Evet, radikal bir söylem gibi duruyor ilk bakışta, belki uygulansa Türkiye’de, Dünya’da futbolun rengi değişir. Gol futbolun meyvesidir, meyveye prim verilmeli ki ağacın anlamı olsun.



Sözü fazla uzatmadan; 2011 şike sezonu sonrası Türkiye’de futbolun kalp atışı yavaşladı, belki de Türkiye Futbol Federasyonu’nun her gol başına maçlara vereceği prim, ülke futbolunu küllerinden yeniden canlandıracaktır. Bu durum Yıldırım Demirören’in de bir hizmeti olarak futbol tarihimize işlenebilir, eğer hayata geçirilirse.



Trabzonspor maddi darlıkta diye aklıma düşmedi bu öngörü, ki pek çok kulübün ciddi borçları var, ilerleyen genişleyen internet ağı, youtube kanal tıklamaları gelir kaynağı oldu. Futbolseverler de golleri izlemek için devamlı ekranlar başındalar. Yani, madem bol gol bol seyir demek o zaman primle de gol atma hevesi artırılmalı.

Gol, yayıncı kuruluşa, otomatik olarak TFF’ye de ek gelir demek esasında.

Belki futbol takım yöneticileri de bu gelirden gol atan oyuncuya veya tüm takıma ek gelir verirler.

Futbolun en sevilen, kayda geçen tarafı goldür, o zaman neden skorbordlar suskun kalsın.

Gol primlerinin de iddiasız maçların çok daha hareketli geçmesine vesile olacağına inancım tam.

Futbol endüstrisi varsa sebebi goldür, sesimiz duyulsun diye gole prim verin adına sokaklara mı dökülelim!

Kulüplerin şöyle dediğini duyar gibiyim, TFF sen para, biz gol.