Millet sızlanıp duruyor, vay efendim neden tren yolu gelmiyormuş?
Öncesinde iç mekanizmaya bakan yok, sanki çok iyi işliyormuş gibi.
Türkiye’nin 80 vilayetinde aynı tarz minibüsler kullanılırken, Trabzon’da farklı.
“Nedir bu Trabzon’un farkı?” diye soran da olmuyor.
Kötü minibüslere binmek mi, yoksa kliması çalışmayan araçlara binmek mi?
Trabzonlu alışmış bir kere, ses çıkarmıyor.
Şoföre seslenip “Klimayı açar mısınız?” bile diyemiyor.
Zaten cesaret edip söyleyenler olsa da şoförün cevabı farklı olmuyor: “Klima yok!”
21. YY’da yaşanılan olaya bakın, “Ne demek yok, alay mı ediyorsunuz, neden klima var ama yakıttan gider diye açmıyoruz.” demiyorsunuz.
Memleketimin insanını eşek yerine koymuşlar işlerini yürütüyorlar.
Bu nedenle Trabzon Valiliği ve Şoförler Odası derhal bu olaya el atmalı!
Önce ayakta kalanın kafasının tavana vurmayacağı, inene ve binene yol vermek için koridoru boşaltmak zorunda kalmayacağı, çileli minibüsleri kullanmak yerine, yolcuya değer verdiğini gösteren ve Türkiye’nin dört bir yanında kullanılan tek kapılı, klimalı geniş minibüslere yer verilmeli, hem de hemen verilmeli çünkü bu kentin insanı zannedildiği gibi eşek değildir, ne gördüyse onu yaşıyor.
*
Hani turizm memleketi olma yolunda ilerliyoruz ya(!)
Bir Arap ailesi en az 4 kişiden oluşuyor, günlerden bir gün onlardan birisi ailesiyle minibüse binmişti, hava cayır cayır yakıyordu, minibüstekilerin kimisinin elinde yelpaze, kimisininde karton fakat yine de ter boşaltıyorlardı. Nefes alabilmeleri için şoför yolcu kapısını hafifçe aralayarak ilerliyordu, Arap ailede diğer yolcular gibi pişmiş, su gibi ter boşaltıyordu. Aile reisi bildiği kadar İngilizcesiyle bana dönerek sordu: Şoför neden klimayı açmıyor, neden klima yerine kapıyı aralıyor, ya biri araçtan düşerse ne olacak?
İngilizce bile bilip bilmediğimi bilmeyen turist benden aldığı cevapla önce biliyor olmama şaşırdı, ardından da tepki göstermememi şu cümleleriyle ifade etmişti: Belli ki siz böyle yaşamaya alışmışsınız ancak turizm kenti olma yolunda önemli bir açık, biz dostlarımıza gösterilen muameleyi anlatacağız, hiç hoş değil!
Bu hikayeden turizm şehri olma yolunda ne kadar ilerleyebildiğimizi çıkarabilirsiniz, muhteşem oteller var ama iki adım gidebilecek donanımlı araç ve şoför yok.
*
Birde Akçaabat’a çalışan otobüsler..
Bu bölge önceki başkanın (O.F.G.) umurunda olmamıştı, fakat Zorluoğlu’ndan ümitliyim, sahil hattına körüklü otobüs koyacağına inanıyorum çünkü Akçaabat Trabzon’un en büyük ilçesi, insanları zulüm çekiyor, otobüs ağzına kadar doluyor, yer kapabilmek için veya ayakta rahat edebilmek için birbirlerini eziyorlar fakat kimsenin de umurunda olmuyor. Akçaabat böyle bir hizmeti haketmiyor.
Eski başkan Gümrükçüoğlu Yomralı diye kendi bölgesine körüklü otobüs koydurmuştu, Akçaabat ise Yomra’nın 4 katı büyüklüğünde olmasına rağmen bu hizmeti alamamıştı. Nedense seçimden önce Akçaabatlıyım diyen Gümrükçüoğlu özünde bu bölgeyi sevmemişti.
*
Birde otobüsleri KTÜ’den kalktığı için sadece Akçaabat’a gideceklerle değil, yol boyu Değirmendere, Meydan Altı, Moloz Mevkii, Yalı, Beşirli Mahalleleri yolcularıyla dolup taşıyor.
Hal böyle olunca da otobüsler tıka basa doluyor, nefes alınamayacak hale geliyor.
Birde şoförler hasta olmasın diye 70 yolcu klimadan faydalanamıyor ya, oda ayrı bir dert.
*
Mesela Beşikdüzü otobüsü var, bu araca Çarşıbaşı’dan sonra kimse binemiyor. Güzel bir uygulama fakat Akçaabat’ta öyle değil, göz ardı ediliyor, gelen biniyor, giden biniyor, üst üste güllaç gibi oluyor.
*
Söğütlü beldesinin üst tarafı, Kanuni Bulvarı üstü, en yakın bölgesi sahilden dikine 1 km mesafede olan bölge.. Bu bölgeye sadece Akçaabat’tan saat başı kalkan dolmuşlara gidebilirsiniz, oda yer kalırsa. Hint dolmuşu gibiler, çuvallar, sepetler, insanlar içiçe, binince perişan olabileceğiniz durumla karşılaşacaksınız fakat kimin umurunda?
Önem verilmiyor, bu bölgede yaşayan insanlara değer verilmiyor, harara hurara bir sistem gidiyor, ister uyarsınız ister uymazsınız fakat başka da çareniz yok.
Bu bölge için Trabzon’dan kalkacak otobüs istemiştik, Ulaşım Dairesinden gelen cevap olumsuzdu fakat şimdi işin başında ehli biri geldi, Zorluoğlu’ndan umutluyuz ve gereğini yapacağına inanıyoruz.