Muhteşem bir akşam, muhteşem bir taraftar, muhteşem bir futbol.
Türkiye’nin dört bir yanından ve Avrupa’dan gelerek bir tek koltuğu boş bırakmayan, top rakipteyken ıslıklarla kulakları sağır eden, takımla birlikte savunma, birlikte hücum eden bu taraftar şampiyonluk sevincini sonuna kadar hak ediyor.
Trabzonspor her ne kadar 9 puan önde olsa da Konyaspor maçı ile ilgili kafamda hep bir şüphe vardı. Zira biz şaibeli 1996’yı, Cem Papila’lı 2005’i, şikeli 2011’i yaşamış bir nesiliz.
Buraya kadar iteleme ile gelen Konyaspor’a bir kaza golüyle kaybedilmesi korkusu vardı içimde.
Ancak maçın başlama düdüğü ile birlikte çekincelerimin yersiz olduğunu anladım. Arkama yaslanarak bu sezonki en rahat maçımı izledim.
Çünkü sahadaki 11 aslan parçası ile tribünlerdeki 12. adam Konyaspor’a da, Trabzonspor düşmanlarına da, çekemeyenlere de, Trabzonspor kazanıyor ama kötü oynuyor diyenlere de mesajı net olarak veriyordu;
Orada durun! Biz buraya şampiyon olmaya geldik! Bu yola baş koyduk!
Avcı hoca ve yardımcıları Konyaspor’u öyle iyi analiz etmiş ve futbolcularını öylesine motive etmiş ki, giren çıkan sahadaki bütün futbolculardan şu vasat oynadı diyebileceğimiz bir futbolcumuz yoktu.
Birini övsem diğerine haksızlık olacak. Hepsinin de aldıkları her kuruş analarının ak sütü gibi helal olsun!
Maçın başlama düdüğü ile birlikte Trabzonspor ön alanda öyle bir baskı uygulamaya başladı ki Konya’ya savunmadan oyun kurma ve çok etkili oldukları kanatlara servis yapma fırsatı vermediler.
Konyaspor çok tipik bir kanat takımı. İleride baskı yapmaz, kalabalık olarak topun arkasına geçer, etkili bek ve kanatlarıyla çok hızlı geçiş hücumu yaparlar.
O yüzden Wakeme’nin geriye fazla gelemediği sol kanadımızı etkili kullanacaklarından çekiniyordum. Ancak Michalak’ın Hügo’yu geçerek orta yaptığı pozisyon dışında sol kanadımızda pek sıkıntı yaşamadık.
Sağ kanadımız taş gibiydi adeta. Kırk yıllık Trabzonlu gibi oynayan Dorukhan ve Visca hem savunmada hem de hücumda kusursuza yakın oynadılar. Konyaspor’un çok etkili sol bekine ve kanadına adım attırmadılar.
Çift ciğerli Köksal baba Siopis atom karınca gibi sahada basmadık yer bırakmadı.
Trabzonlu Viking Cornellius rakip savunmacıları bezdirdi ve ilk golde usta işi bir iş çıkardı.
Geleli bir ay olan Puchacz bu nasıl bir aidiyet duygusudur ki sanki beş yıldır Trabzopor’da oynuyor gibiydi.
Wakeme için söyleyecek bir söz bulamıyorum.
Edgar’ın yeri dolaz diye düşünürken Denswill ben varım diye haykırıyordu adeta.
Trabzonspor ilk yarı hem önde bastı hem de dönen topları toplayarak maçı set hücumuna çevirdi.
Konyaspor’un ataklarında paslaşmaları Trabzonspor gibi hızlı yapamadıkları için Trabzonspor savunmaya hızlı yerleşerek kademesiz yakalanmadı.
Konyaspor kaleye isabetli ilk cılız şutunu 65.dakikada çekti. Günün sonunda lig ikincisini bir tek pozisyon bile vermeden sahada sürklase etti.
İkinci yarı Konyaspor’un üzerine geleceğini bilen Avcı gerekli değişiklikleri yaparak geçiş hücumlarından gol aradı.
Nitekim 67.dakikada Uğurcan’ın harika degajı, Djaniny’nin topu istop etmesi, Wakeme’nin akıllara zarar asisti ve Visca’nın soğukkanlı ve akıl dolu golüyle Konyaspor’un fişini çekti.
Bundan sonra bize arkamıza yaslanarak muhteşem taraftarımızın ve takımızın coşkusunu izlemek kaldı.
Futbol bir oyundur. Hem de eğlenceli bir oyundur, bir temaşadır. Bunun hakkını veren de Trabzonspor’dur. Türkiye’de hatta dünyada hangi futbol kulübü var 61.dakika şovları, maç sonu golbastı eğlenceleri, futbolcuların bütün stada üçlü çektirmesi?
İşte biz böyle güzel ve böyle özel bir camiayız.
Trabzonspor taraftarı, futbolu eğlenceli bir oyun yerine sermaye, çıkar ve rant olarak görüp senelerce hakkını gasp edenlere 71 puan fark atarak yılların acısını çıkartıyor ki haklarıdır.
Aylar önceki bir yazımda “uzun yol gemi kaptanları deniz kuşlarını gördüğünde karanın yakın olduğunu anlarlardı. Deniz kuşları görünmüştür ve karanın görünmesi de an meselesidir” diye yazmıştım.
Tadını çıkarın, keyfini sürün ve artık o güzel günlere hazırlanın cefakâr Trabzonspor taraftarı.
Makus talihiniz dönmüştür artık. Gümbür gümbür, eze eze kupa Karadeniz’e geliyor. Toprağın bordo kokacağı, yağmurun mavi yağacağı günler yakındır.
Birkaç sözüm de Konyaspor taraftarına olacak;
Tarihinizde en son ne zaman şampiyonluk mücadelesi verdiniz? Stadınızın yarısını en son ne zaman doldurdunuz?
Dokuz puan geriden gelmenize rağmen mütevazilik gösterip sizi şampiyonlukta rakip gören Trabzonspor camiasına neden kin kusuyorsunuz?
Tribünlerde “…. Trabzon olamazsın şampiyon” diye bağıracağına, “bu sene şampiyon Anadolu’dan” diye bağırsanız gönüllerin şampiyonu olamaz mıydınız?
Oysa futbolda Anadolu devrimi yapmış abiniz Trabzonspor’un taraftarı, bir Anadolu takımının başarısından gurur duyar. Ama siz bu davranışlarınız ile bu fırsatı kaçırdınız.
Sonuçtan bağımsız olarak söylüyorum, böyle güzel bir camianın parçası olmaktan cumartesi akşamı bir kez daha gurur duydum.
Bize bu güzel akşamı yaşatan başkandan yönetim kuruluna, Avcı hocamdan yardımcılarına, doktorundan malzemecisine ve 12.adam taraftarımıza hemeklerinden dolayı müteşekkiriz.
Kalın sağlıcakla!
Güzel günlerde buluşmak ümidiyle…