Öncelikle ' 1 Eylül Dünya Barış Günü ' nün özellikle etrafı savaşlarla örülü coğrafyamıza bir an önce hayırlı rehalar getirmesini dilemenin yanında, futbol dünyamızda da adaletin barışa dayalı kurulu esaslarında; hakça bir yarışın içinde ve yine hak edenin ipi göğüsleyeceği güzel bir lig sezonu diliyorum bütün camialarımıza...
Saygı ve sevginin timsali, unutulmaz başkan değerli insan Süleyman Seba'nın adının verildiği 2014/2015 sezonunda, tüm bu süslü söylem ve temennilerin sadece lafta kalmayıp, yüreklerdede yer edinmesi bu meyanda tek ve en öncelikli temmennimiz olacaktır...
İşte, bu insanın içine ferahlık ve bir o kadar da umut yeşerten duygularla izleyeceğimi düşündüğüm Kayseri Erciyesspor-Trabzonspor müsabakası doğrusunu isterseniz futbol iştahımı daha başlamadan söndürdü diyebilirim...
Derdim kimseyi küçümsemek değil elbet, lakin senin dörtte birine yakın maliyetle kurulan böyle mütevazi bir ekibin sana futbol dersi vermeside insanı futbolun adaleti terazisinde sevindirirken, kendi pencerenden bakınca da bir o kadar üzmekte.
Sefa, Cardozo ve Bosingwa'nın olmaması bir takımın takım oyun düzenini hırpalar elbet düşüncesine hak verirken, bireysel anlamdaki futbolcu perforsmansının bu kadar yerlerde sürünmesini ben anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu...
Ve yine bu meyanda derdim kimseye atıfta bulunmak değil, lakin diyorum kendi kendime ki ' bu takımda Emre Güral ve Turgut Doğanşahin in kime ne yükü ve zararı olabilir (di) (?) ' diye sorup duruyorum, halen, bu yazıyı yazarken bile...
Bülent Korkmaz 'ı ismine yakışır bir nitelikte kurmuş olduğu bu kadro ve buna bağlı olarak, kafasındaki oluşturmaya çalıştırdığı izlediğimiz bu futbol mantalitesi nedeniyle tebrik ediyorum...
Trabzonpsor ise dün akşam defansif anlamda Bülent hocanın aksiyonlarına boyun eğmedi, fakat Deniz Yılmaz a ne ortadan ne yanlardan bitirici asistler yeteri kadar gelmeyince ve Deniz Yılmaz sakatlanınca oyun düzeni benim hiç çözemediğim bir şekle bürününce, Trabzonspor için bu beraberlik aslında haneye kazanç olarak yazılmalı diye düşünüyorum...
Hoş, Trabzonpsor'un kadro mühendislerinin illa ki eksik yerlerin dışında, saha içi oyun anlamında ikinci ve üçüncü bölge aksiyonlarındaki yetersizlikler üzerinde mutlaka duracaklarını biliyoruz.
Vahid hoca tam bir profosyonel gibi olaylara yaklaşıyor ve bu aslında, eğer ki kafasında ki takımı belirttiği süre zarfında izlettirebilirse, bence ona sabretmek ve kulak asmak şu an yapılacak en doğru sağduyu aksiyonu olacaktır hiç kuşku yok ki, umudun peşinde her yeni günde güneşi kucaklayan büyük taraftar için...
Hem zaten şunun şurası ' üç ay(cık) bir zaman dilimi değil mi ki (?) '
Ne kaldı ki üç ay gibi bir zaman dilimin dolmasına...
Bunun üçte bir buçuğu dolmak üzere, gerisi Allah kerim...
Vahid hocanın vaad ettiği günler, yakındır...
Ben umutluyum, güzel ve güneşli günler bizi bekliyor...
Yarınlar Trabzonspor'un...
Gerçekten geçer geçer, hem neler geçmedi ki, bu da geçer...
Hem, umut, fakirin değil, Trabzonspor'un ekmeği!
Lig'e verilen ara sanırım en çok Transfer Rekortmeni Trabzonspor 'a yarayacak...