Yenilgiler sonrası pek mazeret üreten bir yapıya sahip değilimdir, fakat bu minvalde; gözün aydın T.F.F’nu demekten kendimi alamıyorum!
Oyunu kimin oynadığının değil, oyunu asıl kimin ( dışarıdan ) yönettiğinin anlaşıldığı bir maçta, kimin ne yaptığının artık hiçbir önemi kalmadı!
Fakat büyük takım olmak çok başka bir şey: Gerek misyonu gerek vizyonu ve gerekse toplum üzerindeki ağırlığıyla Trabzonspor gibi camiaların bahane üretmeye ve bu bahanelerin arkasına sığınmaya asla ve asla hakları olamaz.
Bizler Trabzonspor üzerinde oynanan oyunları elbet belirtmek ve dillendirmek zorundayız, lakin takım bunların üstesinden bir şekilde, öyle veya böyle gelmeli, gelebilmeli!
İstanbul’a bu haftayı mesken tutan Trabzonspor, sılaya harika bir pozisyonla dönme fırsatını bugün ayağının tersiyle auta attı dersek, hiçte abartmış olmayız diye düşünüyorum.
İ.B.B takımının fiziki özelliğiyle bu maçta, daha 48 saat önce zorlu bir kupa müsabakası sonrası, bütün mentallerini beyninde tüketmiş olan Trabzonspor’u çok zora sokacağını bir önceki ‘’ Kupa maç yazımda ‘’ belirtmiştim!
Ligde en son maçını oynayan, kupada en son maça çıkan ve akabinde diğer rakiplerinden önce ve üstelik herkes daha kahvaltısını bitirmemişken; böyle bir maç saati programında Trabzonspor’un önünü kesmek kimin işine geliyorsa, onların şimdi gözleri aydın olsun.
Bir İ.B.B kalmıştı ilkleri yaşamayan, o da şu çok kısa futbol geçmişinde varsın diğerlerinden aşağı kalmasın, dedi her halde birileri!
Sevgili futbolseverler, derdim Bülent Korkmaz ve öğrencilerinin emeklerini yok saymak değil elbet; derdim bu zihniyetle futbolumuzun asla ve asla bir arpa boyu yol alamayacak olmasına üzülmemdendir.
Tamda her şey yoluna giriyor derken, Volkan Şen’i ve Adrian’ı ile bambaşka bir takım kimliğine bürünen bir Trabzonspor’la ligimizin seyrinin ve akışının daha da zevkli ve kaliteli bir hale geleceğini düşünürken, devreye giren bu karanlık zihniyetin bütün Trabzonluları ızdıraplarla dolu bir korku tüneline sevk etmeye ne hakkı vardır, sorarım sizlere(?)!...
İşte bu yüzden diyorum ya; bütün bu haksız rekabetlere karşı Trabzonspor’lu futbolcuların her ne olursa olsun gurbetten puan ya da puanlarla sılaya dönmesi gerekiyordu!
Her şeyi bu takıma endeksli olan taraftarına ızdıraplarla çevrili korkular yerine, bir yudum mutluluk verebilmek aslında hiçte zor olmamalı!
Bu takıma her şeyden bir parça şey ilave ederken, yetkililerden özellikle rica ediyorum, birazda ruh ilave etsinler!
Mutluluk, göreceksiniz gelecek…
Izdırapla geçen haftaların ardından umarım güzel ve güler yüzlü günler görecektir bütün Trabzonsporlular!