‘’Sadri Şener gitsin mi?’’, ‘’ Yerine birisi gelsin mi?’’, ‘’ Başkan adayı olarak hazırlananlar var mış ne diyorsun?’’ diye şahsıma soruluyor ve bu konudaki görüşlerim soruluyor. Bu konudaki görüşlerimi çok açık ve yoruma ihtiyaç duymayacak bir şekilde yapacağım. Ve ardından bir konuda bazılarını uyarıp ayağını denk almaya çağıracağım…
Sadri Şener’i eleştirenlerden birisiyim. Bu eleştirilerimi birileri adına yada Sadri Şener’e hasımlık olsun diye yapmıyorum. Sadece başkanımızın şike sürecini iyi yönetemediğini ve transfer konusunda da yanlış politikalar izlediğini düşündüğümden bu eleştirileri yapıyorum. Yani eleştirilerimiz yıkmak için değil yapmak içindir.
Sadri Şener ve ekibi, herkesin gırtlağına kadar pisliğe battığı şike ve yargılama sürecinden tertemiz çıkmış ve yüzümüzü ak etmiştir. Başımızı öne eğdirmemiş ve bizi mahcup etmemiştir. Bu konuda başkanımıza teşekkür ediyoruz ki zaten bir Trabzonspor başkanı için bu olağan bir durumdur. Trabzonluluk seciyesi başka bir tavır içinde olmasına izin vermezdi.
Başkanımızın, şike soruşturması sürecinde, kapalı kapılar arkasında bazı sözler verildiği için bir süre sustuğunu , ardından ise verilen sözlerin yerine getirilmemesi ve taraftar baskısı üzerine sesini yükselttiğini düşünüyor ve bu durumu eleştiriyorum. Ve transfer konusundaki süreci hepiniz benim kadar biliyorsunuz, sanırım bu konuda bir şey yazmaya bile gerek yok…
Kimse kusura bakmasın, eleştiri hakkımızı kimse elimizden alamaz ve sesimizi kısmaya kalkamaz. Tabii burada önemli bir nokta da şudur. Başkanın eleştirilmesine kimse karışamayacağı gibi, başkanı eleştirmek yerine küfür edenlerde hadlerini aşmış kimselerdir. Trabzonspor Başkanını eleştirebilirsiniz lakin küfür edemezsiniz. Sanırım bu konuda durduğum yer açıkça anlaşılmıştır.
Şimde gelelim zurnanın zırt dediği yere. Son günlerde hem Ankara hem Trabzon kulislerinde çok sık kulağıma gelen ve dikkate alınması gereken kişilerden duyduğum bir konu var.
Trabzonlular ve Trabzonsporluların isyanını bastıracak, sesini kesecek, kupayı istemekten vazgeçirecek, mahkemelere gitmeyecek, UEFA’ya ve uluslar arası kurullara şikayette bulunmayacak bir ismin, bunların karşılığında Trabzonspor kulüp başkanlığına getirileceği ileri sürülüyor.
Bu iddaalar, söylenti olmaktan çıkmış ve somut emareleri de görülmüş durumdadır.
Buradan ilan ediyorum. Bu şehri kim satarsa biz de onu satarız, hemde pazarda üç kuruşluk mal niyetine. Trabzonspor’un onuru ve alın teri üzerinden pazarlık yapıp da, başkanlık koltuğuna oturmak isteyen olursa, ona o koltuğu cehennem ateşi yapacağımızdan emin olsun…
Son günlerde, Trabzon camiasında, ‘’Yeter artık yaa, bırakın bu kupa işinin peşini’’ diyen tipler sıkça karşımıza çıkmaya başladı. Bunlar hemde sözde kendi camiamızın insanları !!! Buradan açıkça ilan ediyorum. Kıyametin koptuğu gün dahi, eğer hakkımız olan bu kupa verilmezse, bu iddaamızdan ve isyanımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Şahsi siyasi ikballeri, şahsi ekonomik ikballeri, şahsi makamları için kapalı kapılar ardında’’ Trabzonsporluların sesini biz kısırız, yeter ki başkanlık koltuğuna oturmamı sağlayın’’ diye birilerine söz verenler varsa, bilsinler ki biz öleceğiz, gebereceğiz, canımızı vereceğiz ama isyanımızdan vaçgeçmeyeceğiz.
Bu ülkede kimse hukukun üstünde değil. Bu ülke de hiçbir şey adaletten daha önemli değil. Milyonlarca insanın ve gencin adalete olan inancını yitirerek kimse yol alamaz. Kapalı kapılar ardında, loş odalarda, karanlık mahvillerde, ‘’Kısın su Trabzonluların sesini ve başkanlık koltuğu sizin olsun ..’’diyenlerle iş tutanları yakalarsak, üstlerine katran döküp tüy dikerek sokaklarda gezdireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın…
Eğer yapacağınız operasyonun ilk adımı Sadri Şener’i devirmek ve ardından planın diğer aşamalarına geçmekse, ki öyle gözüküyor Sadri Şener’i en çok eleştiren yazarlardan birisi olarak bu sürecin sonuna kadar Başkanımızın arkasındayım. Günü gelirse, kendi irademiz, özgür kararlarımız ve demokratik tercihlerimiz sonucu Sadri Şener’i değiştireceksek bunu biz kendimiz yaparız.
Aslanın kuyruğu ile kimse oynamasın…
- - - - - - -