kokmaya başladı.
Bir dediği bir dediğinin yakınından bile geçmeyen, iktidarı eleştireyim derken kendi aculluğunun kitabını yazan CHP ve Genel Başkanı, mahkemece suçlu bulunan ve hukuki sürecinin bitmesi beklenen bir kişiyi neden alayi vala ile ziyaret eder?  Kimlere hangi mesaj kaygılarını taşır?

Kemal K,  şike mağdurunu ve vicdanları yaralayan bu ziyaretiyle, orta alt zekalara hitap eden “yargı cemaatin elinde dolayısıyla bu da cemaatin Fb’ye yönelik bir operasyonudur” fikrine verdiği desteği eyleme dökmüştür.  Onca tape, belge ve olgu cemaat tarafından bir bir planlanmış, tarlaların sürümünden ev almak için yapılan konuşmalara kadar her şey sırf FB’yi yıkmak için tezgahlanmıştır! Vicdanları yaraladınız, yazık ettiniz. Kalbiniz temiz biliyorum, ama sizi şikenin kucağına atan irade sizin en büyük düşmanınız, iktidar edenlerin de en büyük şansıdır. Toplam aklı bu olan bir yapının muhalefetinden daha güzel ne olabilir? Şam’da Osmanlı bayrağı!!

CHP Trabzon örgütü bu saatten sonra ya vicdan ve adaletin yanında yer alıp istifa edecek ya da şikeye açık destek veren CHP garabetine onay verecektir. Çok sevilen biri olduğunu bildiğim CHP İl Başkanı ve örgütü tarihi bir virajdadır; Ya davasında yüzde yüz haklı Trabzonspor ya da Şike bataklığı

PKK NE İSTİYOR!

Yıldıray Oğur’un PKK’ya yönelik eleştiri ve çözüm önerilerini herkesin okumasını tavsiye ederim. Benzer düşünceleri taşıyor olmamızın egomu pozitif ayrımcılığa yönelttiği vakıadır elbette, ama aslolan bu düşüncenin PKK’ya ideolojik olarak yön veren “çevreler” tarafından da dikkate alınma zorunluluğudur.

Örgüt, Hala sahneye çıkışının abc’si olan diyalektik materyalizmden ve onu besleyen kaynaklardan kopmadıysa,ki böyle bir şeyi ne siz söylediniz ne de biz duyduk,  ben ve benim gibi faşizmin her türüne karşı olmuş, bu uğurda bedel ödemiş ve her koşulda mazlumun yanında olma iradesini korumuş insanların gözünde meşruiyetinizi ve masumiyetinizi kaybettiniz!

Rakel abla(DİNK) tetikçi Samast’tan söz ederken “Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz” demişti.

Türk hükümeti, kontrolü neredeyse imkansız iç dinamiklerin saldırılarını ve tüm riskleri göze alarak bir diyalog  süreci başlattı ve sebebini hala kimsenin tam olarak bilemediği bir ihanete uğradı!. Barış umudu bir kez daha emperyal hesaplara kurban edilmişti

Düne kadar Kürtlerin baskı ve zulüm gördüğüne inanan ve halkların kendi kaderlerini tayin hakkına saygı duyanlar,  yoksul halk çocuklarını hedef alan ve savunma refleksini terk edip saldırgan tarafa dönüşen PKK’nın meşruiyetini kaybettiğine inanıyor.

Evet “bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulayamayan” bir iklimde yaşıyoruz.

Ezilmiş bir halkın aydınlanma ve özgürleşme umuduyken, “halk çocuklarının ölümü” ve karanlığın kendisine dönüşmek,  örgüt adına trajedi ülke adına da başka bahar özlemidir artık