Neden Olmasın (!) “

Berat, arapca kökenli bir isim olup, Osmanlı zamanında dilimize girmiş , yetkinlik gibi anlamının yanı sıra, veraseti elinde bulunduran, san ve yetki sahibi anlamlarına da  geliyor..

Efendim konu malum ve çok taze.

Eski hazine ve maliye bakanı, ekonomimizin en tepesindeki isim, her şeyden önemlisi Trabzonlu ve Trabzonspor sevdalısı Sn Berat Albayrak sağlık nedenlerinden dolayı görevinden istifa etti..

Kimine göre başarılı bir siyasi kariyeri oldu, kimine göre Türk ekonomisine büyük katkılar yaptı, kimine göre başarılı olamadı..

Bunların artık bu saatten sonra hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur..

Hele Trabzonspor camiasını Berat Albayrak üzerinden yıpratmak hiç kimsenin ne haddi nede kimseye bir şey kazandıracak bir  lüzumlu bir iştigal hiç değildir..

Ünal Karaman hocanın gidişini, Trabzonspor’un mali tablosundaki gelir – gider dengesinin UEFA normlarında tutturulmasında da Sn Albayrak’ın dahli olduğu İstanbul medyasınca çokça dillendirildi..

Bunlarında hiç bir önemi yok..

Ne demek istiyorsun peki (?) diye soran arkadaşların seslerini duyar gibiyim.

Aslında şunu demek istiyorum; Sn Ahmet Ağaoğlu’ nun da affına sığınarak!..

“ BERAT ALBAYRAK TRABZONSPOR’ İLK ŞEÇİMDE BAŞKAN ADAYI OLUP, TRABZONSPOR’UN BAŞKANI OLMALIDIR “

Benimkisi belki çok ütopik bir hayal gibi gelebilir bazılarına..

Lakin bunu dillendirmek istedim, çünkü Berat Albayrağ’ın “ Trabzonspor’un Beratı olacağı, hatta olması gerektiğine inanıyorum..

Olası  bir Trabzonspor Başkanlığı makamı onun ileride alacağı siyasi aksiyonlara da  müthiş bir deneyim ve farklı bir heyecan katabilir diye düşünüyorum..

Hem Trabzonspor Başkanlık makamı da en az devlet kademelerindeki makamlar kadar çok ulvi ve müstesna bir makamdır..

Şahsım, yakın bir zamanda böyle bir oluşumun  Berat Albayrak’a iletileceği konusunda oldukça umutlu olmamı hissediyor..

Demedi demeyin..

Hem bu oluşuma Sn Ağaoğlu’nun da destek vereceğine inanmaktayım.

Ve bu sayede gerek siyaseten gerek diğer unsurlarca sürekli sırtı sıvazlanıp, senelerdir bir arpa boyu yol dahi ilerletilmeyen Trabzonspor da her alanda böyle güçlü bir figürle kendi “ BERATINI “  dünya aleme sunmuş olur..

Son sözüm “ Trabzonspor’un Beratı Albayrak “ olmalıdır...

Refahın reçetesi iş bu berat nişanesidir...

----

Hoş geldin  Abdullah Avcı;

Herkesçe beklenen lakin sezon başı ister yönetimin ister taraftarın ister biz medya dünyasının bir anlık basiretinin tutulduğu bir anda Mr.Newton ile yola devam edilmesi, üstelik Sn Avcı ile de dirsek teması bir vaziyetin olduğu da su götürmez bir gerçekken..

Ve maalesef olan oldu..

Geriye dönüp kim haklı kim suçlu diye ahkam kesmenin bu saatten sonra kimseye bir faydası olmayacağı gibi, olan yine Trabzonspor’a olacaktır, negatif anlamda..

Bundan yıllar önce başka bir platformda Abdullah Avcı için “ Sırası Gelen Adam ‘’ diye çok uzun bir yazı kaleme almaştım..

Zaten o yazıdan sonra Milli Takım hocası olmuştu..

Orda’ onun o zaman ki İBB Spor kulübünde yaptıkları kadar , gerek vizyonu gerekse evet bunu “ kendine has harika bir giyim şekli “ var diye özellikle belirtmiş, hatta onu “ ünlü Fransız şarkıcı ve oyuncu Yves Montand ‘ da benzettiğimi bugün gibi hatırlıyorum..

Günün sonunda köprünün altından çok sular geçti..

Milli Takım da başarılı olup olmadığı tartışılır.

Hatta o dönem bir Trabzonspor efsanesi Fatih Tekke , Avcı için “ Futbolculuk kariyerlerinde büyük kulüplerde oynamamış birinin yıldızlar topluluğu Milli Takımda başarılı olması imkansız gibi bir şey, Abdullah Avcı Milli Takım oyuncularının isimleri altında eziliyor  - Milli Takım hocası Ertuğrul Sağlam olmalıdır “ gibi bir mülakat veriyordu..

Dikkat edilirse Ertuğrul Sağlam da o dönem Kayserispor ile muhteşem bir çıkış yakalamıştı ve o aslında Sn Avcı ya göre daha tecrübesiz bir hocaydı..

Lakin en büyük artısı Beşiktaş forması giymesiydi..

Evet..

Başarı göreceli bir kavramdır ve günün – zamanın şartlarına göre sürekli değişkenlik gösterir..

Avcı, gerek Milli Takım gerek en son Beşiktaş ta başarılı olamadı..

Tabi bu onun yetersiz bir teknik adam olduğuna alamet midir, bilemeyiz..

Oysa bir sezon daha “ Başakşehir “ de kalsaydı, bugün Okan Buruk’un omuzlarını süsleyen şampiyonluk apoleti onun omuzlarında olacaktı..

Demek ki nasipten ötesi nasipten ziyade kalıyor..

Belki yanlış zaman doğru seçimlerde insanı başarıya taşımıyor olmalı ki, doğru zaman doğru seçimlerle başarmanın yolunu aramak elzemdir..

Şimdi aslında tencere kapak misali Avcı’nın Trabzonspor’a, Trabzonspor’un da Avcı’ya ihtiyacı var..

Avcı, Millik Takım ve Beşiktaş örneklerindeki “ büyük takım hocası olamaz ‘ imajını yerle bir etmek için Trabzonspor onun için tabiri caizse “ köprüden önceki son çıkış “..

Yönetim, Ünal hocanın gidişi ve sonraki hatalı aksiyonlar  ve bu sezon ki  yanlış transferlerin telafisi çok kolay kapanmayacak gibi..

Lakin, Avcı gibi şu an Trabzonspor’un bulup bulacağı en mantıklı isim olan Abdullah hoca ile yeni bir ivme kazanıp en azından o saha içi kırılganlığından ivedilikle kurtulacak olma ihtimali başkan ve ekibine bundan sonraki günler için derin  bir nefes aldırabilir..

Hem Abdullah Avcı, Başakşehir e bir yerlerden bulup buluşturup kimsenin adını sanını duymadığı Viscà örneklerinin bir başka versiyonunu pekala Trabzonspor’da yapabilir..

Sonuç itibariyle; iş yine taraftara düşüyor: Sabır sabır hep sabır..

Dipnot: Hoca hala çok şık giyiniyor(!)

Hasan Akbaş

Haberts