İçim yanıyor…

Ucuz bir ironin arkasına sığınmadan haykırıyorum işte!

İçim yandı…

Nasıl yanmasın ki?

Çünkü Trabzonspor, böyle bir takıma karşı üretkensizlikten bu kadar yoksun olmamalıydı.

El insaf yani…

Videoton denen bu takıma karşı inanın ‘’ 1461 Trabzon ‘’ takımı mücadele etseydi eğer; istediğimiz o başarıyı mutlaka yakalardı.

Hamaset yapmıyorum, fakat durum gerçekten iç açıcı değil. Yaklaşık iki yıldır ‘’ Bir Kupa ‘’ peşinde koşan bir başkan ve yönetiminin koca bir camianın akordunu nasıl bozduğunu daha nasıl göreceğiz ki?

30 Ağustos Zafer Bayramı gibi bir günde, bir zamanlar eyaletimiz olan bir ülkenin sıradan bir takımına elenmenin ezikliğini kaldırabilenlere artık diyecek hiçbir söz ve anlatı bulamıyorum sevgili dostlarım.

Fakat futbol bu..

Futbol topunun da bir yüreği var ve o yürek dün akşam büyük-küçük ayrımı yapmadan, haddini bilenin yanında oldu.

Aylar öncesinde gideceği bilinen en skorer oyuncusunun alternatifini bulamıyorsan, benim için her gün ‘’ Kupa Çığırtkanlığı ‘’ yapsan ne olur ki sevgili başkanım…

Bu camiayı artık tek bir şey mutlu edebilir ancak ve ancak! O da puan puana değil, açık farkla Türkiye Şampiyonluğu! Çünkü Trabzonspor kapı kapı dolanıp; Kupa dilenecek ve bu uğurda geleceğini uykuya teslim edecek bir anlayışın muhatapı olamaz asla.

O istediği Şampiyonluğu kendi zaten almasını bilir.

Ve Sadri Başkanın içi rahat olsun.

Trabzonspor’un şampiyonlukları; onu sevenlerin gönül arşivlerinde sırası ve seneleriyle özenle muhafaza edilmektedir.

Ve dün akşam…

Daha ilk karşılaşmadan belliydi garabet dolu günlerin Trabzonspor’u boğacağı. Söylemeye ağzım dilim varmıyor, ama bu takımın üstünde bir ölü toprağı var sanki…

Trabzonspor’u Trabzonspor yapan değerlerin en başında, şartlar ne olursa olsun son ana kadar yılmamak gibi o çok elzem hasleti geliyordu.

Trabzonspor bir değil, bin yanlışın bedelini ödüyor ve bedeller ödenmek içindir. Günü gelince birileri bunun hesabını kesiyor maalesef. Dün akşam bunu ummadığımız ‘ Viedeoton ‘ yaptı.

Lafı uzatmaya gerek yok.

Önce Trabzonspor’u sıradanlaştırmak isteyen düzene karşı mücadele etmeye, sonra kendi iç saygınlığını kazanmak için bütün organlarıyla (ivedilikle) ayağa kalkmalıdır Trabzonspor.

Ahlarla ve tühlerle geçirecek bir an bile yoktur.

Şenol Güneş’ten kulübün güvenliğine, Asbaşkanından yedek üyeye, taraftarından kongre üyesine kadar herkes (…) gerekirse hesabını vereceği yüzleşmeye hazır olmalıdır.

Ve yarın bir başka Trabzonspor için yürüyebilmek adına ‘’ ödeyeceği bedeli kendisi belirlemelidir..

Çünkü kimsenin kimseyle uğraşacak ne zamanı ne vakti nede bir üstünlüğü vardır..

Bu ölü toprağını kaldırmak için herkesin omuzuna ve küreğine ihtiyaç vardır..

Yarın bir başka gün olması dileğiyle..

Fırtınalı Eylül’lerde yürüyeceklere…

Bu arada sana da hoş geldin diyorum‘’ Marc JANKO ‘’ !..

Adın Marc, lakin hizmetin marka değerinde olsun…

Böyle karşılama hoş olmadı seni belki, fakat burası Türkiye, burası Trabzon…

Sende alış buna…

Fırtınalı yüreklere hoş geldin tekrar…

Hasan Akbaş

31/08/2012