Maalesef hocanın planları bir detay dışında tutmadı, oda ‘’ Trabzonspor’u sevenler şaşırmaya devam ediyor ‘’…
Demek ki adına futbol dedikleri bu oyun öyle varsanımlarla falan kazanılmıyor!
Ateşle-barut buluştu felsefesi önce kulağa hoş geldi. Hoş hoca böyle bir enerjiyle doluyken, son iki karşılaşmada seyircinin ateşine barut olacak yerde, bi atımlık barutları kalmış futbolcu topluluğunu görünce artık iyice inandım ki, Trabzonspor’da Tolunay hocanın işi gerçekten zor…
GaziAntepspor müsabakasında Onur’un o iki muhteşem refkleksine dikkat çekmiş ‘’ bu farklı skora adlanılmaması gerektiğine dair mini bir serzenişte bulunmuş ‘’ idik!
Dün akşama dönecek olursak, Galatasaray ile arasında uçuruma vesile olabileceği bir akşamda, Fenerbahçe’yi hayata döndüren, hocasının koltuğunu sağlamlaştıran, başkanının yeniden elinin güçlenmesini vesile olan böyle bir Trabzonspor performansı görmek elbette ki bütün camiayı üzdü…
Ben dün akşam en çok Janko ve Onur’u beğendim, bu mutsuzluk senfonisinin içinde, yinede!.
Her şeye rağmen inatla kendi oyun yapısına göre oynamayan dün akşam ki futbolcu topluluğu içinde ne yaptığını bilen, en azından ezilmeyen bir Janko ve Onur performansı izledim.
Rakibin stoperi Egemen iki önemli golümsü atağı keserken, sevgili Bamba ise hadi ikinci gol futbolcu şanssızlığı ile geçiştirilebilinir; ya ilk goldeki yaptığı gaflete ve hatta ihanete ne denilebilinir?
Ve üstüne üstlük Onur’a kendi hatasını yüklemeye çalışması da ayrı bir kişilik göstergesi.
Geçen hafta Zokora, şimdi Bamba (!) nedir yani bu takımdan istedikleri anlamış değilim!
Oysa biz onların Afrika Kupası maçları öncesi bu takımın en önemli renkleri olduklarından dem vururken, nerden bilebilirdik ki ‘’ lanetli kara Afrika büyüsüyle ‘’ geri döndüklerini!
Ki zaten Sol Bamba en son Eskişehirspor maçında bugüne dair olumsuz bir çok done vermişti(!)…
Ve şu açık-seçik görüldü ki, bu kişisel fikrim beni bağlar; Trabzonspor kesinlikle Afrika’dan bir daha transfer yap-ma-sın!
Dün akşam futbolun dışında futbolcuların kendi aralarında tansiyonu yükseltmemeleri takdire şayandı.
Mustafa Yumlu ve Baroni arasındaki münakaşaya başta her iki takım mensuplarının önleyici çabalarını takdirle karşılarken, kaleci Volkan’ın tutumunu anlamış değilim!
Sonuç olarak yine bir hüsranı yaşadı bütün Trabzonsporlular!
Olmadı, Trabzonspor yine çok istediği ve alması elzem olan bir müsabakayı yine-yeniden Avni Aker’in o birbirinden kıymetli şahsiyetlerin alın-terleriyle sulamış olduğu çimlerine gömdü!
Dedim ya, bi atımlık barutu kalmış futbolcu topluluğuna tribün ateş olsa ne yazar, Tolunay Kafkas barut olsa kaç yazar!
Sanki daha üç gün önce Beyaz Rusya’da, üstelik daha maçın başında on kişi kalarak yorulmuş takım Trabzonspor’da; o yüzden dün akşam dinlenmiş bir Fenerbahçe’ye yenilmesini mazur görebiliriz gibi bir fotoğrafa doksan dakika bakmak zorunda kalmanın dayanılmaz işkencesinin izahını başka hiçbir şekilde yapamamanın üzüntüsüyle, sevgili Tolunay hocaya Allah’dan bol bol sabır ve kolaylıklar diliyorum!
Adrian’ın çizgiyi geçip-te geçmeyen pozisyonunu hakem Bülent Yıldırımın Trabzonspor’a uğurlu gelmemesine yoruyorum.
Var var, bu takımın üzerinde kesinlikle bir kara büyü var!
Sadri başkan kan değişimine kadar, bu kara büyüye de bir çare bulsun bir zahmet!
‘’ Her şeyin yolunda gitmesini isteyenler, her şeyin yolunda gitmesi için çaba göstermelidirler ‘’
- - - - - -