İlk yarı itibariyle göz dolduran bir oyun izlediğimizi söyleyemeyiz ancak mücadele gücü yüksek bir ilk yarı izledik. Abdullah Avcı idaresindeki takım da gözle görülür bir değişiklik var, savunmanın göbeğinde oynayan stoperlerin neredeyse hatasız oynadığını gördük. Önce gol yememe üzerine kurulu bir oyun tertibi kurgulanmış, nasıl olsa bir gol atarız düşüncesi benimsenmiş, zaten öyle de oldu Lewis Baker’den muhteşem bir frikik izledik adeta Sosa yoksa ben varım dercesine attığı gol uzun zaman unutulmayacak güzellikteydi.
İkinci yarı da hemen hemen aynı oyun düzeniyle izledik Trabzonspor' u, zaman zaman Ekuban ve Nwakaeme yi topun arkasına geçtiği ve defansın ön tarafına yardım ettiğini de gördük. Forvet hattında çok etkisizdi Trabzonspor, bunda defansif oyun anlayışının etkisi olsa da forvet oyuncularının biraz özgüven biraz da kendilerine alan açamamalarından kaynaklandığını düşünüyorum. Geçtiğimiz sezon Sörloth alan açma ve alanı kullanmada çok etkiliydi, attığı gollerin bir çoğunu da aldığı pası alan yaratarak etkili kullanıyordu.
Karşılaşma adına Lewis Baker ' in golü haricinde gol pozisyonu yaşanmadı dersek yanlış olmaz. Zaten o da duran toptan meydana geldi.
Abdullah Avcı'nın kafasındaki oyun düzeninin defanstan başlayarak yavaş yavaş oturtmaya çalıştığını gözlemledim ilerleyen haftalarda orta alanda topa hakimiyet ve forvet hattında bir çalışma yapacağı da aşikar.
Pereira’nın yine itiraz ederek kırmızı kart görmesi takıma zarar vermeye başlıyor, Teknik heyet tarafından ikaz edilip uyarılması gerekir.
Ekuban takımın en iyilerinden biriydi, ancak Trabzonspor galibiyeti Edgar ve Vitor Hugo 'ya borçlu dersek yanlış demiş olmayız, hatasız bir maç çıkardılar, rakip oyunculara ne pozisyon ne de fırsat verdiler. Abdulkadir Ömür deki durgunluk devam ederken, Abdulkadir Parmak da etkisiz bir görüntü sergiledi.