Hoca veya yönetimin tasavvuru - tasarrufu ne olur bilemem, lakin benim futbol dünyamda Mustafa Reşit Akçay hocanın futbol anlayışımla olan bağı bu akşam itibari tamamen kopmuştur!
Neden kopmasın ki?
Zokora’yı stopere çekip, Aykut’tan asla solbek olmayacağını gör(e)meyen bir anlayışla asla benim bir futbol bağım olamaz.
Ya yeni transfer Alex’i direkt oynatmakta ne oluyor, hadi oynatıyorsun; o zaman onun yanında Zokora en lazım dişli parçasıydı.
Çok yazmıştım, yerli diye ağaca çıkılan ülkemde sen tut Giray’ı gönder…
Sıradan ve mütevazi bir Anadolu kasaba takımı olan ama futbolu büyük olan bu güzide ekibi Mustafa hoca öyle küçümsemiş ki, adeta bize ders verircesine alın size ofansif bir kadro der gibiydi!
Yönetimde bir zahmet Fenerbahçe üzerinden gündem yaratmaya devam etmeyi bir tarafa bırakıp, daha dün düşme potasındaki ekiplerin bir bir gelip de Trabzonspor’u alaşağı etmesinin bir an önce önüne geçmek için bol bol ‘ teşrik-i mesai ‘ yapsınlar.
Görünen öyle net ve açık ki, ne idari yönetimsel ne teknik yönetimsel anlamda sistemsiz bir şekilde yol alarak Trabzonspor an itibariyle gerçeklerin duvarına toslamıştır.
Şu an gerçeklerin yüze çarptığı an ve zamandayız…
Bu akşamın hikâyesi ise;
Oyunun daha ilk yarısında Henrique’ye yapılan tepki aslında taraftarın yönetime bir göndermesiydi.
Erken çözülme zaten hassas olan kadronun çözülmesine sebep oldu ve felaket kaçınılmaz oldu…
Kalesinde dört gol gören Onur’un gözyaşları ise; gecenin bordo maviye bulanan hezeyanlarla dolu bir kahroluşun acıklı bir finali gibiydi…