Yolu Trabzonspor’dan geçmiş en değerli yabancı ‘Teknik Direktör ‘ Urbain Brems’in toprağı bol olsun ..
Kendisini minnetle ve sevgiyle daima yad edeceğiz İnşaAllah(.)
Trabzon şehrine ve Türk sporuna kattığın her şey için tekrar tekrar teşekkürler Urbain Brems hocam(!)..
Ve bu vesile ile Duygun Yarsuvat ve Recep Mamur başkanlarında ruhları şad, mekanları cennet olsun temennilerimi belirtmek isterim, hem Galatasaray hem Kayserispor camialarına..
Ne diyelim ‘ ölüm gerçek dünya fani ‘ ...
Avcı Çark Edince,
Kadrolar açıklandığında, özellikle Abdülkadir Ömür’ü tercihinin, hoca için büyük risk, Ömür açısından da Gervinho’un yokluğunun kendisi için büyük fırsat olabileceğini düşündüm..
Tabi, herkes gibi benimde endişelerim vardı. Özellikle ayağına aldığı her topla beraber, başına yine talihsiz bir sakatlık mı gelecek diye?
Öyle ki;
Ne maç kondisyonun nede maç içindeki ritminin, arkadaşlarının çok gerisinde olduğu da aşikardı..
Hoş, o talihsiz rakip golü sonrası kısa süreliğinede olsa arkadaşlarının da durumu sevgili Ömür’den pek farklı olmadı...
Ta ki Cornellius’un golüne kadar(!)
Son tahlilde Abdullah Avcı, Abdülkadir’i kazanmak için her şeyi yapıyor.
Fakat, sevgili Abdülkadir’in de artık oyunu daha basit düşünüp öyle oynaması gerekiyor.
Öyle uzaklara gitmesin, baksın ve izlesin, yanı başındaki Marek abisini..
Kimse ondan her an çalım atmasını değil, topu aldığında başını kaldırıp pas vermesini istiyor.
Bu hem onun gücünü ekonomik kullanmasına, hem de günümüz futbolundaki ‘ hızlı düşünüp hızlı karar verme ‘ hasletini geliştirmiş olacak diye düşünüyorum.
Akşam görüldüğü üzere, neredeyse kendisini sakatlıyordu bir pozisyonda, ki hepimizin içi gitti bir an, lakin korkulan olmadı.
Demem o ki, Abdülkadir Ömür kardeşim, tepkilere takılıp kalmasın..
Ondan beklentiler çok büyük ve bu taraftar ondaki cevherin heba olmaması için ona aşırı tepki gösteriyor..
Zaman en iyi ilaçtır, ben inanıyorum Trabzonspor taraftarı Abdülkadir’in futboluna da kendisine de ‘ömür ‘katmaya devam edeceklerdir..
Abdülkadir Ömür bu ülkenin en büyük yetenek zengini futbolcusudur..
Asla bu coğrafya onu ziyan etmeyecektir..
Gayret senden dilemek destek bizden Abdülkadir..
İşte, bir şekilde Edgar’a gelen o talihsiz topun gayr-i ihtiyarı Uğurcan’ a yönlendirilmesi maçın favorisi Trabzonspor’a soğuk duş etkisi yaptı..
Oysa o ana kadar Trabzonspor golü ha attı ha atacak diye umut ediyorduk..
Lakin, tam toparlanma aşamasında yine sahneye rakibin aynı oyuncusu çıktı ve Trabzonspor adeta neye uğradığını şaşırdı..
Öyle ki, aslında bu senaryoyu ne Avcı ne Terim bekliyordu.
Abdullah hoca takımına güvendiği için, daha ilk yarıda iki farklı skor handikabı olacağına inanmıyor , Fatih hoca da daha oyunun ilk yarısında böyle bir deplasmanda böyle bir Trabzonspor karşısında iki farklı skor elde edeceğine takımı adına o kadar da inanmıyordu.
İki Emre Kılıç golü her iki hoca içinde sürpriz oldu doğruyu söylemek gerekirse..
Daha doğru bir tespitle, kafalar allak bullak, taktikler yerle bir oldu.
Galatasaray nasıl attığına inanamadığı bu iki gol ile başka, Trabzonspor ise herkesçe maçın mutlak favorisiyken, kalesinde gördüğü bu iki erken şok golle başka bir oyun oynamaya mecbur oldu..
