Doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu il 78,9 yıl ile Giresun olurken, Rize 78,7 yıl ile ikinci sırada yer aldı. Bu iki şehrin arasında kalan Trabzon enteresan bir şekilde bu istatistiğin çok gerisinde..Hayret etmemek ne mümkün.
Merak edip nedenlerine baktığımızda işte tam burada devreye Trabzonspor’un girdiğini görüyoruz. Ve Kısa ömrün en büyük nedenini de bu şekilde tespit etmiş oluyoruz. Kanser, bölgede en çok görünen hastalıkların başında geliyor. Ve Trabzonspor’un yüzünden hakikatten kanser olduk. Ve bu gidişle olmaya da devam edeceğiz. Bir şehrin neredeyse var oluş sebebi futbol yani Trabzonspor. Mutluluklarımız, evdeki, sokaktaki huzurumuz , ruh ve beden sağlığımız neredeyse ona bağlı.
Takım galip gelirse esnafı, emeklisi, memuru, iş adamı, işsizi, kadını erkeği herkesin yüzü gülüyor. Meselenin bu sosyal yönün çok önemli ama ağaçtan düşen yok ki, nereden bilecekler. Ve uzun zamandır bu tarz mutluluklar olmayınca, maalesef kaçınılmaz sonuca yani kansere yakalanma riskimiz de artıyor demek ki..
Allah cc kurtarsın inşallah ne diyelim?
Taraftar olarak hepimiz dün akşam yine o tarz bir mutsuzluk yaşadık maalesef. Sebepsiz yere galibiyet beklentisi içine giren bizler mi suçluyduk, yoksa ayakları yere basmayan, koşmayan, mücadele etmeyen, maçı istemeyen oyuncular mıydı tam bilemedim.
Teknik heyete fazla suç bulamam çünkü hocanın oyuna müdahaleleri ve esame listesi doğruya yakındı. Sadece tek bir ayrıntı var, takım bu arayı iyi kullanamamış ve maçın havasına tam girememiş. Ünal hocanın en büyük hatası ise rakip takımın sol kenarı efsane oynarken takımın sürekli oradan hücum etmeye çalışmasına seyirci kalmasıydı. Suya sabuna dokunmadan oynamaya çalışan oyuncuların sayısı bir hayli fazlaydı. Ama şu bir gerçek olmadı mı olmuyor, biraz da top seni sevecek arkadaş. Bireysel olarak eleştirmeyi doğru bulmasam da Olcay kalitesinde bir oyuncunun oyunun kırılma anı sayılabilecek vuruştaki beceriksizliğini söylemeden geçemeyeceğim. Yerden atmaya çalışmak akıl dışı ama anlık karardı olmadı.
Tüm bu olumsuz şartlar içerisinde takımın iyi yaptığı işler var tabi ki. Futbolda bir tabir vardır; atanla tutanın iyi olacak derler eskilerimiz. Tutanımız iyiydi lakin iyi atanın yani Burak’ın bir an önce takıma kazandırılması gerektiğini düşünüyorum. Önde atamazsan, arkada yersin bu da bir kuraldır. Kazanmalıyız çünkü kazandıkça olumsuz şeyler görülmez, kaybettikçe de sorunlar artar. İnşaallah içeride oynayacağımız 2 maçı da alır ve bazı şeylerin üstünü bir süreliğine de olsa örteriz diye düşünüyor, hepinize saygılarımı, selamlarımı iletiyorum. Allah’a cc emanet olun, sevgiyle kalın..