Bugünlerde Trabzonspor camiası yine transfer haberleri ile yalan umutların kokuşmuş düzende satılışını yaşıyor. Bu durumu Caceres transferi özelince incelersek camianın nasıl bir çöküşte olduğunu çok net görebiliriz. Eğer gerçekleşirse Caceres’in 2.5 Milyon Euro alacakmış. Bu çok büyük riski olan bir transferdir. Olmama ihtimali bu yazıdaki değerlendirmemizi etkilemeyecektir. Sonuçta bozuk olan zihniyet ve kokuşmuş yapıdır. Bir futbol takımının en çok para alan adamı defans oyuncusu ise o takımda büyük sorunlar var demektir. Caceres’in kalitesi zaten tartışılmaz. Burada tartışılacak olan transferin ekonomik açıdan anlamı ve oyuncunun takıma vereceği katkıdır. Çok uzun bir sakatlıktan çıkmış(?) bir oyuncu olması en büyük handikap. Türkiye Ligi futbolun sert oynandığı bir lig. Eğer sakatlığı tekrarlarsa Mustafa Yumlu’yu arayabiliriz. Diğer taraftan, takımın ihtiyacı iyi bir golcüdür. Şu anda Suk ve Dam Doy var kağıt üzerinde. Yanlarında birde Muhammet vardı, kiralandı. Bu yönetim transfer zekası açısından ve ekonomi planlaması açısından sınıfta kalmıştır. İlk geldiklerinde yüksek ücretli diye bir çok oyuncuyu gönderdiler ve yapılanma dediler. Elimizde yetenekli gençlerimiz varken, onları değerlendirmeyip Azerbaycanın ve başka ülkelerin cilalanmış gençlerini aldılar. Ersun hocanın iyi bir çalıştırıcı olmamasından dolayı bu oyuncuların performans olarak sürekli geriye gitmesiyle o transferler hüsran oldu. Şimdi o oyuncular yollanıp belki bonservisi düşük ama yüksek maaşlarla yaşlı oyuncular alınıyor ve IHO döneminin hataları tekrarlanıyor.
Zaten koşma konusunda yetersiz takımın yaş ortalaması en az 3 yaş artmış durumda.
Bu işin transfer zekası kısmı. İşin ekonomik yanına bakıldığında da bir hüsran söz konusu. Bu yöneticilerin hiç birisi bu tip alış verişi kendi şirketlerinde yapamazlar. Yaparlarsa CEO değil şirketin kapısının önünü süpüren kişi olurlar. Elinizde Cardozo varken gidip Suk’a Dam Doy’a para verip almak “elinde güzel bir baston varken mahalledeki çocukların elinden çelik çomaklarını alıp yürümeye” benzer. Hem ekonomik hemde transfer planlaması açısından nasıl sınıfta kaldığımızın ispatıdır Trabzpnspor’un forvetinin içler acısı hali. Yönetimin nerede ise dörtte birinin şu anda istifa etmiş yada görevlerini bırakmış olması da bu tespitin doğruluğunun aynası.
Trabzonspor kulübü artık böyle yönetilmemeli. Gerekirse tüzük değiştirilip, yönetimlerin süreleri boyunca kulübün uğradığı zararın ceplerinden karşılaması şartı getirilmelidir. Siyasi bağlantılar ile kulübün borçlarını 5-10 yıl sonraya yüksek faizle erteleyip yeni borçlanmanın yolunu açan yönetici uyanıktır (zeki diyemeyeceğim) ama Trabzonspora karşı bir suç işlemiştir ve hatta ihanet içindedir. Bu taktiği hem IHO hemde Usta çok güzel uyguladı ve günün borçlarını yüksek faizlerle öteleyip sanki hiç borç yokmuş gibi tekrar kulübü borçlandırdılar. Trabzonspor kulübü 10. olacaksa zaten kendi alt yapısı ile bu seviyeye rahat ulaşır. Her halükarda önünün kesilmeye çalışıldığı bir sistemde yüksek rakamlı transferler yapıp geleceği yok etmenin ne manası var? Yusuf, Ramazan, Muhammed Beşir, Muhammed Demir, ve hatta Mustafa Yumlu, Mustafa Akbaş, Zeki Yavru ve alt yapılardaki bir çok oyuncu üç dört yabancı oyuncu ile bile bu ligte ilk 6’ya girecekken teknik direktörünle bağlantılı menejerleri zengin edip yüksek maliyetli ve riskli oyuncuları transfer etmenin hiçbir mantığı yok.
Bu kokuşmuş sistemde şampiyon olma şansın yokken en büyük ve etkili mücadele ekonomik gücünü yükselterek verilebilir. Aksine, bizim yönetimlerimiz oyuncu transfer edip başarı yakalayacaklarını sanıyor ve eldeki başarısızlığın kokuşmuş sistem değil önceki yönetimler yüzünden olduğu yalanına kendilerini inandırıyorlar. Bu kokuşmuş ligin başkanı Demirören, Sadri Şener’i ve IHO’yu defalarca kandırmışken hala kendisinin kaldırılmayacağını düşünen insanların Trabzonspor’a başkan olması bu camianın kökünden yok olmasına er yada geç sebep olacaktır. İste bu tip insanlar Trabzonspor’a gerçek anlamda zarar veren insanlardır. Bugünlerin moda deyişiyle, böyle yaklaşımdaki yöneticiler deyim yerindeyse Trabzonspora ihanet ediyorlar. Tarih onları affetmeyecek…