İkisinin Kaderi Bu!...
Galatasaray’ın liderlik yolunda ilerlemesine saygı duyarken, Trabzonspor’un bu yürüyüşe acz içinde ( tabi futbol anlamında ) iştirak etmiş olmasına ise bir o kadar üzüldüm diyebilirim, bir futbolsever olarak(!)
Karşılaşma esnasında kadın ve çocuklarımızın Stadyuma yaydıkları müthiş enerji takdire şayandı.
Futbolu keşke hep kadın ve çocuklarla örüp, baylarla beraber daha da tiyatral bir hale büründürebilsek ne hoş olurdu diye bir an hayal kurmadım değil, bu esnada.
Adı üstünde işte hayal…
Belki bir gün olur, kim bilir?
Hayal kurmak en az bilgi kadar değerli bir hazinedir çünkü,
Burak Yılmaz’ın yokluğunda Halil Altıntop’un neler yapacağını, daha doğrusu Beşiktaş galibiyetindeki misyonunu bu akşama da yansıtır mı diye merak ederken, Halil’in oyundan erken düşmesi, Adrian’ın yine beklenen ve aslında hepimizin dört gözle beklediği o patlamayı bir türlü yapamamasıyla, daha ilk dakikalarda Selçuk İnan maestrosundaki Galatasaray ne istediğinin ilke ve prensiplerini bir bir sahaya yansıtmaya başlamıştı bile.
Bir tek Colman ve Olcan, biraz Zokora dışında kalan herkes söz birliği etmişçesine, futbolun galibiyet için elzem olan bütün gereklerini bu akşamlığa terk etmiş gibiydiler.
Kaleci Tolga Zengin’in kariyerinde zedelenmelere yol açan hep Galatasaray oldu. Bu akşam yine eksilerle dolu o klasik tablo değişmedi.
İlginçtir, Colman içinde Galatasaray maçları hep güzel ve hoş kazanımlara gebe olmakta..
Tıpkı bu gün ki kısır futbola rağmen, attığı iki golde olduğu gibi…
Adeta bu ikilinin kaderi olumlu ve olumsuz anlamda; Galatasaray maçlarında kendilerine yansımakta.
Acaba diyorum; Tolga Galatasaray müsabakalarında hiç oynamasa mı?
Tabi futbolda böyle batini hadiselere inanmak elbet gülünç gelebilir sizlere, fakat benimki masum bir öneri işte.
Uğura ve şansa inandığım için olsa gerek.
Selçuk İnan’ın müthiş füzesinde Trabzonspor yönetimini düşündüm, Şenol Güneş’i düşündüm ve içime bir burukluk çöktü birden(!)
Kendi silahını rakibine bu kadar kolay vermenin, geri dönüşümlerinin acı hezeyanlarını hissettim Şenol hocanın bakışlarında bir an!
Elbet Selçuk işini yapacak, fakat onun üzerinde nakış nakış, ilmek ilmek futbolun işleniş emeği olan böyle bir değerli hocanın omuzlarını çökerten düzene, bir Şenol Güneş ve Trabzonspor sever olarak kayıtsız kalamıyorum doğrusu.
İkinci yarıya hiç olmazsa farkı kapatırım düşüncesiyle başlayan Trabzonspor, Colman ile umutlanıp Fatih Terim’e tamda soğuk terler döktürecekken, bir anlık gaflet günün bir başka başarılı ismi olan Eboue’yi taçlandırıyordu kendi takımı adına.
Eğer o gol gelmesiydi Tolga Zengin’in ağlarına, bugün Galatasaray için tehlike çanları çalıyor olabilirdi!
Çünkü Selçuk İnan’ı oyundan neden aldığının izahını vermek zor olabilirdi hoca için!.
Bu gol sonrası kazanılan penaltı ile gelen ikinci Trabzonspor golü, biraz olsun; oyunun sonlarına doğru, hiç olmazsa farkı azaltırımın çabasında olduğunun olumlu bir yansıması olarak notlarımızın arasına girmiş oldu.
Trabzonspor için bu dörtlü finalde böyle bir konumda olmak elbet arzu edilen bir durum değil, fakat futbolun içinde bunlar var ve bu kadro üzerine gereken düzenlemeler yapıldığında, gelecek sezon lige bir başka ağırlıkla hükmedeceğini düşünüyorum.
HASAN AKBAŞ
28/04/2012