Öncelikle İzmir ve İstanbul’da yaşanan futbol şiddetini, adı üstünde şiddetle kınıyorum.
Artık sonu ölümlere varan bu pervasızca tutum ve ruh halinden bu futbol magandalarını devletimizin koyduğu yasalarla futbolumuzdan bir an önce çekip almasını diliyorum, bir futbol sever olarak…
İşte bu duygularla izledik Trabzonspor - İ.B.B müsabakasını.
Diyorum ki, eğer araya kupa maçı girmemiş olsaydı, Trabzonspor o yakaladığı seriyi Kayseri’de de sürdürebilirdi.
Dün akşam rakibinin durumuna bakmadan, karakterli futbolundan asla taviz vermeyen Trabzonspor’u başta hocası ve futbolcuları ile kutluyorum.
Ligin sonu yaklaştıkça Trabzonspor Halil ile yeniden bambaşka bir şekle büründü.
Halil’e Volkan, Volkan’a Olcan, Olcan’a Yasin eşlik edince, ortada Adrian’la göze hoş gelen ve adeta nerdeydiniz bunca hafta çocuklar dedirten bir Trabzonspor izlemek, sanırım benim olduğu gibi herkese mutlaka ‘’ böyle oynayın canımı yiyin ‘’ dedirtti diye düşünüyorum.
Bülent Korkmaz ve ekibi ya herro ya merrro diyerek geldiği Avni Aker’de, golü düşündü ve iki direğe çarpan pozisyonu ve üçte attığı gol ile yinede istediğini alabilirdi.
Fakat futbol iştahı kabaran Trabzonspor işte rakibinin bu durumuna asla aldırmadı.
Bülent Korkmaz ve ekibine başarılar diliyor, kanımca belediye takımlarının ben asla ligde olmasını, hele Süper Lige yakışmadıklarını düşünüyorum.
Boz Baykuşları çok sevmeme rağmen, belediye takımlarının liglerimizin en mat renkleri olduğunu düşünüyorum.
Bu sezon ve bu sezonda yaşananların Trabzonspor’a aslında büyük dersler verdiğini düşünüyorum.
Bunu bir fırsata dönüştürebilir yeni yönetim.
Hem ekonomik yönden, hem yeni yapılanma adına bu dibe vurulmuşluktan büyük kazanımlara uzanabilecek bir Trabzonspor’un, gelecek sezonlarda bir daha böyle korkular yaşamaması tek temennimizdir hattı zatında.
Lider karşısında kupada finalist olarak mücadele edecek Trabzonspor’un bu futbol iştahıyla, rakibinin durumuna bakmadan Istanbul’lu sevenlerini mutlu edeceğini umut ediyorum.