Siyasette, sivil toplum örgütlerinde, sosyal hayatta kadın kimliği söz konusu olduğunda akla ilk gelen tanımlama kadın kotası, kadın komisyonu ya da kadın kolları uygulamalarıdır. Kadının toplumsal aktivitelere daha etkin katılımını sağlamak adına gerek siyasal partiler, gerekse sivil toplum kuruluşları kadın komisyonu, kadın kolu adı altında ayrı bir birimle kadınları çalışmaların içine çekmeyi arzu ettiklerini ifade etmektedirler.
Açıkçası şahsen, bu kadın komisyonu ya da kadın kolları uygulamalarının görünen amacının kadınların aktifleştirilerek ilgili parti ya da sivil toplum çalışmalarına destek olması olarak belirtilse de, gerçek amacının kadınların olması gereken asli mekanizmalarda yer almasını geciktirmek olduğunu düşünenlerdenim. Gençlik kolları uygulamaları belli bir yaşa gelene kadar kız ya da erkek gençlerin deneyim sahibi olmalarını amaçlayan bir uygulama olsa da, kadın kolları uygulamaları yetişkin bireyleri cinsiyet ayrımına tabi tutarak alt kademede görev verme anlayışının bir ürünüdür. Zira kadını “kol” olarak görmek ve yan bir görev tanımlaması, kadının esas yönetim mekanizmalarında yeterince görev almasına engel olmaktadır.
Bugün tüm siyasi partilerin kadın kolları uygulamaları mevcuttur. Siyasi partilerdeki yapılanmalara baktığınızda ana kademe yönetiminin yanı sıra kadın kolları ve gençlik kolları yönetimleri de mevcuttur. Gençlik kolları kız ve erkek gençlerden oluşurken, tamamı kadınlardan oluşan kadın kolları yönetimi nedeniyle ana kademe yönetimlerinde kadınlar sadece temsili olarak görev yapmaktadırlar. Ana kademede kadın temsili %10 - %15 civarında maksimum %20 oranında olabilmektedir.
Sivil toplum örgütleri de kadın üye sayısının ana kademe yönetimler yerine komisyonlarda aktif değerlendirme yoluna gitmektedirler. Mesela; MÜSİAD Trabzon Şubesine üye olduğumda tüm Türkiye’de 3.000 ‘i aşkın üye içerisinde bir elin parmakları kadardı sayımız. Bugün kadın üye sayısı yüzleri ifade ediyor. Sayı az olsa da artış ümit verici. Ancak ana kademe yönetimlerin hiçbir biriminde halen kadın yönetici bulunmamaktadır. Yeni bir oluşumla MÜSİAD bünyesinde artan kadın sayısını organize etmek ve koordine etmek amaçlı kadın komisyonu oluşturulma yoluna gidilimiştir.
Geçen aylarda Trabzonspor Kulübünün kadın komisyonu üyeliğine seçildiğime dair bir davet ve tebliğ yazısı üzerine toplantılara katıldım. Trabzonspor’umuzda geçmiş dönemlerde yönetime bir kadın yönetici seçilmediği gibi halen de bir kadın yönetici yoktur. Trabzonspor da maalesef kadın potansiyelini ana kademede asli karar mekanizmada yer vermek yerine kadın komisyonu üzerinden değerlendirmektedir.
Gerek siyasi partilerde, gerekse sivil toplum örgütlerinde ana kademe esas icraatı ve temsili yaparken kadın kolları ve kadın komisyonları kermes, yemek, gezi gibi daha çok kadın kadına oyalanma ve yan etkinlik mahiyetinde görev yapmaktadırlar. Özellikle siyasi partilerde kadınlar seçim döneminde kadın seçmene ve eve ulaşmada ciddi görev üstlenseler de üstlenilen göreve layık yönetim kademesinde görev alamamaları bu yan kol düşüncesinin bir tezahürüdür.
Kadın komisyonları ve kadın kolları uygulamalarına uygulamalardaki örneklerinden de yola çıkarak kadının asli temsilini geciktireceği ve kanaatimce ana kademelerde görev almasını engelleyeceği için prensip olarak karşı duruş sergiliyorum. Sergiliyorum da siz söyleyin haksız mıyım?