devrenin sonlarına doğru beş dakika içinde iki golü kalesinde gördüğünde, içime böyle bir ironi
düştü…
Elbet bu maçın akibeti asla Onur Kıvrak üzerinden yapılamaz, yapılmamalı da!
Bu akşamki maçın hikayesi iki komşu kentin futbolun bu güzel temaşası içinde izleyenlere harika bir
futbol akşamı yaşattılar ve taraflı tarafsız herkesten teşekkürlerini aldılar.
Maça gelecek olursak, ilk yarının ( yenilen o ki gol dahil ) Trabzonspor’u bu sezon hiç bu kadar rakibin
üçüncü bölgesini tehdit eder şekilde görmediğimi belirtmek isterim.
Bana göre haksız bir penaltıyı gole çeviremeyen Trabzonspor sonrasında rakibin gününde olan
kalecisi ve defansına takıldı.
Olayın özeti aslında onlar geldi attı, Trabzonspor gitti attıkları her şut karavana oldu…
Sadi hocanın Yusuf ve Özer ile oyuna başlaması yani ikisinin de çizgileri iyi kullanamaması ilk devrenin
Trabzonspor için çok çalışan fakat bir türlü bal üretmeyen arı gibiydi tabiri caizse!
İkinci yarıya Erkan Zengin ile başlamak doğruydu. Fakat Marin in de daha erken oyuna bir şekilde
dahli gerekiyordu.
Sonrasında Douglas’ı oyundan alan Sadi hoca Marin i oyuna katarak ‘ herro ya merro ‘ dedi, dedi
demesine de Hikmet Karaman’ın öğrencileri hocaları ile bu maça aşırı konsantre olmuş olmaları
Trabzonspor’un bütün aktivitelerini boşa çıkarıyordu.
Trabzonspor yeni bir döneme girdiğiyle kaldı.
Futbolculara yapılan ödemenin onları biraz kıpırdattığını görmekle beraber, Sayın Muharrem Usta’nın
işinin gerçekten zor olduğu bu akşam Rize’de bir kere daha görüldü.
Sonuç olarak; Rizespor’u tebrik eder, özellikle kardeşlik mesajları veren tribünleri ayrıca kutlamak
istiyorum.
Trabzonspor’un ise acilen kendisine bir çeki düzen vermesi gerekiyor!
Sadi hocama da acilen teşekkür edilip, onu yeni cevherlerini mesela Muhammet Beşir örneğinde
olduğu gibi, asli işine tekrar yönlendirmek gerek…
Sayın başkana akıl vermek haddimize değildir, lakin sağlıkta olduğu gibi futbolda da duygunun
mantığa yenilmemesi gerekiyor…
Bütün cerrahi müdahaleler duyguyla değil, mantıkla yapılır…
