Selam olsun şampiyona! selam olsun Trabzonspor’umuza!
Selam olsun fırtınaya, devrime, efsaneye!
Selam olsun yaylasına sisine, selam olsun denizine, hamsisine!
Selam olsun Ahmet ve Ertuğrul başkanımıza!
Selam olsun Abdullah Avcı’ma, selam olsun Trabzon’uma
Selam olsun Uğurcan’ıma, selam olsun Akçaabat’ıma
Selam olsun Nwakeme’me, selam olsun Sürmene’me
Selam olsun Hamsik’ime, selam olsun Arsin’ime
Selam olsun Edgar’ıma Hügo’ma, selam olsun Şalpazarı’ma
Selam olsun Denswill’ime, Ahmet’ime, Peres’ime, selam olsun Beşikdüzü’me
Selam olsun Siopis’ime, Bakasetas’ıma, Selam olsun Tonya’ma
Selam olsun Berat’ıma, Dorukhan’ıma, selam olsun Yomra’ma
Selam olsun Serkan’ıma, selam olsun Düzköy’üme
Selam olsun Djaniny’me, selam olsun Vakfıkebir’ime
Selam olsun kuzeyin kralına, selam olsun Araklı’ma
Selam olsun Ömür’üme, selam olsun Çarşıbaşı’ma
Selam olsun Visca’ma, selam olsun Maçka’ma
Selam olsun Yusuf’uma, Hüseyin’ime, Koita’ma, selam olsun Of’uma Çaykara’ma
Selam olsun Puchacz’ıma Gervinhio’ma, selam olsun Hayrat’ıma, Dernekpazarı’ma, Köprübaşı’ma
Selam olsun Özkan Sümer’e, Dozer Cemil’e, Kazım Koyuncu’ya, Eren’e
Selam olsun cefakâr taraftarıma
O mutlu, o gururlu güne ulaştık sonunda.
Trabzonspor şampiyon artık. İçim içime sığmıyor. Bunu tekrar tekrar haykırmak istiyorum.
ŞAMPİYON TRABZONSPOR!
Cumartesi akşamı yer yerinden oynadı. Toprak bordo koktu, yağmur mavi yağdı. Horonlar golbastılara karıştı.
Yıllarca süren hüzün gözyaşları mutluluk gözyaşlarına dönüştü. Sevgi ve tutku yüreklere sığmadı yeşil çimlere taştı.
Ancak bu şanlı camia, bu cefakâr taraftar buralara kolay gelmedi. Çok cefalar çekildi.
Canına kıyanlar, deplasman yollarında hayatlarını kaybedenler oldu. Hepsinin ruhu şad olsun, huzur bulsun, rahat uyusun. Artık Trabzonsporları şampiyon.
96’yı, 2005’i, 2011’i ve 2020’yi yaşamış bir nesiliz biz. Ama artık makus talihimiz dönmüştür. Çocuklarımız, torunlarımız şampiyonluklarla, zaferlerle büyüyecek.
Futbola tutkun bu şehir futboldan daha çok zevk duyacak.
Çok haksızlıklara uğradı bu camia. Göz göre göre hakkı gasp edildi, çok yıkımlar yaşadı. Sermayeye karşı emeğin mücadelesini verdi ama emeği çalındı.
Emeğini çalan yavuz hırsızlar zeytinyağı gibi su üstüne çıktılar. Arkalarına aldıkları iktidar gücü ve düzmece mahkemelerde sözde aklanmanın verdiği küstahlıkla hakkını, emeğini gasp ettikleri camia ile dalga geçmekten bile geri durmadılar.
Çoktandır hak ettiğimiz sevinci, onuru, gururu bize yaşatmadılar, çok gördüler.
Taraftarın dişinden tırnağından artırıp verdiği paralarla bin bir emekle kurulan takımlar dağıldı. Başımızı her kaldırdığımızda aşağıya bastırmaya kalktılar.
Çünkü Trabzonspor’un bir şampiyonluğu halinde burada kalmayacağını, şampiyonluklara ambargo koyacağını, kurdukları kirli futbol düzenin sallantıya gireceğini, saltanatlarının yıkılacağını çok iyi biliyorlardı.
Ancak bir şeyi hiç bilemediler, hiç anlayamadılar. Bu kirli futbol düzeninin hep böyle devam edeceğini sandılar. Trabzonluyu, Trabzonsporluyu iyi tanıyamadılar.
Trabzonlunun inadının bittiği yerde yeniden başladığını unuttular.
Her yıkımdan sonra bir daha toparlayamazlar dediklerinde küllerimizden yeniden doğduk.
Bıkmadık, pes etmedik, bırakmadık. 2011’in ağlayan çocukları Uğurcan, Ömür, Serkan yıktı İstanbul’un ümitlerini.
Biz coğrafyası engebeli, iklimi zor bir coğrafyadan aldık genlerimizi.
İnat, çalışkanlık, azim, zekâ, pes etmemek, devrim yapmak genetik kodlarımıza kazındı bizim. Biz zor coğrafyanın inatçı ve zor çocuklarıyız. Pes etmek, yılmak yok sözlüğümüzde.
Bu zor coğrafya burada yaşayanların genlerine işler. Bu coğrafya imparatorluklar yıkıp, çağ kapatıp çağ açanlara karakterini veren coğrafyadır.
Bu coğrafyanın asi çocukları oldu bittiyi kabul etmez. Haksızlığa boyun eğmez, kendisine biçilen kadere razı gelmez. Bu uşaklar bu oyunu bozacaktı ve bozdu da.
Geçmişimizden dersler çıkardık. Planlı, programlı, akıllı bir şekilde yeniden yapılandık.
Bizden hiç beklenmeyecek bir şekilde sabrettik. Avcı bu camiaya sabrı öğretti.
