Hepimiz zor bir maç olacağının farkındaydık. Özellikle Karagümrük, Hatayspor, Gaziantep gibi lige üst seviyede başlangıç yapan ekipler karşısında mevcut kadro kalitesi içerisinde biraz çekingen bir oyun anlayışı ile yenilmemek üzerine kurulu sistemin getirdiği psikolojik etken hepimiz açısından maç başlamadan beklediğimiz bir gerçekti.
İlk yarıda verimsiz ve etkisiz bir oyun sahaya yansırken devre arasında Abdullah Avcı'nın aslında bu kadar geri çekilmenin, anlamsız durgunluğun yerine Trabzonspor'un adına yakışır bir şekilde sahada biraz daha hakimiyetçi oyun sergilmek istemesi futbolcuların da biraz daha kendine gelmesini sağladı.
Nwakaeme'nin bu takımdaki önemi ve rakipler için oluşturduğu tehditin ne denli büyük olduğunu söylememe gerek yok sanıyorum. Kaldı ki Ekuban'ın istekli bir şekilde sahada basılmadık yer bırakması bugünün en önemli rollerinden biri oldu. Abdulkadir Ömür'ün oyuna girdikten sonra hücum anlamında kattığı artı yönleri de düşünürsek Abdullah Avcı'nın yine kendi çizgisinde belirlediği oyun anlayışının başarısını tebrik etmemek haksızlık olur.
Hosseini'nin özellikle buluştuğu 47 pasın tamamında %100'lük bir başarı sağlaması, Edgar'ın biraz daha ön tarafta oyun kurma isteği Trabzonspor'un takım olgusunu yaratma noktasında önemli ölçüde mevcut şartlarda oyuncuların da hocanın belirlediği sisteme bağımlı kalması noktasında önemli bir hamle oldu.
Son olarak, şunu söylemeden geçemeyeceğim;
"Ekuban, Trabzonspor'un Ronaldo Nazario'sudur."
Selamlar..