Yazı başlığıma ilham olan hadiseyi sanırım hepiniz anımsadınız belleklerinizde yer etmişliğinden dolayı.
Hz. İsa’nın bu sözü sarf etmesine neden olan olayın özündeki en can alıcı noktaya bakar mısınız(?) Sevgili dostlarım, günümüz çirkefleşen toplum yapısını bize nasılda yeniden resmetmekte bu anlatı, hem de ta kaç asır öncesinden.
Bunun gibi bir çok yaşanmış anekdotu uyarlayabilirim günümüz dünyasına.
Fakat Hz. İsa’nın bu önermesi beni en çok etkileyeni oldu daima, özellikle günümüz sürecinde yaşananları gözümün önüne getirdiğimde!
Sevgili dostlarım, toplum olarak öyle bir ahval içine düştük ve düşürüldük ki, bütün kavramlar birbirine karıştı.
Öyle ki karanlıkla ışığı seçemez oldu gözlerimiz, doğru ile yanlış sahiplerini çoktan karıştırdı bile.
Artık iyiden iyiye bu ‘’ güzel ve yalnız ülkemin ‘’ lanetlenmiş olacağını düşünmeye başladım.
Gün geçmiyor ki her yeni güne yeni yeni skandal dosyalarıyla uyanmayalım ve bunlarda benim az önce anlatmaya çalıştığım tespitlerde maalesef haklılığımı ortaya koymakta.
İşimiz spor olmakla beraber, aslında futbol olduğuna göre, 3 Temmuz sürecince yaşananların toplumun içinde nasıl oldu da fark edemedik dediğimiz bir çıbanın deşilimini birden görünce, içindeki irini boşaltırken anladık biz nereye birikmişiz diye.
Hepimiz bilmeden bir oyunun parçası, aktörü olmuşuz meğer yıllardır.
Evet dostlar, ironi yapmıyorum, fakat ortada gerçekten trajik durumlar var.
Dün akşam, Abdullah Avcı yönetiminde yeni Milli Takımımızı izlerken, gözümün önünden geçti yaşanan süreç bir bir!
Spiker kardeşimizin sık sık vurgu yaptığı o ‘’ yeni bir ruh gelmiş takımımıza ‘’ demesi, bende her seferinde kafama bir şeylerin tak tak vurur gibi yapmasına neden oldu!
Aslında bir yerde umutlu olmak gerek. Güzel bir geleceğin katığıdır umut, yoldaşıdır.
Pozitif düşünmek gerek, ileriye dönük oluşturulacak sinerjinin anahtarı ne olursa olsun umutlu olabilmekten geçer.
Fakat insanız bir yerde ve içimize düşen kurtlara aldırış etmemek olmuyor işte.
Türk futbolunun içine sürüklendiği kaosun sorumluları gerçek bir adalet süzgecinden geçmedikçe, maalesef önümüzde ki döneminden yine karanlıklarda ay ışığından medet ummaya devam etmekle geçeceği aşikar gibi.
Çok dönençli bir ligi geride bırakırken, TFF’na sunulan ‘’ etik kurul raporu ‘’ ve Fenerbahçe SK’ nün kongresinden çıkan sonucun beni şaşırtmamasına rağmen ben yine umut taşıyacağım yarınların bu büyülü sporuna dair.
Fenerbahçe’yi laikliğin kalesi yapanlar, bizzat bu kalenin içini kendileri boşaltmış olsalarda!
Futbolun Cumhuriyeti UEFA’ya rağmen, yine bizzat; biz istediğimize ceza keseriz, istediğimizi masum kılarız diyen bir kukla federasyonumuz olsada!
Her şey bütün çıplaklığıyla ortaya çıksın diyen, fakat birden işine geldiği gibi ‘’ benimse ‘’ yapmamıştır diyen bir zihniyetin borusu ötüyorsa!
Şenol Güneş gibi bir melaike adama, sahaya artık çiçek bile atmayın dedirtiyorsa bu düzen!
Ben yine de inadına umutluyum, umutlu olmak istiyorum; ve devam edeceğim, güzel günler göreceğiz sevgili sporseverler demeye!
İşte kim suçlu, kim suçsuz bilemiyoruz.
Çünkü bildirtmiyorlar!
Ve bu yüzden bir yerde umudum kırılır gibi olsada,
İlk taşı günahsız olanınız atsın diyecek bir hakem çıkacak mı ortaya, ve o gün gelecek mi ki (?) diye umut ekiyorum düşlerime.
Sahi o gün ilk taşı kim atacak, ve kim attıracak?
Böyle bir gün gelecek mi?
Böyle bir babayiğit çıkacak mı?
Böyle bir günahsız var mı?
Ve maç bitti,
Bu takımda Hamit Altıntop hep kaptan olsun istiyorum!
Hasan Akbaş
25/05/2012