Bu puanları çok arayacağımız bir maç daha geride kaldı. Kayıp bir sezonda, bu dar kadroya rağmen 2. olarak Şampiyonlar Ligi ön elemesine katılma hakkı elde etmek gerçekten güzel bir mutluluk olurdu. Üstelik te rakiplerin sürekli puan kaybettikleri haftalarda. Ancak benim hala umudum var.

Trabzonspor dünkü maçta kaleciye ve direklere takılarak berabere kalmış olsa da gelecek adına bazı olumlu sinyaller verdi. Aynı şekilde devam eden olumsuzluklar da yok değildi. Bunların başında da Avcı’nın Hüseyin ve Yunus Mallı inadı geliyor.

Kayserispor topu Trabzonspor’a bırakıp, topun arkasına 4-4-2 ile geçerek Trabzonspor’un geride bırakacağı boşluklardan kontra ataklarla gol bulmayı planladı. Trabzonspor Hüseyin Türkmen’in goldeki fahiş hatası dışında geride boş alan bırakmadı.

Hüseyin her zamanki gibi formunun zirvesinde. Çalım yemekte, kademe kaybetmekte üzerine yok. Çok merak ediyorum Süper Lig’de bu kadar kolay çalım yiyen başka bir stoper var mıdır acaba?

Bu tip, düşmemeye oynayan Anadolu takımlarından erken gol yemek sıkıntılıdır. Dirençleri artar ve altın değerindeki üç puan için can havliyle oynarlar. Neyse ki maçın yıldızlarından Wakame’nin muhteşem asisti, mavi gözlü komşunun ceza sahasına çok güzel hareketlenmesi, topu muhteşem kontrolü ve soğukkanlı vuruşu ile Trabzonspor’u olası bir kabustan erken uyandırdı.

Kayseri’nin topu Trabzonspor’a bırakması, Flavio ve Bakasetas’ın muhteşem oyunu ile maç Kayseri ceza sahası önünde bir set hücumuna dönüştü. Bizim haftalardır söylediğimiz gibi Trabzonspor ya hücuma geçiş oyununu çok iyi yaparak veya maçı domine edecek bir set hücumu ile daha çok gol pozisyonuna girebilir ve gol bulabilir. Maçı domine eden set hücumu ile birlikte Kayserispor Trabzonspor’u neredeyse hiç geri koşturamadı. Trabzonspor’lu futbolcular dönen bütün topları toplayarak üst üste atak tazeledi. Ancak set hücumlarında yapılan büyük bir hata, daha doğrusu bir eksiklik var.

Set hücumu ile birlikte Trabzonspor oyunu domine eden, baskılı oynayan taraf gibi gözükse de Trabzonspor’lu futbolcular ceza sahasında çoğalamıyorlar. Takım ceza sahası çevresinde sürekli pas yaparak, top dolaştırarak rakip savunmada boşluklar arıyor. Trabzonspor’un hücum oyuncuları birebirler, ikiye birler, verkaçlar vb değişik hücum varyasyonları ile rakip ceza sahası içine girmekte zorlanıyorlar. Gol pozisyonlarındaki kısırlığın en büyük sebeplerinden biri de budur. Avcı’nın takıma daha çok hücum varyasyonları çalıştırması gerekiyor.

Özellikle de oyun görüşü ve futbol zekası yüksek, top kontrolü üst düzey, iki ayağını da çok etkili kullanan şutör bir Bakasetas’ın mutlaka ceza sahası içinde topla daha fazla buluşturulması gerekiyor.

Set hücumu için ileride çok iyi basan, ayağında top saklayarak takımın ileri çıkmasını sağlayan, pas isabet yüzdesi yüksek, takımı bir maestro gibi yönetecek futbolcuya ihtiyaç vardır. İşte bu adam Flavio. Dünkü maçta öyle muhteşem bir futbol oynadı ki hem hücum hem de savunma aksiyonlarında bir general gibi takımı yönetti. Arkadaşlarına boş alan yarattı, takımı sürekli ileride tuttu. İşte tam bu noktada insan sormadan geçemiyor. Ah be Avcı hocam! Sivasspor maçında neden Flavio ile başlamazsın acaba? Nedir bu Yunus Mallı inadı?

