Dünkü maçta futbolcuların moralsiz oldukları her hallerinden belliydi ancak Gs’ın lig sonuncusuna yenildiği, Fb’nin hakeme ragmen beraberliği zor kurtardığı bir haftadan sonra bu köprünün altından daha çok suların akacağını takıma empoze etmek gerekiyor. Zihinsel performans antrenörü bulunan Avcı’nın bu sorunu kısa sürede çözeceğine inanıyorum.
Kasımpaşa maçı da bu açıdan önemli bir eşikti ve iyi sayılmayacak futbola ragmen bu eşiğin kayıpsız anlatılması önemliydi.
Trabzonspor’un Fenerbahçe maçının ilk 30 dakikası ile Kasımpaşa maçındaki olumsuz futbolunun, olumlu sonuçlar alınırken sorgulanması gerektiği kanaatindeyim. Zira iki haftadır Trabzonspor’un o bildiğimiz, ezberlediğimiz kompakt futbolundan uzaklaşmaya başladığını görüyorum.
Bunda, Avcı’nın sistemini çözmeye başlayan bazı teknik drektörlerin de etkisi var. Fuat Çapa, her alanda etkili pres yapan, kaybettiği topu çok çabuk geri alan ve böylece rakip hücumlarını engelleyerek takım savunmasını rahatlatan Trabzonspor orta sahasını, top kendilerindeyken Trabzonspor’lu futbolculardan uzak durarak, topsuz oyunda boş alanlara koşular yaparak, ayakta çok top tutmayıp tek paslarla orta sahayı rahat geçtiler ve takım savunması yerleşmeden kademesiz olarak yakalamaya çalıştılar.
Orta sahamızın bu kadar rahat geçilmesinde, ileride çok iyi basan Flavio’nun olmayışının bir etkisi var mıdır bilemiyorum fakat rakibin önde basması ve orta sahamızın top çıkarmak için geriye gelmesiyle, orta saha ile forvetlerin arasındaki mesafeyi uzatarak hücuma geçiş oyununu yapmamızı zorlaştırdı.
20.dakikadan sonra bu pres kırılarak maçta dengeyi sağladık ve hücuma geçiş oyunlarını yaparak pozisyon bulmaya başladık. 24.dakikada da tamamlanamayan bir hücum organizasyonunda, rakip savunmadan dönen topta Djaniny takipçiliğini ve kalitesini bir kez daha gösterdi.
Trabzonspor’un ciddi şekilde bir kanat beki sorunu var ve devre arası transfer döneminde en azından bir sağ bek alınabilirdi veya Perera gönderilmezdi. Buna, geri dönmekte zorlanan kanat santraforları da eklenince rakipler sürekli olarak kanatlardan yükleniyorlar. Dünkü maçta da Kasımpaşa maden bulmuşçasına ağırlıklı olarak Serkan Asan’ın kanadından ve sol kanattan yüklendi. Kanatlardan sıfıra inerek bunda nispeten başarılı da oldular. Neyse ki duvar gibi bir savunmamız var da fazla sorun yaşamadık. Bu yüzden yeri gelmişken hatırlatmakta fayda görüyorum, Edgar ile sezon sonunu beklemeden sözleşme uzatılmalıdır.
Avcı’nın gol yememeyi, takım savunmasını ön planda tutan kontrollü futbolunu savunuyorum fakat sevgili hocam bu kadar iyi iki tane stoperin ve Berat Ayberk gibi oyunu iki yönlü oynayabilen bir altı numaran varken, güçlü zayıf rakip ayırmadan her takıma iki tane ön libero ile oynayıp bunları ileriye çıkartmaman ne kadar doğru tartışılması gerekir.
