Trabzonspor'u yeri geldi ben kendimden, ailemden çok daha fazla sevdim.

Böyle bir kulübe, sevdiğim kulübe, en son zarar gelmesini isteyenlerden biriyim.

Daha yaşımız genç, tecrübesiziz fakat Trabzonspor'un iyiliği için çırpınan, her zaman daha mükemmel bir takım olsun diye gece gündüz her vakit namazdan sonra dua eden bir nesiliz.

Hayat kaynağımı hep Trabzonspor'dan almış bir kulübün taraftarıyım. Sadece ve sadece Trabzonspor'un menfaatlerini düşünen, ele avuca sığmaz bir gerçek Trabzonsporlu...

Küçükken İstanbul hegemonyasına karşı, sınıflarda, okulda, sokakta dimdik ayakta duran bir Trabzonspor taraftarı..

Geçen Trabzonspor-Beşiktaş maçının sonunda ruh halim fena dibe vurmuştu. Hala hesaplamalar yapıyordum. Bu takım nasıl bu sene şampiyon olur, nasıl tekrar o yarışın içine girer diye.

Sonunda Trabzonspor'lu, yüreği güzel bir kardeşim dedi ki: " Canını sıkma, bütün zor maçlarımızı geride bıraktık. Kalan 1o maçımızda aslanlar gibi çıkar oynar en az 25 puan alırız. Zaten zor maçların hepsini deplasmneda oynadık. Ve halbuki hepsinden alnımızın akı ile çıktık.

Geçen gün yönetici Saral'ın da böyle umut dolu açıklaması olmuştu. " Güzel olacak uşaklar! Geliyoruz. Zor fikstürden çıktık, iyi yoldayız " dedi. Çok şükür...

Buna o kadar çok inanmak istiyorum ki. Hayat bana sürekli gerçekçi olup hayal kırıklığına uğramamayı öğretti. Belki bu yüzden geçen yazımda bunları yazmıştım. Realist olduğum için bu kadar çok tepki almıştım.

Evet inanmak istiyorum. Trabzonspor'un kalan bütün maçları kazanacak inancı da yüreği de azmi de var.

Tekrar o şampiyonluk yarışı içine gireceğine, tekrar zirveye oynamaya hak kazanan bir takım olacağına inancım tam.

Ersun Hoca'm size her ne kadar şüpheli olsam da inancım tam. Tüm Trabzonspor taraftarınında olduğu gibi.

Şimdi tam birlik olma zamanı, bir olma zamanı, diri olma zamanı...

Şimdi DİRİLİŞ Zamanı...

HAYDE TRABZONSPOR, HAYDEN UŞAKLAR...

SAYGI VE SEVGİLERİMLE...