Sayın Başkan Ahmet Ağaoğlu 8 Nisan 2018 tarihinde kongre bittikten sonra verdiği röportajında “kimse bizden üç yıl boyunca şampiyonluk sözü duymayacak. Ancak dört yıl sonra ayakta alkışlanacak bir takım göreceksiniz” demişti.
Evet sayın başkanım. Sözünüzde durdunuz. Cumartesi akşamı ayakta alkışladık. Ellerimiz patlayana kadar alkışladık. Size, Ertuğrul başkana, Avcı’ya ve bu karakterli futbolculara bize yaşattığınız mutluluklar için ne kadar teşekkür etsek az gelir. Emeklerinize sağlık.
Milyonlarca insanı mutlu etmenin mutluluğu ve huzuru dolsun yüreklerinize.
O sözlerin içinde bazı şifreler gizliydi. O sözler bugünlerin habercisiydi.
Geçmişten, hatalardan ders çıkartarak adım adım ve her sene üzerine koyarak hedefe ilerledik.
İlmek ilmek, nakış nakış geleceği kurduk. Yönetimin hataları olmadı değil ama ne aynı hataları tekrarladılar ne de bu hatalara takılıp kaldılar. Düştükleri yerden ayağa kalkıp savaşmaya devam ettiler.
Borç batağında, müzesine haciz gelmiş, transfer tahtası kapanmış bir kulübü havalimanlarında uyuyarak, belki bizim bilmediğimiz daha ne çileler çekerek ayağa kaldırdılar.
Trabzonspor’un başına kaderi Trabzonspor’a benzeyen, Trabzonspor gibi Türk futbolundan alacaklı olup, Trabzonspor’un kaderini değiştirecek olan Avcı’yı getirdi.
Kaliteli kadronun üzerine Avcı hocanın isabetli ve nokta transferleri yapıldı.
Aidiyet duygusu yüksek, amatör ruhla profesyonel oynayan, şampiyonluk yarışının stresini kaldırabilecek tecrübeli ve karakterli futbolcular ile gençler çok iyi harmanlandı.
Yapılan doğru işleri, takımdaki ışığı iyi sezen Trabzonspor taraftarı takımın etrafında kenetlendi. Öyle maçlar oldu ki maçı kazandıran taraftarlar oldu.
Her zaman yıkıcı olmakla eleştirdiğimiz Trabzon yerel medyası bile bu kenetlenmeye ayak uydurdu.
İstikrar, yönetim ve teknik direktör uyumu, yönetim, teknik heyet, futbolcu, taraftar ve yerel medyanın kenetlenmesi başarıyı getirdi ve böyle devam ettiği sürece Trabzonspor’u çok daha büyük başarılar ve büyük zaferler bekliyor.
Bu iş burada bitmedi. Trabzonspor sadece ayağa kalktı. Uyuyan dev uyandı. Yeni bir sayfa açtı, yeni bir başlangıç yaptı. Bu şampiyonluk gelecek büyük zaferlerin sadece bir kıvılcımı ve bir başlangıcı olacak.
Ne Avcı’nın ne de Trabzonspor’un Türk futbolundan olan haklı alacağı henüz tahsil edilmedi. Sadece tahsilat yeni başladı.
Bu camia ne 1996’yı, ne 2005’i, ne 2011’i ne de 2020’yi unutmadı unutmayacak ancak onlara da takılı kalmayacak.
Dünyada doğduğu ve yaşadığı şehrin takımını destekleme oranı %94,6 olan Trabzonspor gibi başka bir şehir takımı yok. Dünyanın her şehrine yayılmış, her yerinde şampiyonluk kutlayabilen böyle tutkulu bir taraftar kitlesi yok.
O yüzden Trabzonspor dünyada eşi benzeri bulunmayan, sevgisi şehir ve ülke sınırlarının dışına taşmış en büyük şehir takımıdır. Böyle büyük bir camiaya da bu başarılar az gelir, yetmez.
Devrim yapmak genlerimizde var. Türk futbolunda ikinci Anadolu devrimi yapıldı. Bu sadece gelecek büyük zaferlerin, başarıların bir başlangıcı, bir habercisidir.
Bu kısıtlı bütçeyle bunu başaran Trabzonspor’un kasası dolacak ve çok daha iyi transferler yapılacaktır. Şampiyonluğun verdiği özgüven ile rüzgârı daha da arkasına alacak olan Trabzonspor fırtınası gelecek yıllar önünde durulması imkânsız bir kasırgaya dönüşecektir.
Bu kulüp bir daha krizleri fırsat bilerek, umut satarak kulübü eline geçirip sömüren, popülist politikalar ile borç batağına sürükleyen mafya, siyaset ve ticaret çıkar gruplarının eline düşmeyecek ve geleceğe güvenle bakacaktır.
Şimdi yılların acısını çıkartma zamanıdır sevgili Trabzonspor taraftarı. Şimdi eğlenme, tadını çıkartma, anı yaşama zamanıdır.
Zor ve meşakkatli geçen bir sezonun sonunda verilen emeklerin meyvelerini almış olmanın vermiş olduğu hazzı, mutluluğu, onuru ve gururu sonuna kadar yaşayın.
Siz bunu fazlasıyla hak ettiniz.
İki bayramınız da kutlu olsun!
Sezon boyunca maç sonu yazılarımı “güzel günlerde buluşmak ümidiyle” diyerek bitiriyordum ve nihayet ümit ettiğimiz o güzel günlerde buluşmuş olduk. O yüzden ümidinizi asla kaybetmeyin.
Şanlı Trabzonspor taraftarı; şimdi de diyorum ki,
Daha güzel günlerde, daha büyük zaferlerde buluşmak ümidiyle…