Şimdi, bir yazar olarak ne yazabilir, ne söyleyebilirim ki bu maç için diye öyle çelişkili ikilimler içindeyim ki, sevinsem mi (?) üzülsem mi (?) ; bilemiyorum ?...
Fakat bir yerden de yazıya başlamak gerek elbet!
Yazı başlığımdanda anlaşılacağı üzere, bu akşam GaziAntepspor karşısında koca bir ilk ' kırk-beş ' dakikayı, deyim yerimdeyse heba eden bir teknik yönetim performansı izledik Avni Aker'de...
Heba etmekle kalmadı, sol ayağı olmayan sevgili yavrumuz Zeki Yavru'yu taraftarının karşısında resmen bitirdi diye düşünmeden edemiyorum, hocanın niyetinden şüphem olmasa...
Bunlar neler mi?
Bunlar şunlar...
Mesela; Zekİ Yavru'nun yanlış yerde oynatılmasının yanında, Mehmet Ekici'nin ( eğer müşkil bir durumu yok ise ) dinlendirilmesi bu akşam Trabzonspor'a tam bir hoca gazabı yaşattı.
Rakip, bugün bu ligin en iyi ayağa pas yapan ekiplerinden biri hiç kuşku yok ve rakibin özellikle Fenerbahçe karşısındaki oyununu hocanın nasıl izlediğini pek bir merak ediyorum doğrusu !
Hazır rakipten söz etmişken, Okan Buruk'un futbol mantalitesini seviyorum.
Zaten genç jenarasyon antranörler oyun anlamında futbolseverlere kaliteli ve göze hoş gelen sunumlar sunmaktalar.
Okan hoca ile GaziAntepspor'un çok daha iyi yerlere geleceğine inancımız tam olup, hoca ve kente başarılar diliyorum...
Maça yeniden dönecek olursak, hocanın bu akşamki kadro seçimi kararlarının tartışmaya açık olduğu su götürmez bir gerçek olarak gözükmekte!
Cardozo ve Waris'i biraz daha erken oyuna alsa idi, öyle inanıyorum ki bu akşam ki düellonun galibi hiç kuşku yok ki Trabzonspor olacaktı.
Öyle bir maç oldu ki, tam bir ' tavşan kaç tazı tut ' hadisesi yaşandı...
Bu maçı iki ayrı maç gibi düşünüyor ve ; yazık oldu kaça galibiyete derken, beraberlik en azından yenilmek iyidir dedirtiyor insana, gerek ilk yarı ve ikinci yarıdaki birbirinden çok uzak oyun performanslarının neticesinde...
İlk yarıya bakınca, beraberlik kazanç - ikinci yarıya bakınca, beraberlik bile kayıp!
İşte böyle bir maçtı ve geldi geçti...
Seyirci yoksunluğuda Trabzonspor'un elini kolunu bağlayan bir başka veri an itibariyle.
Gol yeniyor öfke, gol geliyor coşku beraberinde geliyor cılızda olsa, ki bu bana borsada bir inip bir çıkan dalgalı kur hadisesini anımsattı...
Bu konu gerçekten çok önemli ve bu akşam eğer ki maç bir beş dakika uzasaydı, sönükte olsa, futbolcuları motive eden o coşku beşinci golü Trabzonspor'un hanesine yazdıracaktı diye herkes inanmıştı oysa!
Avrupa'da iyi giden Bordo Mavi ekip, ligde yine dağınık bir görüntüye bürünmüş oldu an itibariyle.
Kaleci Fatih'in defans ile uyumu çok zayıf, bu konu hafta içi çok mesai isteyen bir konu ve üzerinde ISRARLA durulması elzem bir hadise!
Sonuç itibariyle, gazap dolu bir ilk kır-beş dakika sonrası; rahmete dönüşen bir akşam yaşadık, futbol böyle bir şey...
Rahmet ve gazap bir arada yaşanılabiliniyor!
Yapacak bir şey yok, lakin istenirse çok şey var...