Bazı anlar vardır hayatta her şeyden çok çok önemli, bazı anlar vardır önceliği olmayan- önemsiz ve bir an önce silmek istediğimiz…
İşte dün akşam böyle bir an yaşandı Trabzonspor’da..
Daha mürekkebi kurumadı; geçen haftaki SivasSpor maç yazımda iddialı bir tespitte bulunmuştum(!)
‘’ Penaltıyı yaptıran oyuncu topun başına geçmemeli ‘’ diye yazmıştım üstüne basa basa!
Keşke haklı çıkmasaydım, fakat gelin görün ki futbolda duyguya yer yok işte!
Burak Yılmaz’ın elbette sayısız gol ve penaltı atışı kaçırmaya hakkı var!
Hatta kötü oynamaya da hakkı var..
Çünkü o, kaderi Trabzonspor’la örtüşmüş gerçek bir futbol çocuğu..
İçinde, gözlerinde futbol oynama ışığı olan yürekli bir değerimiz.
Fakat bu gol krallığının, daha önce Trabzonspor’da en çok gol atan yerli futbolcuyu aşamaması her şeyin üzerine geldi oturdu ya, işte bu baskı Trabzonspor’da bir paradoksa dönüştü!
Yani; takım mı, futbolcunun elde edeceği unvan mı?
Güzel olanla, güzel olana sebep olanı karıştırdı Trabzonspor, ve uygun bir strateji üretemedi!
Burak Yılmaz zaten gol kralı olacak gibi değil mi?
O zaman neden Fatih Tekke’nin ünvanına ulaşmak için, bir gol için Otuz golü siliyorsunuz?
Taraftar psikolojisinde vardır: Dün akşam o penaltı kaçınca inanın Burak’ın attığı birbirinden değerli Otuz gol unutuldu..
Ve ayrıca siz Burak Yılmaz’a odaklanınca, rakibinde bir golcüsü olduğunu unuttunuz!!!
Ve o unuttuğunuz Herve Tum geldi Trabzonspor’u seçmiş olduğu yolla ilgili sevap ve günahıyla baş başa bıraktı(!)
Şenol Güneş gibi realist bir insanın bazı konularda duyguya esir olmasını anlamamaktayım(!)
Penaltı kaçar, hatta dün akşam o penaltıyı Colman kullanıp,o da kaçırabilirdi: Fakat Burak Yılmaz’ın ki gibi yıkım olmazdı.
Hem böylece Burak üzerinde ki baskıyı kırmış olurdu…
Ben futbolda duygunun olduğunu, ancak ve sadece atılan gole kadar ki emeğe katık edilmesinden yanayım duygunun..
Çünkü futbolda duygusal olmak insanı küçültür, acınacak hale getirir..
Büyük yıkım ve felaketlere sebep olur..
Oysa dün akşam ki karşılaşma ilerisi için çok çok önemliydi Bordo-Mavi camia için..
Her şey öyle ya da böyle iyi başlamıştı!
Alanzinho ile öne geçen Bordo-Mavi ekip, ikinci yarı geri yaslanınca rakibe cesaret verdi.
Herve Tum’un da bu ligin iyi golcülerinden biri olduğu da unutulunca, maalesef başından beri anlatmaya çalıştığım yıkım gerçekleşti Trabzonspor için.
Şenol Güneş ve ekibi, Galatasaray - Fenerbahçe’nin aynı hafta birbiri ile oynamasını, ve bu iki ekiple Trabzonspor’un oynayacak olmasının getirilerini düşünmesi gerekirken, halâ Burak Yılmaz’ın atacağı bir gole angaje olabilmeyi ve hele Gençlerbirliği’ni bu kadar hafife almanın düşünsel nedenlerini umarım insanlara tatmin edici gerçekleriyle izah ederler!
Şenol Güneş’i seviyorum,
Aslında ben Trabzonspor’u çok seviyorum!...
Hasan Akbaş
17/03/2012