Ahı gitmiş, vahı kalmış Galatasaray elden kaçmamalıydık.
Maçın başında Galatasaray önde baskı ile Trabzonspor’u çıkartmamaya çalışsa da Trabzonspor, savunmadan iyi oyun kurarak çıkmasını bildi. Edgar ve Hügo gibi stoperlerin varsa bunu yaparsın.
Trabzonspor hem geçiş oyununu fena oynamadı hem de dönem dönem maçı set hücumuna çevirdi. Ancak önceki maçlardan sonraki yazılarımda üstüne basa basa ısrarla belirttiğim bir husus var ki Trabzonspor’un baskılı gözükmesine rağmen gol pozisyonlarına girememesinin, gol kısırlığının ana sebeplerinden bir tanesi şudur ki ;
Trabzonspor rakip ceza sahasında çoğalamıyor. Trabzonspor takımı rakip ceza sahası çevresinde kalabalıklaşarak sürekli top çeviriyorlar. Verkaçlar, ikiye birler vb. daha çeşitli hücum varyasyonları deneyerek ceza sahasına giremiyor. Hücumcu olmayan beklerin de hücuma yeterli desteği verememesiyle kanatlardan top taşınamıyor ve bütün ümitler kalıyor Wakeme’nin soldan yapacağı ortalara ve içeriye bindirmelere. O da Şener’in sıkı markajında etkisiz kaldı.
Ancak kanatlardan taşınan bu toplarda da ceza rakip ceza sahasın içinde kalabalıklaşamadığımız için yeterli olamıyor. Trabzonspor hücumlarında en az üç futbolcusunu ceza sahası içine sokmadıkça, Bakasetas’ı biraz daha ileri çıkarmadıkça ve daha fazla hücum aksiyonları denemedikçe gol bulmakta zorlanmaya devam edecek.
Savunma sorununu çözen Avcı’nın bu sorunu ne zaman çözeceğini veya çözemeyeceğini merak ediyorum açıkçası. Birilerinin Avcı hocaya Süper Lig’in üç puanlı sistemde oynandığını hatırlatması lazım. Evet hocam! Gol yemiyoruz ama atamıyoruz da.
Bakasetas’ın on numaraya geçmesiyle sağ kanada sıkışan Ekuban’dan beklenen verim alınamıyor.
Avcı, altın yumurtlayan tavuğu harcıyor. On numara hatta gizli forvet oynaması gereken, fakat sürekli olarak geriden top çıkaran ve bu yüzden hücuma yeterli desteği veremeyen Bakasetas hücumda etkisiz kalıyor. Oysa maçın set hücumuna döndüğü anlarda rakip savunmadan dönen toplar Bakasetas için çok iyi gol fırsatlarıdır.
Elinde Hügo ve Edgar gibi iki stoper ve Berat gibi bir ön libero varken Sevgili Avcı hocam Bakasetas gibi bir adamı nasıl ileriye çıkarmazsın? Tamam! Anladık! Kontrollü futbol ama sevgili hocam bu kontrollü futboldan çıktı, korkak futbola dönüşmeye başladı.
Dünkü maçta iki futbolcuya özellikle değinmek istiyorum ki biri Edgar. Uzun yıllardır ben böyle kaliteli bir stoper izlemedim. Hani golcüyü izlemekten keyif alır ya insan! Ben stoper Edgar’ı izlemekten keyif alıyorum. İnanılmaz ince müdahaleleri, topu oyuna sokuşu, kademe bilgisi, ön sezileri, oyun görüşü, istikrarı ile Trabzonspor’a uzun yıllar hizmet edecek bir stoperdir ve astronomik bir ücret verilmedikçe satılması fahiş bir hata olur.
Bir diğeri Serkan Asan. Sen bu gencecik yaşta 35 yaşındaki yıldız bir sağ beki kes, istikrarla oynarken bir derbi maçta yaptığın hata sonrası linçe uğra, ancak dört beş hafta sonra genç yaşına rağmen, bu psikolojik travmayı atlatarak hiçbir şey olmamış gibi son iki maçtır hatasız oyna. İşte bu Trabzon’luluktur.
İnsanlar yaşadıkları coğrafyanın özelliklerini alırlar. İşte Trabzon’lular da öyledirler. O zor coğrafya, engebeli arazi, zor hayat koşulları, insanları çalışkan, pes etmeyen, hırslı, mücadeleci, özgüveni yüksek, inatçı, pratik zekalı insanlar haline getiriyor. Serkan Asan’da onlardan bir tanesi. Tecrübe kazandıkça ve ofansif özelliklerini de biraz daha geliştirirse kendisini güzel yerlerde göreceğiz.
Dünkü ve önceki maçlarda her ne kadar hataları olsa da, Avcı hocamızı yapıcı eleştirilerimizle düzeltmeye çalışacağız, yapıcı olacağız, birlik, beraberlik ve istikrar içinde geleceğe güvenle ve umutla bakacağız.
Hatalar olacak, olmalı. Hatalarımızı sevmeliyiz, hatalarımızla barışık olmalıyız. İnsanın hata yapma hakkı ve hatta lüksü vardır. Hatalarımız olmasa nasıl bulacağız doğruları.
Kendisinin kurmadığı bir takımı, dar kadroya, sakatlıklara, cezalılara, Covid-19’a, sistematik hakem katliamlarına rağmen buralara kadar getiren hocamıza istediği transferler yapılır, destek olunur ve şehir kenetlenirse başarılı olacağına inanıyorum.