Nitekim, Abdullah hoca oyuna ivedilikle müdahale etti ve beklenildiği gibi, Ömür & Köybaşı’nı yanına alarak, Sarı ve Trondsen’i oyuna sürdü..
Ve bu radikal değişiklikler sonrası beklenen gol Cornellius tarafından geldi..
Bu gol, rakibin hem gardının kırılmasına hem de paniklemesine neden oldu..
Trabzonspor, bir nevi maça ortak oluyor, haftayma maça ortak olmanın güveniyle giriyordu..
Ve aynı zamanda büyük takım olma refleksi gösterdi..
Bir bakıma hoca, aksayan iki bölge oyuncusuna müdahale edince oyunun kaderini değiştirmiş oldu..
Bundan sonrası, maça ortak olan Trabzonspor’un beraberliği de yakalaması sonrası kaçırdığı talihsiz gol pozisyonlarının yanında, oyundan düşen oyuncuların çokluğu, galibiyetin hanelerine yazılmamasına sebep oldu diyebiliriz..
Muhteşem beraberlik golünü kaydetmesine rağmen “ Nwaakeme ‘ mesela..
Tronsen’in sonradan girdiği oyundan geri çıkmak zorunda olması, Bakesatas’ın gününde olmaması gibi bir çok etken, galibiyetin elde edilememesindeki göze çarpan başlıca nedenlerdi diye düşünüyorum..
Fakat, solda üçüncü denemeyi yapmak zorunda kalan Bordo – Mavililerde yeni transfer Denswill’in oyunda aldığı süre zarfında göz doldurduğunu düşünüyorum..
Her yönüyle yine de heyecan dozu yüksek bir maç izledik..
Hele ki Yusuf Sarı’nın çizgiden çıkardığı top, gecenin en göze hoş gelen aksiyon sahnesiydi(!).
Tabi ki rakibin bu ve buna benzer pozisyonlarının Trabzonspor kalesinde olması gerekenden fazla görülmesinin de Abdullah hoca tarafından ayrıca ve özellikle defansif anlamda futbolcularıyla bir ‘teşriki mesai ‘ yapmalarına neden olacak diye düşünüyorum..
Çünkü bardağın dolu tarafı kadar boş tarafına da odaklanmak gerek..
Marek Hamsık;
Maçın adamı bana göre hiç kuşku yok ki Marek Hamsık’ti..
Milli maçlar dönüşü, takımına en formda dönen oyuncuydu dersek hiçte abartmış olmayız diye düşünüyorum.
Gücünü oyun içinde harika kullanıp, arkadaşlarına muhteşem pozisyonlar sundu..
Djaniny gerçeği,
Bu maçta kimin eksikliğini hissetiniz (?)..
Diye bir soru ile karşılaşsaydım, hiç kuşku yok ki “ Djaniny “ derdim..
Kim ne derse desin, bu maçta aranan ve olması gereken oyuncuydu.
Yokluğunda, Trabzonspor için ne kadar elzem bir oyuncu olduğunu hissettim doğrusu Djaniniy’nin..
Sonuç olarak, haftanın kazananı Beşiktaş oldu..
Evinde lider çıktığı maçta, mutlak galibiyet alması gereken taraf hiç kuşku yok ki Trabzonspor’du..
Çok genç ve daha henüz kendi içinde kaynaşamamış böyle Galatasaray’ı yenememek doğrusu Trabzonsporlu futbolseverlerde hayal kırıklığına neden oldu.
Lakin, futbolda bu skorlar ve oyunlar hep var ve daima olacak..
Futbolda yanlış kararlarda var, lakin VAR denen kurumun bazen ne için var olduğunu anlamamakta var..
Trabzonspor’un diyorum, en az kesin bir penaltısının güme gitmesini başka nasıl izah edebiliriz o zaman?
Ben mi yanlış gördüm: Voleybol maçında gibi manşet karşılar gibi topu eliyle çelmenin, en az bu penaltı olabilir diye bir düşünülme ihtimali yok muydu, sayın VAR hakemlerimizce, bilemedim..
Nedense ve neredeyse her Galatasaray maçında, Trabzonspor aleyhine yanlı bir hakem hatası yada umursamazlığı olmasın(?)
Ve şunu düşünüyorum, Galatasaray’ın bu hakemler üstünde görülmeyen ve anlaşılamayan bir gücü, bir lobisi mi var?
Hasan Akbaş
Haberts.com