Neyse ki Kayserispor maçında bu inadından vazgeçti fakat 1.ligde ancak oynayabilecek kapasitesi olan Hüseyin Türkmen’den sağ bek yaratma inadı hala daha devam ediyor. Hüseyin’in sağ bek oynadığı maçlarda rakip takımlar maden bulmuşçasına sürekli olarak Trabzonspor’un sağ kanadından yükleniyorlar. Savunma oyuncuları sürekli olarak Hüseyin’in açıklarını kapatmakla    meşgul       oluyorlar.
 

Sevgili hocam bunu yokluktan yapıyorsun desem, o zaman Serkan Asan’a güvenip Pereira’yı neden gönderdin? Serkan Formsuz ve tecrübe eksiği var diyelim, bizim müzmin sakatımız Kamil Ahmet nerede? Yine sakat ise koy Parmak’ı sağ beke de en azından hücuma bir katkısı olur.

Olmuyor Hüseyin kardeşim olmuyor. Tamam Trabzon’lusun, öz evladımızsın fakat bir stoper bu kadar kolay çalım yemez, kademesini bu kadar çok kaybetmez.

Kayserispor ikinci yarı yaptığı oyuncu değişiklikleri ile birlikte taktik değişikliğe giderek ileri de basmaya başladı. Bununla beraber geride boş alanlar bırakacağı aşikardı ve bu yüzden Yusuf Sarı’nın oyuna biraz daha erken alınması gerekirdi.

Trabzonspor’un hücum hattı gerçekten çok istekli ve iştahlıydı. Djaniny ve Ekuban sürekli kanat değiştirerek Kayseri savunmasını şaşırttılar. Wakeme muhteşem oynadı. Takımın beyni Flavio kanatlara da destek verdi. Bakasetas bir virtiöz gibi oynadı. Bakasetas hücum zenginliğinde kullanılırsa, kaliteli hücum oyuncularının arasına sokulup ceza sahası içinde tutulursa o kadar etkili oluyor ki bu maçta bunu bir kez daha görmüş olduk.

Trabzonspor geçmiş haftalara göre nispeten daha derli toplu, daha güzel bir futbol oynamasına rağmen direklere ve Kayseri’nin 18’lik kalecisine takıldı. Trabzonspor kalan maçlarını kazanırsa ikincilik sürpriz olmaz. Ancak moral bozmaya gerek yok. Bardağın dolu tarafından bakmakta fayda var. Bu kadar dar bir kadro, sistematik hakem hataları ve sezon başında kaybedilen puanlara rağmen dördüncülük te bir tesellidir. Bazı eksiklerini, inatlarını eleştirsek te Abdullah Avcı Trabzonspor için en iyi, en isabetli yerli hocalardan biridir.

Şampiyonluk hedefi için teknik heyet ve kadro istikrarı olmazsa olmaz koşulların başında gelmektedir. Trabzonspor uzun vadeli hocasını bulmuştur ve her koşulda sabır göstermelidir. Bir daha altı ayda bir teknik direktör değiştirilen günlere asla dönülmemelidir. Avcı’nın kendi kurmadığı bu dar kadro ile bu sezon yaptıkları, istediği futbolcular alınırsa gelecek sezon neler yapabileceğinin işaretlerdir.

Kadro bozulmadan, Avcı’nın oyun sistemine uygun olarak yapılacak isabetli ve nokta atışı transferler ile Trabzonspor gelecek sezon hakemleri de yenerek şampiyon olabilecek bir seviyeye gelebilir.

Umudunu kaybetme, geleceğe umutla bak Trabzonspor taraftarı. Saygı ve sevgilerimle…