Trabzonspor’un iki ciddi sıkıntısı var.
Bunlardan biri çok sakat vermek, diğeri ise 90’da gol yemek..
Hadi ilkini anladım da, düzenli olarak 90’da gol yemesini anlayamadım.
Acaba Ünal hoca Galatasaray maçında Hosseini oyundan alırken golün gelebileceğini düşünememiş miydi?
Oysaki bütün tribün düşünmüş ve olacağı önceden görmüştü.
Sonra tribünler hocadan daha iyi biliyor cümlesi ortalarda gezmeye başlıyor.
Halbuki bu gerçeği sadece tribünler değil, bütün Türkiye’de görüyordu.
Maçı izlediğim Galatasaraylı arkadaşım bile “Oh be! Şimdi golü buluruz.” diyerek rahatlama moduna girmişti.
Bence Ünal hoca oyuncu değişikliklerindeki kararlarını tekrar gözden geçirmeli.
Takımın ön libero ve savunmada sıkıntısı varken, çakı gibi adamı oyundan alarak çözüme kavuşabileceğini düşünmesi bir hataydı.
*
Sanırım hoca bu konuda yardımcısını dinliyor.
Dinlemeli de ama her zaman değil.
Kafasına yatmayan değişikliklerde kendi kararını kendisi vermeli ve bu kararda 90’da golü getirmemeli.
İlk olmayan kararlar zincirinde bordo mavili ekibin puan kaybettiği tek maç Galatasaray maçı da olmadı.
Evinde oynadığı Gençlerbiriliği maçında da buna benzer puan kaybı yaşamıştı.
Ve daha birçok maçta..
Bangır bangır bağıran orta saha zafiyetini görmemezlikten gelmek akıl işi değilken bu tür hataları yapmak hem hocaya hem de takıma zarar veriyor.
Ünal hocanın Hosseini ön liberoda oynatma kararı ne kadar doğruysa oyundan alma kararı da bir o kadar yanlıştı.
Umarım bu inadını ısrarla sürdürmez yoksa Trabzonspor daha çok puan kayıpları yaşamaya devam eder.
*
Lig iyice kızıştı ve takımlarda kendilerini göstermeye başladı,
Sivas ve Başakşehir takır takır ilerlerken, diğer Anadolu takımları da her an can yakma potansiyelleriyle yollarına devam ediyor.
Bir kaçı hariç..
Onlarda kadrolarını ligin ikinci yarısına hazırlayarak dinamikleşmeye çalışacaklardır.
Bu durumda çok sakat veren ve 90’lar da gol yeme alışkanlığı bulunan Trabzonspor’unda işini güçleştirecektir.
Bir önceki yazımda da belirtiğim üzere düşünülen 4 takviyenin yapılması artık kaçınılmaz oldu.
Şayet Fırtına zirveyi düşünüyorsa sakata gelmemek adına bu takviyeleri yapmak zorunda ama önceliği devreyi zirveden kopmadan tamamlamak olmalı.
Ekonomik darboğazdaki Karadeniz temsilcisi şayet şartlarını zorlayarak gerekli takviyeleri eksiksiz bir biçimde yaparsa zirvenin gerçek adayı olur ama yapmaz ise kendileri için lig sadece Avrupa kapısı olarak kalır ve yarım yüzyıl sonra ayağına gelmiş olan şampiyonluk kısmetini de cömertçe tepmiş olur.