Belki de amaç; insanları futboldan soğutmaktı. Şahsen ben, iyi bir futbolsever olarak Türkiye'deki futboldan uzaklaşmaya başladım. Bir ülkede insanın aklına futbolu bitirmek için ne kadar parlak(!) fikirler gelebilirse, bunların aklına daha fazlası gelmiş. Artık iş çığrından çıkmış, insanlar isyan noktasına gelmiştir. Beşiktaş-Galatasaray maçının sonunda yaşanan olaylar yakın gelecekte yaşanacak olayların habercisi niteliğindedir.
Rezaletin SÜPER'i nasıl olur; final maçlarının başlamasıyla hepimiz gördük. Böyle giderse yani, beklenen adil kararlar büyüklerimiz(!) tarafından alınmazsa, üstüne bir de hiçbir şey olmamış gibi bu tiyatroya devam etmemiz bize dayatılmaya devam ederse; yaşanacak her olayın sorumlusu da yine bu büyüklermiz(!) olacaktır.
Aslında bu süreç; başlı başına ülkemizin, uluslararası arenada verdiği bir demokrasi-adalet ve hukuk sınavıdır..
Bizler elbette bu süreci ilk olarak Trabzonsporluluğumuzla izledik, hak aradık, hesap sorduk ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı penceresinden, objektif olarak baktığımızda ise daha korkutucu ve kaygı verici bir tabloyla karşılaştık. Güçlülerin; haklı olması, güçsüzlerin hakkını fanatizm metoduyla çözebileceği inancına kapılması, adalet duygusunun ayaklar altında dolaşması 21.yy'ın Türkiye'sinde görmek istemediğimiz süper(!) rezaletler..
Pisliği halının altına süpürmek, gelecekte daha ağır bedeller ödemeye mecbur bırakır bizleri. Bu ülkede demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, adaletten, eşitlikten, hakların ve hakkın korunup teslim edilmesinden her fırsatta dem vuran büyüklerimizin(!) üzerlerinden formalarını çıkarıp vicdanlarıyla hareket etmelerini sabırsızlıkla bekliyoruz.
Toplum mühendisliği, ülkenin menfaati söz konusu olduğunda faydalı bir çalışma olarak değerlendirilebilir. Trabzonspor'un eski başkanlarına verdirilen röportajlar, Trabzonspor'luluğuyla bildiğimiz siyasilere yaptırılan açıklamalar, TFF yönetiminin alınacak kararlara uygun biçimde dizayn edilişi, basın ve medyanın yürüttüğü psikolojik harp, adalet namına konuşan, hareket eden herkesi direk veya dolaylı yollarla baskı altına almak,susturmak, toplumun vicdanında derin yaralar açmaktadır. Bizler, bu ülkenin; onurlu, vergisini veren, alınteri döken, gönüllü hizmetçileri olarak, gözardı edilen bu haksızlıklara ve saçma sapan uygulamalara karşı direnmeye, mücadele vermeye devam edeceğiz.
Hak için.. Adalet için..
Trabzonsporumuz için..
TÜRKİYE için !..