Baba mesleğinden olsa gerek, çocukken, babamla sanayiye araba bakımına her  gittiğimde  çokça duyardım; arabaya gaz ayarı gerekiyor dediğini ilgili ustanın…


İşte geçen gün TFF’ nin olağan mali toplantısında konuşan başkan İbrahim Hacıosmanoğlu beni naçizane çocukluğuma götürdü.

Hoş, burada Sayın başkan arabanın gaz ayarına bakmakla kalmayıp, TFF başkanı Sayın Demirören’in de adeta gazını aldı.

Birçok görüşüne ve icraatına katılırsınız veya katılmazsınız, lakin İbrahim Hacıosmanoğlu Türk futbolundaki başkan figürlerinin çok dışında bir renk ve futbolumuzun içindeki ‘ Ali Cengiz Oyunlarına ‘ çomak sokan tek oyun bozucu olması sanırım birçok adalete hasret futbolseverin beğenilerini celbetmekte…

Belki bir çok söylemi hep tekrar niteliğinde, fakat adaletin tecellisi için yola çıkmayı kendisine misyon belleyen başkanın, usanmadan ve bıkmadan bu söylemleri tekrarlaması, bugün umudunu kaybedenlere bile yeniden umut telkin etmekte.

Başkan ‘ kaybetmek değil, vazgeçmek yenilmektir ‘ sözünü kendisine şiar edinmiş diye düşünüyorum.

Toplantının detaylarına girmeyeceğim ki az çok yazılı-görsel ve sosyal medyadan takip ettiniz birçoklarınız.
Burada İbrahim başkanın konuşmasının ardından kürsüye gelen Sayın Demirören’in kendisini yani iradesizliğini yine Trabzonspor üzerinden masumane bir iklime çekmek istemesi oldu…

O da Diyelim ki  Trabzonspor’umuz olası bir ceza almasa, biz buna sevinmeyecek miyiz ? ‘’

TFF Başkanın kendisini Trabzonspor üzerinden masumane bir şekilde savunmasına çok üzüldüm ve yazar olmanın dışında amatör bir Trabzonspor sevdalısı olarak ‘ sevinme başkan ‘ dedim ekran karşısından…

Eğer ki bir suç ve suça isnattan cezalanıyorsa, bırak başkan, Trabzonspor için bile olsa  sevinme…
Çünkü bizim başımıza ne geldiyse, hep bu birilerine şirin görünme ve statükonun sanki işlevlerine ihanet ediyormuşuz düşüncesinden geldi…

Sanırım Trabzonspor’un mücadelesinin özünü anlamayanlar ya da anlamamakta diretenler var ve bunlar ne yazık ki menfaatlerine göre bu vurdumduymazlık ve aymazlığın ipine sarılmışlar, yazık ki ne yazık!
Trabzonspor’un mücadelesinin özü ‘ Türk futboluna leke kim ve kimler tarafından yapıştırıldıysa, o lekenin müsebbibi eğer ki Trabzonspor bile olsa, o da layıkıyla cezasını alsın ve adalet yeter ki yerini bulsun ‘’‘ şeklindedir…

Bu konuda başka da bir kelam eylemiyorum, zira beni anlayan anladı diye umut ediyorum…

Trabzonspor’un Avusturya kampı yabancı ve nokta transfer  atışlarının  dışından harika gidiyormuş…