Öncelikle hepimizin malumu Soma’da ki acı facianın bütün dünyamızı kararttığı bir zamanda, ne kadar futbol konuşulur ve yazılır bilemiyorum; lakin yinede ülke olarak herkesin kalbinin attığı şehit madencilerimize bu vesile ile bir kere daha yüce Allah’tan rahmetler, kederli ailelerine bol sabırlar dilerim… Hepimizin bir kere daha başı sağolsun…
Avrupa yolunda bir sekteye uğramak istemeyen Trabzonspor ile lige vedası günler öncesinden kesinleşen Antalyaspor’un karşılaşmasında sürpriz olmadı ve Hami Mandıralı ile deplasmanlarda bileği bükülmeyen Trabzonspor sezonu kötünün iyisi olarak noktalamayı başardı.
Hem Sivasspor’un yenilgisi ile Avrupa Ligi’nde bir ön eleme şansı yakalarken, sezonu da çok erken açmamış olacak!
Evet, ‘ galiptir bu yolda mağlup ‘ sözü tamda Trabzonspor’a uydu sanırım. Birçok eksik yönlerine ve sezon içindeki çalkantılı dönemlerine rağmen, isminin ve formasının büyüklüğüyle yinede ( en azından ) olması gereken yerde ligi stoplamayı başaran Hami hoca ve ekibi başta olmak üzere bütün futbolcu kardeşlerimi tebrik ediyorum.
Gardı çoktan düşmüş Antalyaspor sahaya prestij için çıkmıştı anlaşılan. Fakat Trabzonspor golü bulunca oyunun mutlak hakimi oldu. Özellikle yılın en iyi çıkış yapan genç futbolcusu Yusuf ile yılın gerek istikrar anlamında ve gerekse maksimum fayda anlamında en başarılı oyuncusu Olcan’ın sahadaki varlıkları zaten dün aksi bir sürpriz olmasını başından engellemiş oldu.
Hami Mandıralı ile deplasmanda hiç kaybetmeyen, evinde hükmen yenildiği Fenerbahçe ve Galatasaray dışında yenilmemiş Trabzonspor için dünden sonra bugün çok daha önem arzetmiştir. Olcan’ın kendine yakışan bir vuruşla adeta assolist edasıyla sanki lig hiç bitmese de hep çıkıp oynasam isteğinin taraftarları motive edişi kadar yönetimde bunun yansılarının nasıl vuku bulacağını merak etmiyor değilim açıkçası!
Basında çıkan hoca arayışları ne derece doğrudur bilemiyorum, lakin Trabzonspor yönetiminin ivedilikle ilk önce bu sorunu hal yoluna koyması gerekmektedir.
İşte gördük, büyük takım olmak, o takımın formasını giymek çok farklı bir duygu olsa gerek. Trabzonspor eğer ( bazılarının küçümsediği ) dokuzunculuklardan dördüncü basamağa geldiyse bu onun büyüklüğünden gelen güçle olduğunun asla unutulmaması gerekir. Teknik heyet bu minvalde futbolcularına sadece bunu hatırlatmıştır.
Mutsuz taraftarını güldürmek için elbet bu elde edilen büyük bir takım için başarı olamaz. Lakin eldeki mevcutlar ve birçok sorunun içinde Trabzonspor bu sene kötünün iyisi olarak kendi muhasebesini yapar diye düşünüyorum. Fenerbahçe maçındaki olaylardan dolayı seyircisiz bir şekilde ligi tamamlamakta belki, belki diyorum; Trabzonspor’u olası bir ‘ Şampiyonlar Ligi ‘ vizesi almaktan etmiştir…
Bu olumsuzlukları da taraftar olarak kendi içinde muhasebe edilirse, seneye her yönüyle ayakları yere daha emin basan bir Trabzonspor’u izlemek neden imkânsız olsun ki?
Ha bu arada Antalyaspor içinde şunu belirtmeden yazıma son veriyorum: Başta Antalya gibi futbolu taşıyan bir şehrin nerede yanlış yaptığının cevabı sanırım ortada ve bunun dersini çıkarmakta yönetim başta olmak üzere bütün bir şehrin vebalidir… Keza Kayserispor içinde bu düşüncem geçerlidir. Ticari zeka ile bir yere kadar futbol size gülen yüzünü gösterir, bir yerden sonra gerisi Süleyman Hurma!..