Trabzon kenti bu ülkenin çimentosuysa, Trabzonspor ise ülke futbolunun en temel yapı harcıdır..
Buradan Trabzonspor yönetimine açık çağrı yapıyorum..
Depremin acıları doruk noktadayken, Avrupa sınavında, Trabzon’da hayat bulan her rengin, Trabzonspor için bir araya toplanıp, kaynaşmasını gelin bir adım daha öteye taşıyalım..
Yıldızı hiç bir zaman Trabzonspor taraftarıyla barışmayan “ Volkan Demirel’e ‘ jübile yapılmasına ön ayak olalım, Trabzonspor olarak..
Gelin bu sayede yürekleri yeniden fethedelim..
Umarım, sevgili başkanımız Ahmet Ağaoğlu ve Ali Koç başkan bu öneriye kayıtsız kalmayacaklardır..
Nasıl olur, olmaz bilemem..
Eski şöhretlerimizinde içinde olduğu bir organizasyonda olabilir..
Böyle bir hamlenin, başta ülkemiz spor dünyasına olduğu kadar toplumun tüm katmanlarına muhteşem bir moral kazandıracağına kaniyim ben şahsen.
Bu organizasyon sayesinde , elde edilecek devasa gelirin de depremzede kardeşlerimize bağışlanacak olmasıda ayrı bir kazanç olacaktır hiç kuşku yok ki(!)
Spor anlamında, aralarında yaşamış oldukları düne dair her ne varsa bir kenara bırakıp, onlardan büyüklüklerine yaraşır böyle bir hayır işine beraberce katkı yapmalarını beklemek hayal ötesi, çok ütopik bir istek olmasa gerek..
Hatta bir Trabzonspor maçına, “ Şenol Güneş Spor Kompleksinde “ Volkan Demirel davet edilemez mi?
ACI HEPİMİZİN
Renkler bir yana,
2022 yılının bitmesini iple çekerken, 2023 yılının da ancak yüzyılda bir gelebilecek büyük afata merhaba demesi, ülkemizi yasa boğdu...
Öyle ki, yılın en kısa ayı sanki asırlarca sürdü ve sürmeye devam ediyor!
Ne desek ne yapsak, hiç birisi gidenleri asla geri getirmeyecek.
Artık ‘dil sustu, an acıyı konuşur ‘ oldu..
Her yönüyle büyük bir yıkım oldu hepimiz için..
Ne yediğimizin, ne içtiğimizin tadı kaldı, acının binbir türü oturmuşken kederli yüreklere..
Lakin, illaki bu devran dönecek ve dönmelide..
Yaraların bir an evvel sarılması adına, hepimizin, ulus olarak güçlü ve dik bir şekilde ayakta durmamız elzemdir.
Bir kere daha rabbim ölenlerimize rahmet, geride kalan acılı yüreklere bol bol “ sabrı-cemiller “ eylesin..
Hepimizin başı sağ olsun tekrar tekrar..
Maalesef bu deprem gerçeği bir şekilde hayatımızın her daim her evresinde olacak..
İnşaAllah, bundan sonra ülke olarak, devletimizin alacağı önlemlerle daha güvenilir binalar üreterek hayatlarımızı idame etmek en büyük temennimiz olacaktır..
Efendim, deprem bölgesinde öyle olağanüstü yaşanmışlıklar oldu ki:, her biri ayrı bir hikaye olarak belleklere kazınmakta..
Mesela, bizi onca ayrışmalara rağmen yine acı bir araya getirdi.
Güçlü ve ahde vefası üst düzey bir millet olduğumuz bir kere daha görüldü..
Allah birliğimizi ve dirliğimizi her daim güçlü kılsın..
Hepimiz gördük, acının olduğu yerde renkler ayrışmadı, hepsi bir oldu, birlik oldu, tek renkte, tek yürek Türkiye oldular..
Kim bilir hangi ezeli rekabetin temsilcisi gitti göçük altından rakibini çıkarmak için canını hiçe saydı(?)..
Hülasa, acı kenetledi tüm zıtlıklara inat insanların yüreklerini..
