Yaklaşan dünya Futbol Şampiyonasına sayılı günler kala, Milli Takımımızın neden Brezilya’da olamadığının buruk hallerini yaşadığımız şu günlerde, takımlarımızın gelecek sezona nasıl hazırlandıklarıyla alakalı merak dolu takiplerimizi sürdürmekteyiz.

Özellikle Trabzonspor’un diğer rakiplerinden daha önce atağa kalkması gerekirken, sessizliğe gömülmesi anlaşılır gibi değil. Hoş birazda buna Trabzonspor’da ki belirsizlikler zemin hazırlıyor. Yönetimin içindeki kopukluklar, hoca konusunun muammaya dönüşmesi ve transferdeki belirsizlikler Trabzonspor’u çok bunalım bir fotoğrafın içinde resmetmekte sevenlerine.

Oldum olası zaten şu Milli Takım kamplarından korkmuşumdur. Niye derseniz: Korkmam şu ki, sezon içinde sivrilen oyuncuların diğer İstanbul kulüpleri futbolcularının çok sıkı markajına girmeleri ve onların etkisinde kalıp, Trabzonspor’u terki diyar eylemek istemeleri.

Son canlı örnek ise Recep Onur Kıvrak ve Olcan Adın, adlarının medyaya Galatasaray menşeili haberlerle servis edilmesi. Muslera ve Sneijdar’ın olası transferlerinden doğacak boşlukları Olcan ve Onur ismiyle doldurmak isteyen Galatasaray’ın sanki alt yapı hizmetini veren Trabzonspor’un bu isteğe amade olmuş gibi yansıma haberler, gerçekten Trabzonspor adına üzücü bir hadise oluyor diye düşünüyorum.

İşte bütün bunların baş sorumlusu Trabzonspor yönetiminin içinde bulunduğu tutarsızlıklar yığınıdır…

Geçen sezonlardan belli bir kadro zaafı olmasına rağmen, ne hocasını ne kalacak ne gidecek oyuncusunu netleştirmemiş bir yönetimin elindeki en değerli silahlara göz dikilmesi elbet normal olur. Eğer ki siz her yönünüzle kadro mühendisliğinizi bir an önce rotasına oturtursanız, yönetim olarak gerek idari gerek yönetsel bazda doğru adımlar atarsanız, kesinlikle sizden kimse bir paslı bile çözemez…

Elbet bizim kimseye akıl verme gibi bir misyonumuz olamaz, lakin sezdiğimiz en küçük endişeyi bile dile getirmek bir sorumluluk örneği ve en tabi görevimizdir.

En son Hami Mandıralı’nın kamuoyunda papatya falı gibi tartışılır hale sokulması, korkarım ki gelecek sezona en önce hazırlanması gerekirken, bu yaz ayında herkes kıpır kıpırken neden kış uykusuna yattılar, anlamak mümkün değil. Sanki ‘ biri var biri yok ‘ gibi… Yani ruh var beden yok, beden yok ruh var, gibi…

Umarız ve umut ederiz ki en kısa zamanda Trabzonspor ismine yakışır büyükle yönetilir hale gelir…

Bu arada Bursaspor ile sözleşme imzalayan sevgili Şenol Güneş’e başarı dolu dilek ve temennilerimi gönderiyorum. Kendisi sağ olsun teşekkürleriyle dönüş yaptı ve o yoğunluğunda dönerek ne kadar ince ruhlu bir insan olduğunu bir kere göstermiş oldu… Her yönüyle Trabzon şehrine benzeyen Bursa’da başarılı olacağına yürekten inanıyorum. Şimdiden 16&61 dostluğunun her iki taraftarlarca tribünlerde çok güzel bir şekilde mizansenleneceğini düşünüyorum