Trabzonspor’u ve taraftarını özlediğimiz bu uzun aradan sonra, yediğimiz amatör golleri bir kenara bırakırsak Perşembe akşamı gözlerimizin pası silindi adeta. Ancak yediğimiz saçma golleri bir yana bırakamayız. Hayatta en büyük zaferlerin arkasında bile çöküşe götürecek ayrıntılar gizlidir. Umarım oynanan güzel ofansif oyun, Avcı’nın bu hataları irdelemesine mani olmaz.
Geçen sezonki kabız futboldan sonra gerçekten de göze çok hoş gelen muhteşem bir ofansif takım vardı sahada. Geçen sezona göre adeta siyah ile beyaz gibi fark ediyordu. Savunmadan paslaşarak oyun kurma, hücuma hızlı geçiş oyunu, yüksek pas isabeti, ceza sahası çevresinde değişik hücum varyasyonları, oyunu kanatlara yayma vb bir hücum organizasyonunda uygulanması gereken ne varsa birçoğunu yaptı Trabzonspor.
Bir bakıyorsun Hamsik veriyor Djaniny ceza sahası içinde. Arkasından Baksetas veriyor Gervinho kaleci ile karşı karşıya. Sonra Djaniny veriyor Hamsik poziyona giriyor. Sağdan Gervinho soldan Wakeme bindiriyor. Arada mevki değişiklikleri oluyor. Ceza sahası çevresindeki hızlı ve isabetli paslaşmalar rakip savunma futbolcularının arasını açıp boşluk vermelerini sağlıyor. Geçen sene en çok eleştirdiğimiz şeylerden biri de hücumda rakip ceza sahası içinde çoğalamamaktı. Bu maçta bunun tam tersi bir görüntü vardı. Bu koşullarda rakip savunmasının başı döner. Ne yapacağını şaşırır. İşte burada geleni adrese teslim edecek bir forvet diye bağırıyor takım.
Şampiyonluğun şifrelerinden biri de kapanan takımları açmaktan geçiyor. Trabzonspor bu orta saha ve bu hücum hattıyla Süper Lig’de açamayacağı bir savunma, gol atamayacağı bir takım olamaz.
Yedik, içtik, eğlendik buraya kadar her şey güzel de şimdi gelelim zurnanın zırt ettiği yere!
Yenilen o goller nedir kardeşim? Trabzonspor’un uzun zamandır böyle saçma ve basit golller yediğini görmemiştim. Bunun sebepleri ne olabilir çok ciddi olarak irdelenmesi ve kesinlikle çözülmesi gerekiyor?
Hani ilk elin günahı olmaz, ilk maçtı, savunma oyuncularının konsantrasyon bozukluğu veya rakibi hafife almak dersek sorun değil. Maç yaptıkça düzelir. Yoksa Avcı, aslında geçen sezon savunma problemini çözemedi de hücuma kalabalık çıkmayarak, kalabalık savunma yaparak ve az gol atıp az gol yiyerek savunma problemini çözmüş gibi mi göründü? Az gol atıp az gol yiyerek veya çok gol atıp çok gol yiyerek başarılı olunamayacağını herkes bilir. Mesele çok gol atıp az gol yemek.
Ortada teknik, taktik ve kadro mühendisliği konusunda bir hata ya da hatalar yapıldığını düşünüyorum ve seziyorum.
Molde maçından önceki yazımda bu konuya üstüne basa basa değinmiştim.
Trabzonspor orta sahası ve hücum hattı teknik becerisi çok yüksek fakat temaslı oyun oynamayan, yaşı nispeten ilerlemiş futbolculardan oluşuyor. Top Trabzonspor’dayken sorun yok ancak top rakipteyken baskı görmeyen rakip, orta sahamızı kalabalık bir şekilde, elini kolunu sallayarak geçiyor. Kaybedilen topu geri alma süresi çok uzadı. Temaslı futbol oynayan, basan sadece Berat ile Bakasetas.
Avcı’nın diğer futbolculara da temaslı oynamalarını, baskı yapmalarını empoze etmesi gerekiyor. Ancak sorun şu ki, bu futbolcular temaslı oyunu oynayamayan futbolcular ise veya yaşları gereği bunu yapamıyorlarsa yandı gülüm keten helva. O zaman ortada ciddi bir kadro mühendisliği hatası yapıldı demektir.
Orta sahamızın çabuk geçilmesindeki bir diğer ciddi handikap ta bas bas bağıran sol bek sorunu. Gerçek mevkii sağ bek olan Perez’in sol bekte oynatılması bence fahiş hatadır. Ne Perez sol bekte etkili olabildi ne de Serkan sağ bekte. İki gol de kanatlardan içeriye yapılan bindirmelerden geldi. Zaten bu Serkan Asan’ı hiç anlamadım ve anlayabileceğimi de zannetmiyorum. Kendisi ayrı bir makale konusu olabilir.
Rakip hücum ederken rakibe sırtı dönük olarak bekleyip araya atılan topu kaçırmak, ya alt yapıda alınan eksik eğitimi, ya tecrübesizliği ya da mental yetersizliği gösterir.
Avcı, Trondsen ve İsmail hazır değil o yüzden Perez’i solda oynattım diyerek bir nevi Faruk Can’ı yok sayıyor, değersizleştiriyor. O Faruk Can değil miydi seni Başakşehir maçında kurtaran. Her fırsatta “verimli topraklar” diyen sevgili hocam; bu söylemler bana hamaset gibi geliyor. Ennihayetinde oynadığın takım Barcelona değil. Sol bekte Faruk Can, sağ bekte Bruno Perez oynasaydı kanatlarımızın bu kadar rahat geçilebileceğini zannetmiyorum
Velhasılı kelam, takım nokta santrafor ve kaliteli bir sol bek diye bas bas bağırıyor. Bu iş müzmin sakat forvet Koita ve vasat sol bek İsmail Köybaşı ile gitmez.
Avcı’nın ve takımın ilk maçta yaptıkları hataları analiz ederek rövanş maçını geçeceğini düşünüyorum. Güzel günlerde görüşmek umuduyla, saygı ve sevgilerimle…