Konumuz BURAK Yılmaz. Bozkırların hırçın çocuğu. Aslında Anadolu’dan böyle adamlar nadir çıkar, ama demek ki bu adam azınlığa girmiş bir adam. Anadolu delikanlısı; delikanlı olur, adam olur, karakterli olur, şahsiyetli olur ve en önemlisi azuk yediği kaba pislemez. Rahmetli büyük babaannem derdi ki “ oğlum azuk yediğiniz kaba pislemeyin.”  Bunlarda emeğe saygı kalmamış.

Gelelim konunun özüne, adamı Eskişehir’den aldığımız vakit, kadroya giremeyen, futbol hayatı bitme noktasına gelmiş, ayakta duramayan bir Burak yılmaz vardı. Şenol Güneş hoca kendisini aldı, bir evlat gibi ilgilendi, sahip çıktı ve futbola tekrar kazandırdı. Tüm takımın oyun planını onun üzerine kurdu. Ayağına topu alan her oyuncu, kafasını kaldırıp Burak Yılmazı aradı. Tüm toplar onda buluşunca da doğal olarak ciddi sayıda gol kaydetti. Peki hiç kaçırdıklarına bakan var mı? Burak Yılmazın yerinde kim olsaydı o kadar atardı. Şu gerçeği inkâr etmeyeceğim, kendisi de çalışmıştır, mücadele etmiştir ve ciddi sayıda gol atmıştır. Ve hatta Türkiye süper lig gol kralı olmuştur. Bizde kendisiyle gurur duymuş usuzdur. Kendisinin ağzından yazıyorum, “ Trabzon Spordan gidersem Avrupa’ya giderim, Türkiye’de başka takımda oynamam diyerek”. Koca bir kenti uyutup, elini kolunu sallaya sallaya Galatasaray’a gitti.

İçimize sinmedi ama, yine de eyvallah dedik. Attığı her golde içimizi buruk bir sevinç kapladı. Nede olsa Trabzonsporlu Burak Yılmazdı. Uzun sokağın havasını solumuş, farozun rüzgârını yemiş, sotkanın sokaklarından geçmiş, Karadeniz havası almış bir adamdı. Kızsak bile, bizi sattı desek de yine de pazar akşamına kadar bizim Burak Yılmaz’dı, ne oldu Pazar akşamı birde onu irdeleyelim.

Burak Yılmaz’a mikrofon uzatıyorlar ve utanmadan futbol hayatımda ilk şampiyonluğu yaşıyorum diyor. Yani anlayacağınız bizim onurumuz olan 2010 yılındaki şampiyonluğu saymıyor Burak Yılmaz. Burak Efendi, sen böyle söyleyerek, bize zarar vermedin. Kaç paralık adam oluğunu ispatladın tüm Türkiye’ye. Ya her şeyi geçiyorum, bi adam kendi emeğini nasıl yok sayar. Burak Efendi, sen şampiyon olduğumuz sene o formayı giymedin mi, sen koşmadın mı, sen ter akıtmadın mı? Ne biçim adamsın sen Burak Efendi. Senin kendine saygın kalmamış ki, biz senden saygı bekleyelim.

Takım arkadaşı eski Trabzon Sporlu Umut Bulut adam olduğu için, emeğine saygılı olduğu için ve en önemlisi ikinci memleketim dediği Trabzon halkına saygısı olduğu için. Bu benim ikinci şampiyonluğum diyor. Adamsın UMUT BULUT. Olmayanlara inat adamsın……

Şimdi soracağım size, bu yüzsüz Trabzon’a gelmeyecek mi? Gelecek muhakkak gelecek. Bu arsız adama maçın sonuna kadar ıslık çalmak bu taraftarın birinci görevi olmalı. Ve Burak efendiye adamlık dersi verilmeli. Burak Efendi; kupamızı “ emeğimizi, onurumuzu, şerefimizi” çalan maskeli beşlerden ne farkın kaldı.
Şimdi sana yakışan son bir hareket kaldı. Git fener bahçeye transfer ol, giy o kirli formayı ve sahaya öyle çık. Yapacağın son hareket bu olsun.

Şunu asla unutmamak gerekir “ keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”

BORDO MAVİ KALIN..