Şunu demeye çalışıyorum; bir gün gelecek ve bir Trabzonsporlu olarak, Volkan Demirel’e dualar edip, ondan ‘Allah Razı olsun’ diye güzel temennilerde bulunacağım, aklımın ucuna bile gelmezdi..
Lakin, oluyormuş, olabiliyormuş sevgili okurlarım..
Evet, itiraf ediyorum(!)
Volkan Demirel, sporcu duruşuyla hiç hazzetmediğim bir kişilikti, bunu asla inkar edemem..
Fakat, deprem esnasında gösterdiği üstün çabalar, insanların acılı yüreklerine dokunuşu, feryat figan etmesi beni çok etkiledi..
Bu vesile ile başta devlet kurumlarımız olmak üzere tüm gönüllü yardımseverlerimize bir kere daha en kalbi teşekkürlerimizi sunuyorum..
Tekrardan, ebediyete intikal eden, sporcu kardeşlerimize de rahmet diliyorum yüce rabbimden(!)..
Sevgili dostlar, takdir edersiniz ki acımız çok büyük.
Birde buna Trabzonspor’umuzun , sıradan bir Avrupa ekibine elenişi işin tuzu biberi oldu..
Sezona, Avrupa Kupalarında ‘Şampiyonlar Liginde ‘ önüne büyük hedefler koyarak başlayan Trabzonspor, maalesef düşe düşe, bana göre karşılığı bir zamanların ( bilenler bilir ) yaz aylarında düzenlenen ve bir çok sıradan takımımızın bile katılmaktan kaçındığı“ UEFA Inter Toto “ turnuvasıyla eşdeğer olan ‘ UEFA Konferans ‘ turnuvasında bile başarısızlığa uğraması her Trabzonsporlu gibi ziyadesiyle beni de derinden yaraladı..
Oysa, Abdullah Avcı ve ekibinin ( bari bu kupada ) başarılı olmalarını gerektirecek o kadar sebep vardı ki(?)
Koca bir ülkenin bu kederli günlerinde yüreklerine hoş bir ferahlık katmaları mesela..
Ve nihayetinde, her renkten sporseverin, başta ezeli rakip taraftarları olmak üzere, muazzam destekleri tam bir moral motivasyon kaynağı idi..
Fakat olmadı..
Şahsen şaşırdım mı ?
Hayır..
Bu satırların yazarı, ilk Şampiyonlar eleme maçındaki yenilen goller sonrası, bu oyun ne Şampiyonluğa ne Şampiyonlar Lig başarısına yetmez diye serzenişlerde bulunmuştu, hasbelkader..
Son söz; Trabzonspor ( teşbihte hata olmaz ) bedenine sirayet etmiş bir kanser hastası gibi gün gün erimekte..
Öyle ki, ne tabip ne ilaç çare olmamakta.
Demek ki, ortaya konulan teşhiste bir sorun var(?)
Önerin nedir, diye soranlara;
Abdullah hocamın, geldiği günleri, gün gün bize saniyelere bölerek, izahını anlatana kadar, teşhisini iyice yeniden gözden geçirmesini kendisine salık verebilirim, haddim olmayarak..
Spor, sevgidir, kardeşliktir..
Son tahlilde, belki hiç gerçekleşmeyecek bir öneri sundum(!)
Belki bir çok kişi tepki koyacak..
Lakin, hayat bazen insanların kalplerine öyle bir şekilde dokunuyor ki, insan kendi de inanamıyor söylediklerine..
Onu diyorum ya, Trabzonsporluluk ruhu taşımak böyle bir şey olsa gerek(!)
Bazen, kendine bile imkansız gelen bir şeyi başkaları için dilemek..
Fakat, acılar ne kadar büyük ve onulmaz olursa olsun, üstesinden gelecek daha güçlü bir reçete var aslında, hepimizin bir yerlerinde..
O da sevgi, vefa, dostluk ve olmazsa olmaz kardeşlik, kardeşliğimiz..
Bir kere daha düşünelim ve acıları paylaşarak azaltmanın yollarını açalım hep beraber..
Benim aklıma gelen bu oldu meselâ(!)..
Hasan Akbaş
Haberts.com