Lige istenilen düzeyde başlamayan Trabzonspor'da kadro sürekliliğinin bozulması ve istikrarlı bir oyuncu kadrosuyla mücadele edilmemesi bordo mavilileri sıkıntıya düşüren durumların en başında geliyor.
Her maç rakibe göre değil, oyuncu grubuna göre değişen taktik ve sistem Trabzonspor'un hiçte alışagelmiş bir düzeni içerisinde yer almıyor. Hazırlık kampının kısa sürmesi, pandemi dolayısıyla gerileyen ekonomi.. Adına her ne derseniz deyin kültürü olan büyük camiaların elinde her zaman bulunacak bir kozu, oynatacak bir sistemi ve hocası hazır bulunmalıdır.
Trabzonspor adına en büyük sorun yönetimin transfer konusunda tereddütler yaşaması ve bile bile ladese düşmesi oldu. Novak ve Sosa'nın hatta Sörloth'un takımdan ayrılacaklarına kesin gözüyle bakılırken bu mevkiilere gerçekleşen transferlerin acele ve panik halinde yapılması, teknik ekibin transferin son gününe kadar tam kadro olamayışı Trabzonspor'u ilk beş haftada iddiasız bir noktaya sürükledi.
Başakşehir maçında elbetteki Nwakaeme ve Ekuban'ın yokluğu hissedildi. Fakat Newton'un sezon başında altı numarada bir ismi düşünmemesi ve o bölgede Doğan'ın gitmesi, Abdulkadir Parmak'ın yokluğu, Flavio'nun kart cezalısı olması orta alanda Trabzonspor'u zayıflaştırdı.
Süper ligde oyun kurucun, defansif anlamda stoperlerine yardım yapacak orta sahaya katkı sağlayacak bir altı numaran yoksa stoper ve hücum hattındaki her futbolcunun en az iki kat efor sarfetmesine sebep bir durum.
Korakor bir mücadelenin yaşandığı ligde, orta sahada yaşanan bu boşluğun dolması çok zor gözükse de Ünal Karaman döneminde ön liberoda forma giyen Hosseini'ye bu alanda yeni bir şans tanınmalı düşüncesindeyim. Savunma zaafını sürekli oynayarak çözeceğini düşündüğüm Trabzonspor'un hücum varyasyonlarını sürekli denemek yerine belirlediği dizilişi ve isimlerle oynaması ligin uzun soluklu mücadelesinde gerek teknik direktöre gerek futbolculara kolaylık sağlayacaktır.