Globalleşen çağımıza inat; biz hala, doğruyu yanlış, yanlışı da doğru olarak benimsemeye devam ediyoruz.
Nerden bu kanıya vardın derseniz, Orduspor hakkında sezon başında bir şeyler söylemiştim. Hatırlayanlarınız vardır elbet.
Şimdi o günlere dönmek kimseye bir yarar sağlamaz ve ben biliyordum, benim dediğime gelindi gibi ucuz söylemleri kişilik olarak zaten benimsemediğimden dolayı, bütün Ordu halkına geçmiş olsun temennilerimi sunuyorum, bir futbolsever olarak bu son gelişmelerden dolayı.
Sezon başı sayın başkan Nedim Türkmen şöyle bir demeç vermişti yanılmıyorsam!
‘’ Şampiyonluk hiçte hayal değil ‘’…
Evet, sevgili başkan o gün tatlı bir rüyanın içinde, belki de Hector Cuper ile şampiyonluğun garanti olduğunu düşünmüştü, o günlerde.
Oysa başkanın unuttuğu bir şey vardı!
O da, mesele dünya çapında bir hocayı takımın başına getirmek değil, asıl mesele; o hocaya teslim edilen takımın altını ve üstünü doğru hamlelerle doldurabilmekti.
Ki o günlerde Sayın Cuper’in oyun sistemiyle Orduspor’un geleceğinin asla aydınlıklara çıkmayacağını belirten biri olarak, haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşıyorum şu an içten içe.
Bir futbolsever olarak, bir Karadenizli olarak, bir Trabzonsporlu olarak bugün gerçekten üzülüyorum…
Futbol dünyamızdaki kurumsallaşamamanın fotoğrafı olduğu için üzülüyorum, Orduspor’a!
Ve asıl beni, bütün Karadeniz takımlarındaki şu iç hasetin varoluşu çok üzülüyor aslında.
Hemen her Karadeniz takımında ‘’ hep bir Trabzonspor ile boy ölçüşme, Trabzonspor’la bizlerin asla bilmediği bir hesabı kapama hırsı var gibi bir iç çekişme hali var ‘’ ve bu durum asla Trabzonspor’a zarar vermediği gibi, genelde bu takımlarımıza zarar veriyor oysa.
Hoş Karadeniz takımları ne kadar başarılı olursa Trabzonspor’un şampiyon olma şansı o kadar yüksek denilmekteydi yıllardır, lakin ben bu görüşe pek önem vermiyorum.
Hep şunu derim, başarılı olmak için yereli bir anda silip atmayacaksınız.
Başarılı olmak için kent sadece kendi camiasıyla bütünleşebilmeli.
Trabzonspor olmak için önce Trabzonspor gibi o kentte sadece takımınıza ilgi duymalısınız.
Orduspor ve onun ayarında olan takımlarınızın başkan ya-da yöneticilerinin birçoğu hep büyük bir takımın kongre üyesidir.
Hal böyle olunca halk İstanbul takımlarına daha çok ilgi duymakta.
Sen, önce sen yönetici olarak bütün her şeyinle takımınla olacaksın ki, taraftarın seninle yürüsün o önüne koyduğun hedef doğrultusunda.
Sivasspor şampiyon olamadıysa işte bu yüzden, Bursaspor şampiyon olduğuysa işte bu yüzden şampiyon olmuştur….
Bunlarda bence başarısızlığı getiren ana faktörden biridir.
Sebepler çok, fakat sonuç tek: Orduspor maalesef seneye bizimle değil.
Sevgili başkanın ‘’ Şampiyonluk hiçte hayal değil söyleminin bugün havada kalmamasını özelikle diliyorum, evet başkanım şampiyonluk bence de hayal olmasın. Çünkü seneye şampiyon olma şansınız var ve süper lige yeniden gelmek için tekrar şampiyon olmanız gerekiyor , yani yeni liginizde ‘’…
Orduspor’a üzülürken, bir diğer Karadeniz ekibi Rizespor’un sezon içindeki Mustafa Denizli ile aldığı aksiyon o kadar doğru ve yerinde bir hamleydi ki, hem bölge için hem de sevgili Rizeliler için tam yerine manzara oldu diyebiliriz.
Rize Ordu’nun yaptığının bir benzeri hamleye karar verirken, Mustafa Denizli’nin plan ve projelerine dair anında somut adımlar atmasının semeresini bugün haklı olarak almayı sonuna kadar hak ettiler.
Oysa bir tarafta Ordu, bir tarafta Rize, ortada Trabzon ile Karadeniz futbolu bambaşka bir denge olacaktı Süper lig’de…
Yarın Samsun, öbür gün Giresun bu dengenin içindeki en elzem unsurlar olacaktı!
Sevgili dostlar, lafı döndürmek, birçok sebepleri burada sıralamak işin en kolayı.
Yıllardır futbol üzerinden Trabzonspor’un ağabeyliğini hiçe saymak, şu son tabloda gördüğümüz üzere kimseye bir yarar sağlamıyor.
Oysa Trabzonspor mazisiyle büyük olmayı ve kendisine saygı duyulmayı öyle hak ediyor ki, onun onurlu duruşu bütün bölge ve bütün FUTBOL DÜNYAMIZ için büyük bir şanstır.
Onun kudretli dallarının altında gölgelenenler, bir gün bulutları daha kolay elde edeceklerini sakın unutmamalıdırlar…
Trabzonspor sendeler, başı döner, lakin asla yıkılmaz, yıkılamaz, ve hatta DÜŞMEZ, asla düşmez…
Kayserispor maçı mı, Tolunay Kafkas hoca önemli değil dedi…