Evet, o günlerde futbolcu Ahmet Dursun Beşiktaş’ta durdu ve efsane başkan Seba; o çok sevdiği Beşiktaş’ından ruhu değil ama bedenen gitmek zorunda kaldı…
Ve işin en can alıcı ve üzüntülü noktası da, dün o tribünlerde adeta dillerde pelesenkleşen o sloganı seslendirenlerin bugün Seba için timsah gözyaşları dökmeleri olmuştur…
Elbet onların kim olduklarını sizlerde en az benim kadar iyi bilmekle beraber, bugün, acının özellikle gerçek futbolseverlerin yüreklerini dağladığı bir günde, o isimleri bu satırlar arasında zikretmeye değer bulmadığımı bilmenizi özellikle yüce anlayışlarınızın takdirlerine bırakıyorum.
Bizim Ahmet durdu, büyük insan Seba gitti…
Bu arada bizim Ahmet derken futbolcu Ahmet Dursun’dan söz ediyorum.
Kendisi aslen memleketlim olur ve hatta bu slogandan hep rahatsız olduğunu birçok platformda kendi ağzından duymuşluğumuz vardır.
Bugün en başta Ahmet Dursun’a başın sağ olsun demek istiyorum, işte bu kendimce hafızamda yer etmiş hatıratlardan dolayı…
Evet sevgili dostlarım, durduramıyoruz zamanı…
Elbet ölüm denen durak, sırası geleni alıyor, vakit ve zaman günü gelince alacağını alıyor maalesef.
Seksenli yılların o çamurlu sahalarından, bugün Avrupa’nın bir çok ülkesini kıskandıran güzellikte zeminlere uzanan yolda, Süleyman Seba ismi bütün bu değişimlerin yanında, asla gerek kişiliği gerek üslubu ile her zaman aynı kalmaya özen gösterdi, hatta daima öyleydi demek daha doğru bir ifade şekli olur.
Seba’ya dair herkes bir şeyler yazacak, anlatacak elbet!
Fakat bende onun en çok insan yanı ağır basıyor.
Mesela o beyefendi üslubuna katık ettiği sımsıcak sesini asla ve asla unutmayacağım.
Bir keresinde ‘ uçakta Trabzonsporlular var, sevincinizi abartmayın ‘ derken, onun sporda kazanmak kadar, yenilmenin de bir erdem olduğuna ve yenilenene yenenin saygıyı elden bırakmayan evrensel ve spor ahlakına ders olacak bu sözünü asla unutmadı bütün Trabzonsporlular, ki bu gün Trabzonspor sezon açılışında daha önceden programına aldığı bütün eğlence bölümlerini iptal ederek seyircisine merhaba diyecek, kardeş takım Bursaspor ile…
Seba’yı anlatmak zor, aslında onu bu devre anlatmak zor.
Çünkü yozlaşan ve hızla endüstrileşen günümüz dünyasında Seba gibi centilmenleri anlayacak ne yürek kaldı ne düşünce…
O’nu her siyasi görüş ve diğer bütün futbol camiasının mensuplarının sevmesinin nedenlerini bugün okullarda ders olarak anlatılması gerekir ki sporumuz ve siyasetimiz gerçek manada amacına ulaşsın…
Fakat biliyoruz ki, yazılanlar hep tozlanacak ve biz bize onu sadece ölüm yıldönümlerinde giderek azalan sayılarla anacağız…
Gordon hoca ile gelen başarılarda yaptığı transferlerde ona ‘Seba’ya asker arkadaşlarını transfer etti ‘ yaftasına bile muhatap olan sevgili Süleyman Seba artık aramızda yok…
Geride birçok anı ve dost bıraktı.
Ondan çok şey öğrendi özellikle benim ve bir önceki nesil.
Ona bize öğrettiği her şey için, özellikle o samimi ve halk duruşundan ötürü ben kendi adıma teşekkürlerimi sunarken, Allah’tan gani gani merhamet dilerken, sevenlerine ve biz futbolseverlere sabırlar diliyorum…
Başın sağ olsun Beşiktaş.
Başın sağ olsun Türk Futbolu.
Başın sağ olsun Ey Türk Milleti…
Sözlerime ‘ Şiir Ağrısı ‘ kitabımdaki ‘ ÖLÜM VAR ‘ isimli şiirle son veriyorum…
Güne uyar diye düşündüğüm…
ÖLÜM VAR
Ölüm var
Bir nefes sonrası
Gitmeler var
Yol kısa mı, uzun mu?
Bilmemek
Yolu bulamamak var
Hakikatin sırrına
Er ya da geç
Ermek var
Toprak var
İçine çekeceği su var
Erken mi geç mi?
Vakti zamanı bilinmeyen
Yolculuk var
Ölüm var
Hasan Akbaş – Şiir Ağrısı / 2013