Karabük gibi sıradan bir takımdan 3 gol yiyeceksin, sahada iki pas yapamayacaksın, rakip kalede bir pozisyona giremeyeceksin!
Teknik patronun, futbolcuları ihanetle suçlaması, sabote ettiklerini ima etmesi, onları eleştirmesi kendisini ve başkanı kurtarma hamlesidir.
O kadroyu kim kurdu?
Posası çıkmış onca futbolcuyu kim transfer etti?
Başkan, Başkan’ın CEO’su ve teknik patron!
Kulübün borcunu ikiye katlayacaksın, onca transfer yapacaksın sonra suçu sahadaki futbolculara atacaksın.
Adama, hadi git oradan derler!
Bir önceki maçta Bosingva takımın en iyisi.. Alıyorsun onu ortaya Zeki’yi oraya yerleştiriyorsun.
İlk golde Zeki ayakkabısını bağlıyor, ikinci golde topu Trabzonspor filelerine gönderiyor.
Gerçi dün gecenin faturasını Zeki’ye veya kaleci Fatih’e kesmek insafsızlık olur.
Burada Zeki kadar ona forma veren de sorumludur.
Milyon dolarlar verilerek alınan oyuncular ne yaptı?
Birinin olumlu bir iş yaptığını kim söyleyebilir.
Zaten, bu oyuncular iyi olsaydı kulüpleri bunları bırakmazdı.
Her maç sonrası yaptığımız değerlendirmede, Trabzonspor’un defansının teklediğini, orta saha ve forvetinin olmadığı yazıyorduk.
Karabük maçında da tablo aynı!
Şimdi bunu biz görüyoruz da, teknik adam görmüyor mu?
Trabzonspor’un işi gerçekten çok zor!
Kadro yeni imiş, o imiş, bu imiş.. Hepsi hikaye!
Oyuncuların yeni veya eski olması sahada koşmalarını, mücadele etmelerini mi engelliyor?
Yenisi de eskisi de sahada yürüyor.
Yazık ve de günah!
Trabzonspor ekonomik ve saha sonuçları olarak uçuruma gidiyor.
Bu gidişin tek sorumlusu ; kulüp başkanlığını, yerli işbirlikçilerin desteği, o veya bu vaatle kulübe başkan olan İbrahim Hacıosmanoğlu’dur.
Hani bir söz vardır, ‘Balık baştan kokar’ diye…
Trabzonspor’un bu duruma gelmesinin sorumlusu sahadaki futbolcular değil, kulübü yönetenlerdir, kulübün başkanıdır, başkana destek verenlerdir.