Kasımpaşa’nın bu kadar savunma zaafları varken Kasımpaşa ceza sahasına sadece iki futbolcu sokarak nasıl gol pozisyonuna girilebilir? Geride iki ön libero varken Bakasetas’ında orta sahanın gerisinde top çıkarmakla uğraşması doğru değil. Bu oyun Bakasetas’a uygun bir oyun değil. Set hücumu yaparak oyunun rakip ceza sahasına yıkıldığı maçlarda, rakip ceza sahasında daha kalabalık oluyoruz ve Bakasetas ver kaçlarla, savunmadan dönen toplarla gol bulabiliyor.
Dünkü maçta da Bakasetas’ın nadiren ileriye çıktığı dakikalarda savunmadan dönen topu tamamlayarak takımı öne geçirdi. İki ayağını da etkili kullandığı için top kontrolü yapmaya gerek kalmadan dönen topları anında tamamlayabiliyor.
Galibiyet golünde ileriye çıkarak Djaniny’ye muhteşem bi rara pas veren Ayberk gibi bir altı numaramız daha olsa bu takımın sırtı yere gelmez. Berat Ayberk ilk yarıda etkili olamasa da muhtemelen soyunma odasında Abdullah hocanın telkinleri ve özgüven yüklemesiyle ikinci yarı muhteşem oynadı. Wakeme’ye çok güzel, uzun ve isabetli paslar gönderek Kasımpaşa savunmasının kademesiz yakalanmasını sağladı.
İlk golden sonra arka alanında boşluklar bırakan Kasımpaşa’ya karşı ilerideki atletik futbolcularımız ile pozisyon bularak maçı koparabilecekken bu fırsatı değerlendirmeyip fuzuli bir penaltı ile Kasımpaşa’yı maça ortak ettik. İkinci golden sonra da maçı koparma imkanı olan Avcı, yaptığı değişiklikler ile yine sokoru korumayı tercih etti ki bu skoru koruma hastalığı umarım bir maçta bize pahalıya mal olmaz.
Trbazonspor sadece Wakeme ve Ekuban’ın kanatlardan taşıdığı topları rakip ceza sahasında Djaniny ile buluşturarak ve bazen de kendileri ceza sahasına girerek fazla gol pozisyonuna giremez. Hücumlarda Berat Ayberk ve Bakasetas’ı kullanarak rakip ceza sahasında biraz daha çoğalmalı, savunma arkasına kilit ara paslar, ver kaçlar, bire, ikiye ve üçe birler şeklinde değişik hücum varyasyonları denemelidir.
Ekuban çok çalışmasına, etkili olmasına ragmen ileride takım arkadaşlarına pas vermek, ver kaçlar ve ikiye birler yapmak yerine bir çok topu rakip savunmacıların arasına dalarak kaybetti.
Serkan Asan’ın hem hücumda hem de savunmada etkili olamaması üzerine Abdullah hocanın 61. dakikadaki Serkan Asan, Yunus Mallı değişikliği ile Parmak’ı sağ beke çekmesi çok doğru bir hamleydi. Parmak sağ bekte gerçekten iyi işler yaptı ve bunun bu maç özelinde kalmayıp diğer maçlarda da Parmak’ın sağ bekte oynatılması düşünülebilir. Zira Trabzonspor’un en büyük eksikliği orta saha özellikleri taşıyan hücumcu bir bekinin bulunmaması. Parmak bu mevki için biçilmiş kaftan.
Başta da dediğim gibi bu köprünün altından daha çok sular akacak. Yeterki biz maçlarımızı kazanmaya devam edelim. Dün akşam da gördük ki Fb hakemlere ragmen kazanamıyor. Hakem yardımıyla nereye kadar gider? Bir yerden sonra bu hakemleri atayanlar da bıkacaktır. Bizim elimizden gelen budur. Biraz da hakemsiz maç kazanın diyeceklerdir.
Alanya maçını kazandığımız takdirde Trabzonspor’un 35. haftadaki Galatasaray maçına kadar maç kaybetmeyerek tekrar bir galibiyet serisi yakalayarak şampiyonluk potasına tekrar gireceğini düşünüyorum. Umarım MHK Galatasaray maçında da tetikçi bir hakem görevlendirip tekrar hevesimizi kursağımızda bırakmaz.