Dün gece futbolun adaleti dedirten Galatasaray-Denizlispor maçı oynandı. Yedek kulübelerinde iki hoca vardı iki Fatih, iki fetihçi, ikisi de Uefa Kupası kaldırmış iki efsane. Ama birinin hakkı yenilmişti; O Trabzonspor’nun efsanesi Fatih Tekke idi. Fatih Terim onu milli takıma bir espri kaynaklı almıyor, tarihin tozlu sayfalarına sırtı kaleye dönüp tarzda Dünya’nın en iyi forvetini milli gururla yazdırmıyordu.
Çek Cumhuriyeti- Türkiye maçı öncesi Platini, “ Çek Cumhuriyeti karşısında sahaya çıkacak Türk Milli Takımı'nın kadrosunu görünce ilginç bir tepki verdi. Erzik'e dönen Avrupa futbolunun patronu, Zenitli neden yok? diye sordu.
Platini, 14 Mayıs'ta Manchester'da oynanan finalde Rangers'ı yenip UEFA Kupası'nı kaldıran Zenit'in yıldız oyuncusu Fatih Tekke'yi soruyordu.
Tekke'yi çıplak gözle izleyip çok beğenen Platini, yıldız futbolcunun Milli Takım kadrosuna alınmamasına şaşırdığını dile getirmişti.”
Gelelim dün geceye Tekke vakurca intikamını aldı, ne timsah gözyaşları döktü ne de takımının attığı gollere sevindi, vakurdu, ağırbaşlı, onurluydu. Çünkü o artık bir Denizli Horozu’ydu sadece işine bakıyordu. Dün gece Fatih Tekke milli formayla oynamadığı, oynatılmadığı her maçı, maç esnasında zihninden geçirmiştir. Futbolun adaleti geçte olsa Tekke’ye yardım etti. Sakatlarına ve yedek kulübesinin boş olmasına rağmen, oyuncu değişikliği yapamadan Galatasarayı penaltılarda eledi.
Belki bizde vakurca sessiz kalmalıyız ama zamanında Tekke’ye yapılan haksızlığı camia olarak unutmadık, unutmayacağız. Şimdilerde Tekke çıkıp geçmişten bahsedemez, bir noktada Fatih Sultan Tekke’nin dili olalım istedik.