Çocukluğumuzda izlediğimiz Western filmlerinde vardı ya; kötüler arasından birkaç iyi adam çıkar ve kasabayı haydutlardan mutlaka kurtarıp, halka hep umut olurlardı. 



İşte kirlenen ve yozlaşan futbol dünyamızda; ne mutlu bizlere ki, böyle birkaç iyi adamın var olduğunu gördük!

Biliyorduk, şimdi daha çok emin olduk.



Ve anladım ki, kasaba yani futbol dünyamız her şeye rağmen emin ellerde dostlarım.

Süper final öncesi, Şansal Büyüka moderatörlüğünde gerçekleşen futbol zirvesi eminim ki benim gibi bir çok futbolseverin beğeni iklimlerinde olağanüstü tatlar bıraktı dün akşam itibariyle.



Şunu bir kere daha açık ve seçik anladık ki, futbol dostlukla katık edildiğinde, hazmetmesi daha leziz ve daha bereketli bir nimet gibi aslında .



Bir masa düşünün ve o masanın etrafında, Şenol Güneş, Fatih Terim, Aykut Kocaman ve Tayfur Havutçu var!

Gerçekleşmesi ne zor bir temenni değil mi sevgili dostlar!

Öyle ya (!) daha artçı şokları devam eden, yaklaşık sekiz-dokuz ay önce futbolumuzu vuran o büyük deprem düşünüldüğünde, bu camiaların bir masa etrafında toplandığını ve hatta kenetlendiğini görmek şöyle dursun; bunu düşüncelerimizde tezahür bile edebilmek hayli güç olsa gerek.



Biliyorum, yönetici bazında bir çok defa beraber sık sık toplanılıp, ( güya ) birlik ve beraberlik mesajları verilmişti!

Yıllardır görüyoruz, görmeye de devam edeceğimiz üzere; kendi taraftar profiline göre düşünüp karar veren yöneticilerimizin bu gün itibariyle bütün düşünce ve istikametlerinin iflas edildiği görülmüştür.



Çünkü onlar Türk futbolunu düşünmediler, çünkü onlar seçimle geldiler hep! 

Ve onlar kulüplere verdiklerinin kat be katını alıp, Türk futbolunu bugün ki kaos ortamına sürükleyen baş aktörler oldular bu sihirli ve en çok beğenilen oyunda!

İşte dün akşam bu dört seçkin adamı izlerken ve dinlerken ben bunları düşündüm.



Demek ki oluyor dedim kendi kendime!

Oluyor işte (!) kavga etmeden de ayrı ayrı camiaların baş aktörleri bir masanın etrafında aynı dil ve hissiyatları kardeşçe paylaşabiliyor ve sunabiliyorlarmış!



Şenol Güneş’in, lafı evelemeden başarıyı olduğu kadar, başarısızlığı da üstlenmesini,

Fatih Terim’in, o eski ve bir çoklarına ters gelen ( aslında onu o yapan ) hasletlerinden arınmış olmasını, 

Aykut Kocaman’ın, kendine has o cool ve donuk yapısının altında yatan espritüel kişiliğinin ortaya çıkmasını,

Tayfur Havutçu’nun, günümüz Süleyman Seba ekolünün mutlak temsilcisi olmasının yanında; tam bir beyefendilik abidesi olduğunun bire bir görebilmesini , işte dün akşam bu saygın ve çok sevgin ‘’ 4 Büyük Adam ‘’ da yeniden görme fırsatı yakaladık!



Özellikle Şenol Güneş ve Fatih Terim artık Tük futbolun en akil dört beş seçkin insanından biri olduklarını kanıtladılar dün akşam bizlere.



Sn. Şansal Büyüka ve ekibinin bu ‘’ 4 Büyük Hoca ‘’ ile yapmış olduğu program, futbolun dışında toplumun unutmaya yüz tutmuş bir çok hasletinin yanında, aslında meşgul olduğumuz dünyanın ne kadar sahte ve boş olduğunu bize yeniden gösterdi.

Yayıncı kuruluş bence son yılların en büyük işini yaptı bana göre!



Futbolu gerçek patronlarına sordu, masaya onların cerrahisini esas alıp yatırdılar bu dertli dünyayı.

Şimdi bu ameliyatın kötü geçeceğini kim düşünebilir ki?

Finansmatörlerin dışında, bu dört seçkin insanın ekonomik yönden de bilgi ve donanımlarının ne kadar doyurucu ve üst seviyede olduğunu anladık, ortaya koydukları yerinde tespitlerle dün akşam yeniden.

Dün akşam çok şeyi yeniden keşfetti bir çok futbol ve sporun rekabete ve de kardeşliğe dayanan özünü içinde harmanlamış olanlar.



Beni onların saha dışında ki insani yapıları daha çok işgal ettiğinden, ben dün akşam kendi penceremden bu duygularla izledim bu dört önemli camianın, bu özel seçkin patronlarını.



Onlara uzun bir ömür dilerken, özellikle sağduyulu taraftarların onların en büyük yardımcısı olmasını diliyorum!



Buna kasabanın olduğu kadar, futbol dünyamızın da çok ihtiyacı var..

Çünkü birkaç iyi adam bulmak o kadar zorlaşıyor ki günümüz dünyasında,

HASAN AKBAŞ

10/04/2012

- - - - - - -